CENGİZ ARCAN

Tarih: 04.06.2021 06:35

ZÜLKARNEYN

Facebook Twitter Linked-in

Bizim toplum dizi filmleri çok sever. Bilhassa bugünlerdeki diziler gibi canlı programları. Devamı haftaya Pazar... 

Bir arkadaşım rahatsızlanmış. Ben de geçmiş olsun ziyaretine gittim.

Dertleştik, arkadaşım dertlerini ve ağrılarını anlattı.

Her ne kadar duygularımı gizlesem de, gözlerim yaşardı. 

Ben ağlamasını bilmem ama bazen gözlerimden yaş aktığını hissederim ve karşımdaki kişilerin gözyaşlarımı görmemesi için saklamaya çalışırım. Bu konuda ne kadar başarılı olduğumu da karşımdaki kişilere soramadığım için bilmiyorum. 

“Bu kadar ziyaret yeter.” dedim ve iyi dileklerimi sunarak kalktım.

Hasta arkadaşım bana bakarken benim gözlerim tekrar yaşlandı. Bu ara arkadaşım bana bir şey sormak istediğini söyledi.

“Sor” dedim.

-Zulkarneyn kim?

“Zaman yolcusu. Zamanlar arası yolculuk yapabilen özel görevli” dedim.

-Peker Zulkarneyn olabilir mi?

Hoppala, bu da nereden çıktı?

Şimdi ben bu hasta herife ne cevap vereyim?

Bu adam aptal mı yoksa beni tiye mi alıyor?

Hasta olduğu için ziyaret ettim, üzüldüm, gözyaşı akıtmıştım. Meğer adam dizi film hastasıymış.

“Peker, Pazar günü gerçek kimliğini açıklayacakmış. Pazara kadar sabret” dedim. Başka ne söyleyebilirim?

Hastaya mı üzüleyim yoksa dizileri seyredip bilgi sahibi olamadığıma mı? Hasta, yatağında adam dünyayı takip ediyor ben ise hiçbir şeyden habersiz ot gibi yaşıyorum.

Bu filmlerin senaryosunu kim ve nerede yazıyor acaba? Ben de bunu merak ediyorum...
 

Bizim hastane odalarımızda bile her hastanın başında televizyon var.

Magazin ve dizi filmleri izlemeden dertlerimize derman bulamıyoruz...

Ne diyeyim?

Bu Sedat Peker herkesin kafasını karıştırdı, bizim hasta arkadaş bile hastalığını unuttu.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —