Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


YENİ UZMANLIK ALANI

İlginç bir dönemden geçiyoruz. Ülkenin gündemine yetişmek giderek zorlaşırken, gelişmelerin halka indirgenerek anlatılması da önem kazanıyor. Ancak, küreselden başlayıp, ülkeyi yoğun şekilde etkisi altın


İlginç bir dönemden geçiyoruz. Ülkenin gündemine yetişmek giderek zorlaşırken, gelişmelerin halka indirgenerek anlatılması da önem kazanıyor. Ancak, küreselden başlayıp, ülkeyi yoğun şekilde etkisi altına alan gelişmeler karşısında, halkın aydınlanması için mevcut imkânlardan biri olan sosyal medya, yapılan paylaşımlarla başlı başına bir sorun olarak gündemde yerini alarak, özgürlükler doğrultusunda tartışma başlattı. İletişimde çok daha etkin olan görsel medya unsurları tarafından hazırlanarak halka sunulan tartışma programları ise katılımcılarının yaptıkları açıklamalar ya da söylemlerle, sıklıkla halkın kafasını karıştırmaya devam ediyor. Trol olarak tanımlanan ve sosyal medya üzerinden manipüle, ajite, ironik paylaşımlarla halkı kışkırtmaya, yönlendirmeye çalışan karakterler de yeterince sorun yaratıyor. Ancak, ekranlarda, hemen her konu üzerinde fikir yürüten ve üstelik fikrini ciddi olarak sahiplenen ama çoğu kez sıradan bir insanın, herhangi bir konu hakkında ürettiği fikirden öte gidemeyen karakterler ise şaşırtmaya devam ediyor. Bu ekran figürleri, nedense hep aynı kişilerden oluşuyor. Yani neredeyse kemikleşmiş bir ekip görüntüsünde, genel olarak aynı kişiler, hemen her konu üzerinde, üstelik birbirleriyle hararetli tartışmalarla, halkı aydınlatmaya çalışıyor görünümünde. Bu durumda, yaptıkları eylem, halkı aydınlatmaktan çok tartışanların taraf oldukları ideolojik, siyasi yapıların konuyla ilgili görüşlerini, ne pahasına olursa olsun savunmaktan öte gitmezken, ortaya konulmaya çalışılan gerekçelerin çoğu temelsiz ve vizyondan uzak kalıyor.  

Ciddi bir konunun tartışılacağını değerlendirerek, fikir edinip, bilgilenmek maksadıyla ekran karşısına geçen bireyler, katılımcıların konular üzerine yaptıkları yorumları görünce, bir süre sonra ekranların tartışma içeren programlarından uzaklaşmaya başlıyor. Çünkü genelde hep aynı karakterler, kendi alanları olmadığı halde, farklı uzmanlık alanlarında ciddi ciddi tartışırken, çoğu kez ne söylediklerinin farkında bile değiller. Kimi zaman bir gazeteci, ciddi olarak ve ısrarla savunma uzmanı olduğu iddiasıyla, tamamen askeri teknik veya taktik bir konu üzerinde, konusunda otorite bir askere karşı duruş sergilemeye çalışırken, kimi zaman başka bir gazeteci, bir siyaset bilimi uzmanı olan ve profesör unvanına sahip, ülkenin en iyi üniversitelerinden birinde akademisyen olan ve uluslararası diplomatik kariyeri bulunan bir karakteri, konuyu, bölgeyi, gelişmeleri bilmemekle itham etmekten çekinmiyor. Üstelik bir kısım ekran yüzü konumundaki karakter, kendine kendince unvanlar yakıştırıp, bu unvanları kullanarak, hemen her konuda yorum yapmaktan çekinmiyor. Bu garip görünümde akademisyenlerin de yer alması, daha da trajikomik bir durum yaratıyor. İşin ilginç yanı, kendince, herkes, her şeyi çok iyi biliyor.   

Sanki yeni bir mesleki uzmanlık alanı ortaya çıktı: Herkonulog’luk.  İşte tam da bu noktada halka en büyük haksızlık yapılarak, halkın zekâsı bir yerde küçümseniyor.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki gazeteci, her konunun uzmanı değildir. Gazeteci, halkın gözü, kulağı olarak gördüğü, duyduğu, haber değeri taşıyan, halkı bir şekilde ilgilendiren her bilgiyi, kişisel hak ve özgürlükleri dikkate alarak, kanunlar çerçevesinde, objektif olarak halka sunmakla yükümlüdür. Doğaldır ki gazetecilikte de uzmanlık gerektiren alanlar vardır. Ancak, gazeteci her konuyu bilmez, sadece ilgililerden öğrendiklerini, tespit ettiklerini, objektif olarak halka iletir. Tabii ki konu hakkında bir fikri olacaktır ama aydınlatıcı seviyede değil.

Akademisyenler de her konunun uzmanı değildir. Doğaldır ki her akademisyenin, birey olarak, her konuda bir fikri vardır ve entelektüel bir karakter olarak olmalıdır. Ancak, konunun derinliğinde yorum yapabilmesi için, kendi uzmanlık alanında konuşuyor olması gerekir. Çünkü akademisyenlerin, üzerinde uzun süreçli çalıştıkları uzmanlık alanları vardır. Yani her akademisyen, isminin önünde bir akademik unvan olduğu için, her konuyu bilemez.

Doğal olarak her insanın bir mesleği, bir veya belki birkaç mesleki uzmanlık alanı varken, bir veya birkaç ilgi alanı da olabilir ve ilgi alanına giren konularda da konuşma ihtiyacı hissedebilir. Ancak, herkes, her konuda uzman olmadığının da farkında olmalıdır. En büyük erdem, bilmediğini bilebilmektir.

Bilinçli, bilimsel düşünen akılların ortaya koyduğu çıkarımlarla, yükseköğrenim kurumlarında, uzmanlık alanları doğal ve haklı olarak giderek çoğalırken, bireylerin, her konuda ısrarla bilgi sahibi olduğunu göstermeye çalışması, önemli bir çelişki yaratır. Kaldı ki genel olarak mesleklerin, kendi içinde dahi detaylarıyla bölümlere ayrılarak, farklı uzmanlık alanlarının ortaya çıktığı, teknoloji destekli, bilgi ağırlıklı bir dönemde, her konu hakkında uzman seviyesinde fikir üretmeye çalışmak, bu yönde davranış sergilemek ne denli doğru olabilir?

 

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00