Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


YIKILDIK

Adana’ya döneli daha bir iki ay olmamıştı ki depreme yakalanmıştık.


Aslında, yeni bitmiş bir apartmanın 11. katında dışarıya çıkmak üzere asansöre doğru adım atmışken bir kibrit kutusundaymışçasına sallanmamızın sebebinin deprem olduğunu bile anlamamıştık. Kapının eşiğinde, çocuğumu gövdemin arasına almış, kelime-i şahadet getirmeye başlamış, çaresiz bir şekilde o kuvvetli sarsıntının geçmesini beklemiştik. Bir asır gibi gelen saniyeler sonrasında can havliyle kendimizi merdivenlere attığımızda gün ışığına bir kez daha kavuşuncaya dek dualarımızı esirgememiştik.

Acı haber Ceyhan’dan gelmişti. Yan yana iki apartmandan biri sağlam duruyorken, diğeri un ufaktı ve akrabalarımdan beş kişiye mezar olmuştu. Günler sonrasında baş sağlığına gittiğimizde, depremin değil iyi yapılmamış binaların öldürdüğü gerçeğiyle yüzleşmiştik.

Hemen ardından on binlerce insanımızın canını solduran, hayatını karartan Marmara depremiyle bu kez yürekten sarsılmıştık. Sesimi duyan var mı, ifadesi hiç bu kadar can yakmamıştı ya da ümit olmamıştı, ilk kez o zamanlarda duymuştuk.

Daha bu yaz, yazlıktaki hanımın Erzincan depreminin enkazından çıkarıldığının, ama eşi ve oğlunun kurtarılamadığının hikâyesini dinlemiştim de o yüzdeki ifadenin hiç bitmeyen kederine ortak olmuştum, yıllardır gittiğimiz, akrabalarımızın, dostlarımızın yaşadığı İzmir’den geldi bu kez acı haber. İzmir; medeniyetin, paylaşmanın, dostluğun sembolü güzeller güzeli İzmir, hepimizi yürekten yaktı. Teog sınavında Türkiye 1.si olup Tunceli’nin bir köyünden İzmir’deki bir özel okulda burslu okumaya gelen ve enkaz altında kalan yavrumuzla kavrulduk. Depremi duyar duymaz Aksaray’dan İzmir’e koşan Umke görevlisi Edanur’la birlikte 8 saat boyunca enkaz altındaki 16 yaşındaki İnci’nin elini tuttuk. Bölgeye akın akın gelen arama kurtarma ekiplerinin insanüstü çalışmalarını elimiz yüreğimizde izledik. Allah hepsinden razı olsun. 56 saat sonra sesi duyulan, nefesine dualar gönderdiğimiz yavrumuzun kurtarılışıyla umutlandık, 65. saatte, konuştuğumuz, daha çok küçük, nasıl dayanacak, Allah’ım yardım et, dediğimiz üç yaşındaki Elif’in mucizesine tanık olduk.

Ve biz her defasında milletçe yıkıldık.

Dilerim yaşanan tüm bu acılar son bulur ve bu felaketlerden dersler alınır. Bir milat olması gereken bu afetlerle tedbirler alınır, yasal düzenlemeler, uygulamalar yerini bulur, zorunlu hale gelen zemin etütleri, yapı denetimleri anlamına uygun yapılır.

Ve İhsan Ketin hep hatırlanır. 1938 yılında doktora tezini yurtdışında tamamlayan o zamanlar ülkemizin tek jeologuymuş. Ülkeye döndüğünün ertesi yılı yaşanan Erzincan depreminin ardından Kuzey Anadolu Fay Hattının varlığını dünyaya kanıtlamış ve yurtdışındaki üniversitelerden madalya almış. Ama en büyük mücadeleyi Anadolu bloğunun batıya doğru hareket ettiğini anlatmakta ve yetkilileri Adapazarı´nın kurulacağı yer konusunda ikna etmekle vermiş. Ne yazık ki kimseyi ikna edememiş. 

Sönüp giden tüm canlara rahmet, yaralılara da şifa diliyorum. Allah bir daha yaşatmasın.

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92