?GAZİ, KAHRAMAN, ŞANLI HALEP? NEYİN NESİ BİR ANLASAK!

?GAZİ, KAHRAMAN, ŞANLI HALEP? NEYİN NESİ BİR ANLASAK!

Dış siyasetimizin ulusal çıkarlarımız bağlamında nasıl bir kırılma noktasına getirildiğini görebilecek ve bundan kaygı duyacak yetkili, etkili kesimler, parlamentoda görev yapan milletvekilleri bu gidişe dur demenin çareleri geciktirmeden aramalı.

 

Köşemizin başına AKP´nin internet sitesinde yer alan ve Ahmet Davutoğlu´nun partisinin Salı günkü grup toplantısındaki konuşmasının, ?Halep´in acısını yüreğimizde hissediyoruz? ara başlığı ile verilen ibret verici bölümünü aynen veriyoruz:

"Maalesef yanı başımızda yaşanan acılar gün geçtikçe büyüyor" ifadesini kullanan Davutoğlu, insanların can vermeye, şehirlerin yıkılmaya, kitlelerin evlerinden olmaya devam ettiğini söyledi.

Esed rejimi ve Rusya´nın mazlum ve masum insanların ocağını başlarına yıkmak için her gün bombalar yağdırdığını belirten Davutoğlu, Türkiye sınırında on binlerce insanın bin bir zorlukla hayata tutunduğunu belirtti. Davutoğlu, şunları ifade etti:

"Ne yiğit bir halktır Suriye halkı. Dün sayın Merkel ile görüşürken, Suriye muhalefetinin gücü üzerinden yapılan spekülasyonları ele aldık ve kendine şunları ifade ettim: Bir halk düşünün ki kendilerine zulümle, baskıyla gelen düzenli bir orduya karşı 5 yıl direndi. Bu zalim rejim güçleri varil bombalarıyla, kitle imha silahlarıyla halkın üzerine geldi, halk teslim olmadı. Arkasından Hizbullah milisleri geldi. İran´ın gayrinizami harp güçleri devreye girdi. Rivayetlere ve değişik bilgilere göre çok sayıda İranlı generalin öldüğü savaşlar yaşandı. Arkasından Rusya bütün gücüyle yüklendi. Düşünün, bir halk, Halep; İran, Rusya, Suriye güçlerinin yoğun baskısı altında hala direnişini sürdürüyor. İkinci dünya savaşından bu yana insanlık bu kadar zulüm ve acıya şahit olmadı. Son günlerde Halep ağır saldırılara maruz kalırken biz Halep´in acısını yüreğimizde hissediyoruz. 

Bu Cuma inşallah kurtuluş gününü kutlayacak olan Kahramanmaraş´a gideceğim. 1921 yılı şartlarında 4 şehir yabancı istilasına direniyordu. Maraş, Antep, Urfa ve Halep. Üç şehir istiklalini kazanabildi ve bugün Türkiye içinde özgür, gelişmiş, barış ortamında varlığını sürdürüyor. Onların kardeşi olan Halep ise yanıyor. Yüzyıllardır kalbimizin, medeniyetimizin parçası olan Halep yanıyor ve dünya seyrediyor. Maraş ayağa kalktığında, Antep şahlandığında, Urfa bayrağına, istiklaline sahip çıktığında Halepliler onlar için dua ediyordu. Şimdi de biz tarihi borcumuzu ödeyerek direnen, şanlı, kahraman, gazi Halep´e, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa adına sahip çıkacağız. Orada bugün Rus uçaklarının bombaları altında Rabbine ve tarihine sığınarak bekleyen Halepliler hiç mahzun olmasınlar. Türkiye bir  bütün olarak arkalarındadır. Nasıl onlar Kahramanmaraş´ın yanındaydılar, Gaziantep direnişine destek verdiler, Şanlıurfa´nın şanlı yürüyüşüne dualarıyla, yürekleriyle katıldılar, bizim için de artık Halep bütün bu ünvanlarla anılacaktır. Gazi, kahraman, şanlı Halep´tir. TBMM´den şanlı, kahraman, gazi Halep´e buradan selam ediyoruz. Gün gelecek bu zulüm bitecek.?

Okurlarımızın bir bölümünün dikkatlerinden kaçmış olabileceğine inandığımız bu konuşmayı ibret verici bulmamızın nedeni açık: Satır satır ve sabırla okunduğunda görülecektir ki ülkemizin dış politikasının oradan oraya savrulduğu haliyle Türk ulusunun ve Türkiye Cumhuriyeti´nin gerçek çıkarları hiç bir bağlantısı kalmamıştır. Güney komşumuzun iç savaşında taraf tutmayla ortaya çıkan bir  ülkenin ulusal egemenlik haklarını hiçe sayan bir siyasetin kendi güvenliğimizi ve bölgedeki saygınlığımızı tehlikeye attığı çok acı biçimde anlaşılmıştır. Oluşturulan ?kötü emsal´ durumu kendi ulusal egemenlik haklarımızın da tecavüze uğraması bağlamında çevreye ve emperyal güçlere bahane yaratmıştır. Nitekim PKK saldırıları karşısındaki meşru müdafa haklarımız sorgulanmaya başlanmış, Türkiye hakkında savaş suçu işlediği savıyla uluslararası yargı mekanizmalarına başvuru girişimleri ortaya atılır hale gelmiştir.

Halep´te Şam hükümetinin kenti geri alma çabaları ile Kurtuluş Savaşımızda Gaziantep, Kahramanmaraş ve  Şanlıurfa´da kuvayi milliyenin işgalci güçlere karşı verdiği mücadeleyi aynı kefeye koymak da ayrı bir talihsizlik örneğidir. Hele Haleplilere tarihi borç ödeme laflarının kendi ulusal geçmişimizle hiç bir bağlantısı yoktur. Bunların tümü Türk ulusunun vatanını kurtarmak için döktüğü kanları, bugünkü başarısız siyaset polemiklerinin hafifliğine kurban etmenin ötesinde anlam taşımaz.

Gelelim bir temel yanlışa: Aslında ne yazık ki ülkemiz yöneticileri Suriye ve özelde de Halep halkına bir başka açıdan borçludurlar. Suriye iç savaşını bir mezhep mücadelesi haline sokan biribirlerine hasım ülkelerin yarattığı kanlı pazarda, isyancı güçlerin yanında yer almamız ülkemize tarihsel sorumluluk yüklemiştir. Ölen ve yerinden yurdundan olan insanların trajedisi sadece Esad rejiminin gaddarlığına bağlanamaz. Savaşı körükleyen, kızıştıran ve tırmandıran bir unsur olmak da en az o  kadar sorumluluk yükler bunu yapana?

Rus kaynakları Davutoğlu´nun konuşmasında geçen bu hususları kendilerince yorumlarken, isyancıların destekçisi olduğunu bu denli açıkça ifade eden bir ülke yönetiminin, Suriye´yi işgale mi hazırlandığını sorup duruyorlar şu sıralar. Hatta Halep savunması adına halen Hatay´dan Suriye´ye militant aktığını, silah ve mühimmat sevkedildiğini ileri sürüyorlar. Ayrıca Türk topçusunun İdlip bölgesinin bir bölümünü bombardman altında tuttuğu suçlaması yapıyorlar. Bunların ne derece doğru olduğunu bilemeyiz ama Suriye Ordusu´nun kendi ülkesinin en önemli bir kentini Rusların yardımı ile isyancılardan temizleme harekatını en azından uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak kınama yolunu seçen bir yetkili ağzın fiiliyatta her türlü yönteme tevessül edebileceğini de kabul etmeden edemiyoruz.

Davutoğlu´nun ?Türkiye bir  bütün olarak arkalarındadır. Nasıl onlar Kahramanmaraş´ın yanındaydılar, Gaziantep direnişine destek verdiler, Şanlıurfa´nın şanlı yürüyüşüne dualarıyla, yürekleriyle katıldılar, bizim için de artık Halep bütün bu ünvanlarla anılacaktır. Gazi, kahraman, şanlı Halep´tir. TBMM´den şanlı, kahraman, gazi Halep´e buradan selam ediyoruz. Gün gelecek bu zulüm bitecek,?  sözleri gerçekten ibretle incelenmeli. Dış siyasetimizin ulusal çıkarlarımız bağlamında nasıl bir kırılma noktasına getirildiğini görebilecek ve bundan kaygı duyacak yetkili, etkili kesimler, parlamentoda görev yapan milletvekilleri  bu gidişe dur demenin çareleri geciktirmeden aramalı. 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı