Yitirilmiş gençlikler saklı
Serverenler diyarı
Bilinir ve bilinmeli ki
Sabahlar tan muştulu (Hani Sen-s.19)
“Vardiya Mevsimler” örneğinde olduğu gibi, Yusuf Kaptan’ı şiire götüren imgelerdir… Somuttan soyuta, soyuttan somuta bir devingenlik içinde görülen Kaptan; bata çıka şiirin karasularına doğru ilerler. “Sabahın sancısında yaşım/Dirence ortak taşım” örneği geleneksel sesleri zaman zaman yanına alarak şiir denizinde ilerlerken varacağı sonuçları da önceden kestirmek güç olur.
Düşündükçe sensizliği
Ve bir de kendimi
Zaman akar aka da
Çepeçevre sarar
Benliğimi (s.91)
Yusuf Kaptan’ın şiirleri bazen bütün olarak fazla bir şey ifade etmeyebiliyor içerik ötesinde. Cılız bedeninde yer yer, filiz veren güzellikler var… Fakat tüm bunları da bastıran doğurgan bir şiir sürprizleri de yok değil bölüm olarak da olsa.
Toprakla denizi emzirip
Seviştirsek alkımlarda
Gökdenizin atlasından
Atlas gülü yeşertsek/…
“Beril beril” (s.70) ve “hörelenip” (s.79) “ırama”(s.82) gibi halkbilim özelliği olan yöresel ve otantik anlamda başı çektiği görülen sözcükler hakkında bir açıklama getirilmesi gerekirdi ki “dostluklardan ırama”(s.82) vurgusuyla bunun bir ara açmak, dışlamamak anlamına geldiğini belirtelim.
Yatmak denmezse üç beş güne
Ben yatmadım yıldızsız gecelerde
Yangınlarda koyun koyuna dolu
Gölgesiz voltaların adını duyarak.
Sevmelerde yumuşacık ölesiye (Kesişim Noktası-s.15)
“utangaçtı hoyrat düşler” (s.49), “…/ezinçli yüreklerde/kronik düşleriz” (s.94); “Öfkelere tuz katmak…”(s.15), ), “Gözükara bulutlar” (s.42), “bir de düşlerimin kıvancı” (s.16 ), “emek gülüşlü insanlar” (s.38), “Cesaret topluyorduk gizlice” (s.48), “El değmemiş acılar/yorgandır üstümüze/…”(s.41 ve “Gülen ve ağlayanlar/Kaybolan umutlar saklıyorlardı. (S.50) gibi dizelerde görülen ve şiirin algı/anlam tablosunu etkileyen görsellikler dizelerde bütünlük çatısı kurar.
…
Bayrak diktiğim toprak
Ve kızıl renkli filizler
Bu ne tarih kahrolası
Düşer düşer de tohum
Yeşermez yeryüzü”(s.44)
Ne şafaklar gördük bizler
Kızıl kıyamet tufanlarda
Lavlarla başımıza yağanlar/… (Ölüme Yatmak-s.12)
“terindeki duvaklara sor beni ”(s.80), “Suratımda yalnızlık anıtı”(, “…/yüzyılların koynundan/Güneşi yudumlayıp gelmişim/…”(s.70) ve “Kırılgan yüreklerin tan atışındaydık/Nakışlanmış yeryüzünün armonisiydik”(s.85) gibi somuttan soyuta imgelerle kurulan şiirleri de görebilmek olası Kaptan’ın şiirinde.
tavşan kulaklarında korku
kurt dişlerinde kan
gel-gitlerde değişken
ayı postunda insan
insan kılığında şeytan
üreten/tüketen/bitiren (Pratika-s.36)
“Gün oldu hasretimize bilinç taşıdık/ Gün oldu öfke yüklü fırtına da armoni/…”(s.63) dizeleriyle görselliği ifadeye yönlendiren Yusuf Kaptan; “…düşlerinin kıvancı”yla geçinirken insancıl olmanın koşullarını evrensel kılar… “Şiirlerim/Siz var olun ki/Sonsuzlukta yaşasın/O büyük düş gücü/İnsanlığımızın” (s.53) dizeleriyle şiire kapı açar.
…
Yangınlar büyütüyorduk
Üstümüze geldikçe zulüm
…
//
…
Her an fırlayıp kalkacak
Serçe uykusundaydık” (s.47)
“Çıkmaz sokaklar ülkesiyim/Yer düğümde duman esintisiz//Çıkmaz sokaklara doğmuşum
Açmazlar evrenimde kördüğüm” (s.8) dizeleriyle Kaptan’ın şiiri içerik olarak bir başka dönemece girer.
Yanım yörem kan emiciler
Gerçeği gören yok gibi
Ne kurşuna dizilenlerin çığlığı
Ne ölüme yatanların öfkesi (Ölüme Yatmak-s.11)
Bireyselliği aşarak insan ve toplumdan yana tavır aldığı görülen şiirlerde, sevgi ve barış adına evrensel değerlere yönelen Yusuf Kaptan; şiirleriyle yaşama koşut bir çağ tanıklığının da gerekliğine inanır gibidir…
Sallanır bahar coşkusu ellerimizle
Halay başlarında yasak renklerle
Savrulur gökyüzüne ülkemin
Ebemkuşağına yükleniriz/…(Sınır Boyu-s.28)
İşaret noktasında imge/simge ilişkisinden yola çıktığı eleştirel güncellikte çoğulcu ve toplumcu bir şiir çizgisi özleyen Yusuf Kaptan; yozlaşan, indirgenen yaşama eleştirel yaklaşımlar da getiren bir şiir işçisi olarak bakış açısını sürdürüyor uzun yılların ötesinden…
Bezerim kentlerin besi dokularını
İğdişlenmiş köyler geçer üstümden
Karyağdı çiçeği yeşerir ufkumda
Uyanırım ak dikenler sarmış her yanımı
Kara perdesini örtmüş gökyüzü
Açar kollarımı sevgi kucaklarım
Soluklanırım alın terinden halkımın (s.95)
*(Vardiya Mevsimleri/Varyos Yayınları/1996/96 sayfa)