SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"YAŞLILAR ADINA KONUŞMANIN TAM ZAMANI


"YAŞLILAR ADINA KONUŞMANIN TAM ZAMANI
KÜTÜKTE YAŞI YETMİŞLERİN ARASINDAYIM"
                                                              RIFAT ILGAZ

Sevgili okurlarım; "Bir tekerlemenin çağrışımında
                               İnanıvermeyin işimin bittiğine
                               Ne var ki dertlerimiz tasalarımız artıyor
                               Yaş ilerledikçe."  -RIFAT ILGAZ

Yaş ilerlese de; "Genciz genç kalabiliriz de/ Kırılacak dal değiliz karayellerde/ Savrulacak yaprak değil./ Köküz, gövdeyiz ölümsüz / İzinden gelenlerle/ Yeter ki genç kalmasını bilelim/ Öleceksek dostluk için, barış için ölelim…”
derken bir yandan, bir yandan da,
                                  "Kapıya kim vuracak belli olmaz,
                                    Kulağımız kirişte olmalı."

Rıfat Ilgaz'dan söz açmışken, büyük ustanın sitemini yazayım ve Salâh Birsel'le yanıt vereyim istiyorum... Ustaya, usta yanıtı yakışır...
"Büyük bir kesim beni şair olarak bilmez. Hababam Sınıfı'nın beni önce şair olarak rahatsız etmesi gerekir. Ben şair olarak Hababam Sınıfı'nın ününe kavuşmak isterdim. Nedense ozan olarak toplumla uzlaşamadık, öyle geliyor."
Aldırma sen ustam, yaşamın boyunca aldırmadın zaten; ama arada serzenişte bulunman da çok doğal...
Sen, sevgili şairim, herkese seslendin şiirlerinde; "Aydın mısın?" dedin ...
"Duymuyor musun?
Kaldır başını kan uykularından
Böyle yürek böyle atar damar
Atmaz olsun
Ses ol, ışık ol yumruk ol."

"Sevdim haklıdan yana olabilmek için
Çalışıp ezilenden senden yana
Sevdim aldığım soluğu hak etmek için
Ama, sevdim halkımca." dedin.

Sen, sevgili ustam, sen, 40 kuşağının korkusuz şairi; şiirin  güzelliklerini ustalıklarını göstererek, yaşın-başın bütün anlamını sanatına katarak yazdın.
Anlamayanlar utansın!
Salâh Birsel, şiirden anlamayanlara çıkışır:
" Değerlendirme, kantarlama yani sopalama işi benim aklımı öteden beri karıştırır. Çokları iyi şiirleri enselerinden topa tutarken, kaknemlerini de, yüzlerini secdeye koyarak pohpohlarlar."

Gerçi sevgili, büyük ustam, sen de biliyorsun:
"SINIF'ın ozanıyım mimli
HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü ,
Kim ne derse desin,
Çocuklar için yazdım hep."  diyorsun, sonra da:
"Hababam Sınıfı'nın tanıtıcıları oldu ama, eleştirmenleri olmadı. Tanıtıcılar da bizim edebiyat eleştirmenleri arasından çıkmadı.
Bizim klasik eleştirmenlerimiz var. Onlar böyle konulara yaklaşmazlar. Mizahı ciddiye almazlar. Onların kendi konuları var. Onları yazacaklar ki, hüner göstersinler, cambazlık yapsınlar." diyorsun.
Sevgili şairim, sen istediğin kadar uyar, "Ben mizah yazarı değil, hikâyeci ve romancıyım. Eğer yapıtlarımda mizahi bir çeşni varsa bu ancak olayları görme, yorumlama özelliğimin bir sonucudur.
Şiirde demek istediğimle, bugün mizahta yapmaya çalıştığım, birbirinden ayrı şeyler değildir. Büyük zıtların, toplumu her bakımdan rahatsız ettiği bir ortamda yaşıyoruz. Mizah bu zıtları en başarılı bir şekilde belirtmeye yarayan bir yazı çeşnisi, bir görüş özelliği..." diye...
Bu da Voltaire'in bir aforizması, "Budalalar kimi zaman işi pek azıtır. Özellikle bağnazlık yeteneksizlikle, yeteneksizlik de öcalma hırsıyla elele verdiği vakit."
Geçelim ustam!..
Bugün ben seninleydim  sevgili Rıfat Ilgaz...
"Güzel bir yatak.
Hapahap bir sessizlik.
Odanın bir köşesinde küçük bir yazı masası.
Gözünüz gibi sevdiğiniz 200 kitap.
İnsan böyle bir odada ne mutlu yazılar yazar.
Nedir bir şey daha gerekli. Yaşlı olmak, farımak.
Ölümün sadık bir köpek gibi paçalarınıza süründüğünü duymak.
Yazacaklarınızı yetiştiremeyeceğinizi düşünüp telaşa kapılmak.
Ne güzel!
Ölümün soluğunu duymak.
Ve yazmak yazmak.
Kalbinizin durduğu anda bile yazmak.
Hiç değilse 2-3 dakika yazmak." -SALÂH BİRSEL

Oda betimlemesi ve yazan kişinin yaşı, benim odamı ve beni andırıyor; ancak ben, Trakyalı'yım ve Rumeli türkülerini çok severim.
Bu türküyle ölümü kandırmaya çalışırdım:
 "Aman ölüm zalim ölüm üç gün ara ver
Al başımdan bu sevdayı götür yâre ver"

Baktım ki olmuyor, Can Baba'yı yollardım pazarlığa...
Ne de olsa CEMAL SÜREYA, "her ölum erken ölümdür biliyorum tanrım." demiş, yaşım kaç olursa olsun kandırır belki CAN YÜCEL...
BİR FORMÜL
Ölüm bu ara çok oldun sen
Ortalığı kırıp geçirdin
Dostlara taktın, gençlere taktın kancayı...
Kendim için söylemiyorum, yanlış anlama, bak!
Nasıl olsa benim miyadım doldu,
Ama sen de b..unu çıkarma işin!
Bir süre ara ver bu işgüzarlığa!
Tek dur biraz!
Ne dersin tam maaşla emekliliğe?
İşsizlik sigortası da veririm istersen...

Çarelerim tükendi; kandIramazsam ölümü, o zaman:
"Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın..." der, giderim.
                   HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05