(DEFTER) Cumhuriyetimizin ilanının 100. yılının hak ettiği ağırlık ve canlılıkta, tüm toplum kesimlerinin coşkulu katılımıyla kutlanması, ancak resmi, toplumsal ve bireysel girişimlerin uyum içinde hayatiyet kazanması ile mümkün olabilecektir.
Tarihimizin bu önemli dönemecinin anlamı, yaratılacak coşku ile doğru orantılı pekişecektir.
Bu bağlamda atılacak önemli adımlardan ilki, ulusal birlik duygusunu sembolleştirecek, şimdiden dilimize yerleşip ezberimize girecek bir ‘Yüzüncü Yıl’ marşının topluma mal edilmesi olmalıdır.
Türkiye’nin ve uluslararası toplumun önde gelen şair, ozan ve kompozitörlerinin bu yönde özendirilip, teşvik edilmesi önemlidir. Fazıl Say’ın böyle bir göreve talip olması tarihi bir şans olacaktır. Yüzüncü Yıl marşının, 10. Yıl marşı benzeri bir heyecanı yaratması da kaçınılmaz olacaktır. Bu heyecanın yakalanamaması halinde, 10. yıl marşının yüzüncü yılda da duygusal ağırlığını koruyacağı unutulmamalıdır.
***
Ulusal ve uluslararası düzeyde yapılacak kutlama programlarının kapsam ve düzenine ilişkin bazı önerileri buradan paylaşmak isterim.
Yüzüncü Yıl kutlamalarını düzenlemek için kurulması öngörülebilecek birimin özerk şekilde bütçelendirilmiş bağımsız kararlar alabilecek yapıda olması ve kompozisyonunun resmi ve sivil toplum temsilcilerini eşit düzeyde içermesi öngörülmelidir. Gerçekleşmesi halinde böyle bir yapılanma başarının anahtarı olabilecektir.
Yüzünce yılı idrak ederken düzenlenecek tören, gösteri, resmigeçit, oyun, sergi, konser ve benzeri etkinliklerin önceden listelenmesi isabetli olacaktır. Söz konusu çalışmanın, bünyesinde program ve içerik belirleyici tarihçi, danışman, sanatçı, edebiyatçı, küratör, organizatör, sunucu, anlatıcıları içeren ekipler tarafından gerçekleştirilmesi ideal uygulamadır.
Resmi kutlama programına dahil edilecek sembol tarihler ve tarihi olayların, özellikle tarihçilerimizin önerisiyle şekillenmesi olası tartışmaları baştan önleyebilecektir.
***
Resmi törenlere paralel olarak kurtuluş günleri, kongreler gibi anma törenlerinin ve meslek grubu girişimlerinin, Kent Konseyleri yönlendirmesiyle birbirini gölgelemeyecek düzende saptanması da keza isabetli olabilecektir.
Tarihimizin en büyük, an anlamlı dönemecinin büyük bir toplumsal coşku ve katılımla anılması, toplum bireylerimizin de görüş ve önerileri ile daha fazla zenginleşebilecektir. Basın kuruluşlarımızın, STK’ların bu yönde bir fikir geliştirebilmesi, kutlamalara farklı boyutlar kazandırabilecektir.
Unutmamalı ki ‘Benim en büyük eserim Cumhuriyettir’ diyen Atatürk, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini bizlere emanet etmiştir.
Yüzüncü yılımızı en etkin şekilde kutlama beklentisi ve 100. Yıl marşı hatırlatması ile esenlikler dilerim.
Hasan Sevilir Aşan
asanlar@hotmail.com
