Çağdaş insanlığın “ Uzay Çağı”na geçtiği bir zamanda,
“ Tarım Seferberliği”nden ve “ Tarım Enstitüsü”nden söz
etmek belki yadırganabilir.
Ne var ki tüm sorunların çıkış noktası “ Açlık” tır.
Her ne kadar ilk akla gelen “ Mide” ise de“ Ruhsal
ve Bedensel” açlıkların tümü bir bütündür.
Mide açlığının ileri aşaması beyin açlığına varır.
Ancak “ Aç köpek fırın yarar” aşamasına ulaşmadan
”şükür” aşamasında bırakılırsa, köleliğin sürekliliği elde
edilmış olur.
“ Yoksulluk” bir açlıklar yumağıdır.
Mide açlığı isteyicidir, isyancıdır. Çığlık çığlığa ortaya
koyar isteğini.
Diğer organların açlığı sinsidir. Halsizleşmekle ortaya
çıkar ve bayılmaya kadar da gidebilir.
Açlık kaynaklı sıkıntılar “ Sevap” benzeri psikolojik
aldatmacalar ile dindirilmeye çalışılsa da sevaplar bu
dünyada kasların ve beynin güç kaybını önleyemiyor.
***
O yüzden, toplumsal kurtuluşun ilk hamlesi açlığı
ortadan kaldırmak olmalıdır.
Çünkü yoksulun kutsalı yoktur. Onun biricik kutsalı
karnını doyuruveren efendisidir
Yani” Ekonomi”den başlamak bir zorunluluktur.
Ülkemiz olağanüstü bir dönemden geçmektedir.
O nedenle, demokratik ilkeler içerisinde olağanüstü
atılımlar yapmak, biricik çıkış yoludur.
Bu atılım, yani ekonomik sıçrama“ Tarım Seferberliği”
ile başlamak zorundadır.
Lokomotif olacak ana kurumlarsa “ Tarım Enstitüleri”
olmalıdır.
Halen çalışan Tarım Okulları da Enstitü kapsamına
alınarak, ortaokuldan üniversiteye kadar, kademeli bir
“ Eğitim Sistemi” kurulmalıdır.
Tarım emekçilerinin çocukları bu okullarda çağdaş
bilim ve teknolojiyle eğitilip “ Tarım Öncüleri” olacak
kadro yaratılmalıdır.
Bu eğitim sisteminin ve kullanılan yöntemlerin çok
yabancısı değiliz. Köy Enstitülerinde bu deneyimleri
yaşadık. Bizzat yaşamış olan şanslılar da tükenmedi
henüz.
Köy Enstitülerinde uygulanan ve unutulamayan
o süreç şöyle “ Formül”e edilmişti:
“ İş İçinde,
“ İş ve Üretim İçin,
“ Yaparak ve Yaşayarak Eğitim- Öğretim”
***
Tarla tarımından hayvancılığa, arıcılığa- böcekçiliğe
kadar, tarım kapsamına giren tüm ürünlerin yurt haritası
çıkarılmalı ve üretimler plana bağlanmalıdır.
Ürün yetiştirme sürecinde tüm girdi ve çıktılar ( Tohum,
gübre, ilaçlar, ürün değiş- tokuşu ve satışı) kooperatifler
aracılığıyla yapılmalıdır
Elbette karşı çıkan çevreler olacaktır.
Gericiliğin ve ihanetin tüm çeşitleri, Arabi bir yandaşlık
içinde hışımla saldıracaklardır.
İnsan hak ve özgürlüklerini temel alan Laik- Demokratik
mücadele tavizsizce yürütülmediğinde, enkazın altından
kalkabilmek, sanıldığından daha zor olacaktır.