CENGİZ ARCAN

Tarih: 12.12.2022 11:08

TATLI DİL

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Bir gazeteci arkadaşımın profilinde şöyle bir yazı okudum.

 “Bin dil bilsen de ne yazar..? Tatlı dil bilmedikten sonra”

Tatlı dil, kimi etkilemez ki? Ben de etkilendim ve düşüncelerim bu konuya odaklandı.

Çok lisan bilmek büyük bir avantaj, bilhassa dilin tatlıysa çok daha büyük bir avantaj. Ama...

Bence yine de bir sorun var. Ne kadar tatlı bir dile sahip olsanız da karşı tarafın anlayışıyla sınırlanırsınız. Ya da kelimeler yetersiz kalabilir.

Bazen de şöyle bir sorun çıkar. Anadiliniz var, bir de sonradan öğrendiğiniz bir dil. Dili aktaran sizsiniz, alıcı da sevdiğiniz bir kişi. Örneğin “seni seviyorum” cümlesini anadilinizle aktarırsanız daha etkili oluyor. Çünkü duygularınızı en etkili bir şekilde anadilinizle aktarabilirsiniz. Sonradan öğrendiğiniz dile duygularınızı tam olarak yükleyemiyorsunuz. Duygusuz ve soğuk bir sevgi sözcüğü!..

 

Ben şöyle düşünüyorum.

Gönül dilini biliyorsanız başka bir dil bilmenize gerek yok. Üstatların dediği gibi dilsiz dudaksız da konuşabilir, gönlünüzü muhataplarınıza aktarabilir ve gönülleri okuyabilirsiniz.

 

Dilinizden dökülenleri vicdanınız denetleyemez, hükmedemez de. O tatlı dilinizle istediğiniz kadar yalan söyleyerek canları yakabilirsiniz. O tatlı diller bazen acımasız kaba dillerden daha zararlı olabilir!

 

Eskiden insanlar, daha diller yokken gönülden gönülle telepatiyle konuşmuşlar. Mesafeleri aşmışlar... Gönüllerindekileri ve akıllarındakileri dilsiz ve dudaksız aktarmışlar. Zamanın ve mekanın sınırlamalarından etkilenmeyen aktarıcı da alıcı da aynı anda vicdanlarıyla aktarılanları denetlediği için gönül diline kir, yalan dolan bulaşmamış.

 

Diller geliştikçe gönül dili unutulmuş tabii ki, hatta beden dili dahi unutulmuş.

Şimdi bizler, çok dil bilmekle ve kelime haznemizin zenginliğiyle övünüyoruz.

Oysa sırasıyla gönül dilini ve beden dilini unuttukça/bıraktıkça (çünkü gönül ve beden diliyle yalan söylenmez!) sembollerle ve kelimelerle iletişim kurmak zorunda kaldık ve dilleri ve kelimeleri geliştirdik.

Ve böylece kolay yalan söyleyebildik, küfürler ettik, tatlı denilen dilimizle ne hileler düzdük...

Ve ruhumuzu kirlettik...

Varsın olsun, çağ atladık ya!

Sözüm ona medeniyet kurduk(!)..

 

Gönül dilin köreldiyse, kim dinler senin çatallı dilinden dökülen yalanlarını?

 

Sevgiyle kalın

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —