Adana Barosu´ndan Av. Oya Tekin ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü söyleşisi
GÜNDEM 7.03.2018 15:12:04 588 0

Adana Barosu´ndan Av. Oya Tekin ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü söyleşisi

"HER ON KADINDAN DÖRDÜ YAŞADIĞI ÇEVREDE KENDINI GÜVENSIZ HISSETTI?

RÖPORTAJ: VAHİT ŞAHİN

Yarın 8 Mart Dünya kadınlar Günü. Bugünle ilgili kadınlarımızın kanuni haklarını ve bu hakları nasıl kullanması gerektiğini Adana Barosu Avukatlarından Oya Tekin ile konuştuk. Tekin, ?Kadın hakları mücadelesinde son iki yüz yıldır çok mesafe katedildi ve bundan sonra da gerek mevcut kazanımların korunmasına gerekse var olan ayrımcılık ve şiddetin ortadan kaldırılmasına yönelik mücadele sürecek kuşkusuz? dedi.

Sayın Oya Tekin ile yaptığımız soru-yanıt şeklindeki röportajımızı yayınlıyoruz:

YENİ ADANA - Öncelikle son yıllarda Ülkemizde kadın haklarına yaklaşımı ve geçirilen evreleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

AV.OYA TEKİN - Kadın hareketinin anayasa ve yasalarda yaptırdığı değişikliklerin iktidar tarafından içselleştirilmediğini görüyoruz.Yasa çıktıktan sonra,bu yasanın uygulama mekanizmalarının kurulması gerekir ki yasa uygulanabilsin,işlerlik,işlevsellik kazanabilsin.

6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun misal; güvenlik ve yargı sistemi tarafından tedbir,koruma ve önlemeyi düzenleyen kritik maddeler uygulanmayarak-uygulanmasına fiili engeller çıkarılarak veya kağıt üzerinde bırakılarak bürokrasi çıkmazında çözümsüzlük üretmektedir çoğu zaman.

YENİ ADANA - Kadının Anayasal,yasal haklarındaki mücadelesinde son yıllarda yapılan hukuksal düzenlemeler nelerdir somut olarak?

AV.OYA TEKİN - Kadının anayasal,yasal hakları konusundaki mücadelesinin son yılları, toplumsal cinsiyet eşitliğini  aile ve toplum yaşamında esas almaya yönelik ,ayrımcılıga karşı olan düzenlemelerin hukuk sistemimizde yer alması gibi kazanımlar elde etmiştir.

Aile konusundaki Anayasal değişiklikle ,2001 yılında anayasanın 41 maddesine ?ailenin eşler arasında eşitlik ilkesine dayanacağı?hükmü getirilmiştir.

Ayrımcılık yasağını düzenleyen Anayasa 10.maddeye ?kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir;devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür?hükmünün eklenmesini söyleyebiliriz.Bu mücadeledenin ise ?kota ve pozitif ayrımcılık uygulamaları? ile yapılacağı anayasa hükmü haline getirilememişti.

Ülkemiz kadın hareketi erkeğin aile reisliğine dayalı modelin tasfiyesi ile eşitlikçi bir aile modeli yaratılması konusunda yıllarca mücadele vermiştir.

2002 yılı Medeni Kanun değişikliği ile ?ailenin reisi kocadır? ibaresi değiştirilerek ?evlilik birliğini eşler birlikte yönetir?ibaresi getirilmiştir.

Medeni Kanun yeni şekliyle kadın-erkek eşitliğini gözeten,cinsiyet ayrımcılığına son veren,kadınları aile ve toplum içerisinde erkeklerle eşit kılan,kadının emeğini değerlendiren bir düzenleme olmuştur.

YENİ ADANA - İstanbul sözleşmesinden bahsedermisiniz?

AV.OYA TEKİN - İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşmedir. Bu nedenle yalnızca Sözleşmeyi onaylayan ilk devlet olan Türkiye açısından değil Avrupa Konseyine üye tüm diğer devletler bakımından da son derece önemli bir yere sahip.11 Mayıs 2011´de İstanbul´da imzaya açılan Sözleşme, 1 Ağustos 2014´te yürürlüğe girmiştir.İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor.Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde anlaşılır. Dolayısıyla ?aile? olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmez. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve Taraf Devletlerin bunu garanti altına alması gerekir.Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi´nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.Ancak devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Aynı zamanda şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü devlete ait. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde şiddetin sorumlusu İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde devlet olacaktır.Yine 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun 2012 ?de yürürlük kazandı.Bu kanun aile içi ve kadına yönelik şiddete adil,etkili ve hızlı çözüm bulmak amaçlı uluslararası alandaki düzenlemelere paralel olarak hazırlandı.Kanunda aile içi şiddeti önlemeye yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler düzenlenmiştir.

YENİ ADANA - 6284 sayılı Kanunun uygulanması konusunda neler söylersiniz?

AV.OYA TEKİN - Bu yasayla mahkemeye gitmeye gerek kalmadan en yakın polis, jandarma yada valilik,kaymakamlık gibi mülki amirler koruma tedbiri kararı verebiliyor.

Bu tedbirler barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması,rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi,müşterek konuttan veya bulunduğu yerden uzaklaştırma veya müşterek konutun korunan kişiye tahsisi gibi koruyucu ve önleyici tedbirler oluyor.

Yasal düzenlemeye rağmen kadınlar hem şiddetin uygulayıcıları hem de bu önlem ve  tedbirlerin uygulayıcıları olan kurumlarla mücadele ediyorlar ve yıldırılarak pes etmek zorunda bırakılıyorlar.

Kanun uygulanmasındaki olanaksızlıklara rağmen tüm koruma ve önleme tedbirlerinin yasal olarak alındığını varsayalım,en son olarak sığınılacak yer olan şiddet önleme merkezlerinin(ŞÖNİM) sembolik sayıda çok az ve de hizmetlerinin yeterli olmaması sebebi ile şiddet mağduru kadın kendi kaderine terk ediliyor.Yapılan istatiksel çalışmalarda bu durumu destekler nitelikte;

TÜİK istatistiklerde kadın raporu ?yaşam memnuniyeti araştırması? sonuçlarına göre; her on kadından  dördü yaşadığı çevrede kendini güvensiz hissetti?

Yine Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun 2017 veri raporuna göre;

2017 ylında 409 kadın erkekler tarafından öldürüldü,387 çocuk cinsel istismara uğradı,332 kadına ise cinsel şiddet uygulandı,Geçtiğimiz yıllara göre kadın cinayetleri arttı.

Kadınları kimin öldürdüğü ise ;%33 tespit edilemiyen,%22 koca,%13 tanıdığı biri akraba,%9 erkek arkadaş,%5 boşandığı erkek,%4 baba,%4 oğul,%4 tanımadığı biri,%3 ayrıldığı erkek,%2 ağabey,%1 üvey oğul

Kadınların hangi bahanelerle öldürüldüğü ise;% 29 şüpheli ölüm,% 28 tespit edilemiyen,% 21 kendi hayatına dair karar alması,%7 boşanmak istemesi,%5 ekonomik,%2 ilişkisini sonlandırmak istemesi,%2 başka kadını korumak istemesi,%1 arkadaşlık teklifini reddetmesi,%1 barışma istegini reddetmesi,%1 kaçırılma ve tecavüz,%1 ayrılmak istemesi,%1 çocuklarıyla ilgili,%1 tecavüz

Söyleşimize başlarken kadının yıllarca süren hak arayışları ve mücadelesi sonucunda Anayasa ve kanunlarda yapılan değişiklikleri siyasi iktidarın içselleştirmediğini ve uygulanabilirliği konusundaki engelleri kaldırmakta çaba harcamadığını söylemiştik.

Siyasi iktidar pozitif ayrımcılık getiriyoruz diye yaptığı  tüm  propagandalarda,aslında ?korumacılık? ve ?negatif ayrımcılık? yapıyor.Kadını korumak adına,kadınlara özel plajlar,pembe taksiler,metroda özel vagonlar gibi kadınların bulunabileceği alanları sınırlayor;bu alanların dışında kalan bütün alanları erkeklere tahsis ederek  ayrımcı politikalar geliştiriyor aslında.

Dünya emekçi kadınlar gününü  şiddetin olmadığı,özgürlüklerin kısıtlanmadığı gerçek demokrasinin yaşandığı ,coşku ve neşe içerisinde kutlayacağımız günler diliyorum.

YENİ ADANA ? Teşekkür ediyoruz.

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

Gaziantep'te Gezilmesi Gereken Tarihi Mekanlar

30 Ağustos coşkusu Çukurova’da yaşandı

TMMOB İKK,‘Ülkede, Bölgede, Dünyada Barış’ Her Zaman Şiarımız Olacaktır"

ÇGC,‘Bağımsızlık tutkumuz hiç bitmeyecek’

Prof. Dr. Süleyman İrvan:“Basılı gazeteciliğin bittiğini ilan etmek durumundayız”

“30 AĞUSTOS; DÜŞMAN DEVLETLERE ŞAPKA ÇIKARTTIRAN BÜYÜK ZAFER”

TGF "30 Ağustos, Türk Milleti için varlık nedenidir"

ÇGC,“Hür doğup hür yaşamak çok önemli”

30 AĞUSTOS ZAFERİNİ KAZANAN BAŞKOMUTAN DEMOKRATTIR; O'NUN CUMHURİYETİNİ YIKMAK İSTEYENLERİN DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ YOKTUR

ÇYDD Türkiye Cumhuriyeti'nin 100., Büyük Taarruz'un 101. yılını Afyonkarahisar'da Kutladı

ULUSAL VE YEREL MEDYADA ZAFER BAYRAMI SERGİSİ DÜZENLENİYOR

26-30 AĞUSTOS 1922 BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ:KUTSAL SAVAŞ

Ankara'dan Uçakla Günübirlik Ziyaret Edebileceğiniz Şehirler

KAYMAKAM ATAMALARI GERÇEKLEŞTİ

ÇYDD'DEN AFYON BULUŞMASI

Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan deprem açıklaması

JMO’dan “17 Ağustos 1999 Depremi” Açıklaması

ÇGC’de kaynaşma yemeği

TGC: "Gazetecilik tutukluluk nedeni olmaktan çıkarılmalıdır"

ADANA BAROSU’NDAN ‘HAK İHLALİ’ İDDİASI

Enerjisa Enerji ve TEMSA’nın Oyungezer Otobüsü Deprem Bölgesinde

  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00
  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu