Özlemle geldiğim ülkemden ayrılıyorum yine
Acı tatlı, biraz da buruk gözlemlerle.
Bir daha görememek endişesiyle
Üzülerek bırakıp sevdiklerimi geride
Kaçarak gidiyorum başka ülkeye...
Korkularımı, sevgilerimi, hüsranlarımı, hasretlerimi
Tüm duygularımı harmanlıyorum yine,
Kaybetmek istemediğimden hiçbirini
Birbirine bağlıyorum her birini...
Değişik dünyamın karanlıklarında
Merminin hedefine varacağı zaman kadar kısa
Ölüme ve sonsuzluğa yaklaşmışken
Bavul dolusu kitapla yükseliyorum gökyüzüne...
Hayat yaşamaya değer; biraz da garip!
Belinde çakı, cebinde kitap ile dolaşırken
O günlerden bugünlere gelmişken
Gönlümdeki nefret ve sevgilerle birlikte,
Sövgülerimden,
Ne de övgülerimden anlamayan cahil şürekaya
Anlatamam ki hiçbir şeyi.
Uygun kelimeler yok,
Anlatmaya gerek yok,
Zaten anlayan da yok!...
Bir kuş misali işte
Geldik, gidiyoruz yine uçarak
Eşe dosta, sevgiliye doyamadan
Doya doya koklaşıp kucaklaşamadan.
Bir varmış bir yokmuş misali işte...
Ne zannediyorsunuz ki?
Yaşam böyle bir şey işte
Kazık mı kakacaktık bu dünyaya
Geldik, yedik içtik
Bölüp bölüştürdük, paylaştık.
İşte gidiyoruz yine buralardan
Ana kucağından baba ocağından ayrıldık
Ama yediğimiz içtiğimiz çanağa sıçmadık
Devlete karşı da nankör olmadık
Yedik içtik, ağzımızı sildik sustuk.
Kim ne derse desin, biz kendimizi bildik.
Ardımızdan övene de sövene de
Eyvallah!..