Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


TALİP AKSOY KÖŞKÜ

Çocukluğum, Yüzevler’deki Süreyya-Nihat Oral köşkünün, hemen yanındaki Karamehmetlere ait olduğunu sandığım villaların yanındaki sokaklarda geçti.


Çok şükür ki üçü de bugün hâlâ daha tüm ihtişamlarıyla varlıklarını sürdürüyor. 

İlk gençliğim, Atatürk Caddesi’ndeki Gökçelere, Sabancılara ait köşklerin önünden hep telaşlı ve hızlı adımlarla ilerleyerek çalıştığım bankaya ulaştı, o adımlar, Amerikan Konsolosluğu’nun da bulunduğu binada oturan Sabancı ailesinden bir beyefendiye birkaç kez banka evrakı da götürdü, kızları ablamın arkadaşıydı, küçükken bir keresinde ödev vermek üzere uğradığımızı hatırlıyorum, Özgürlerin köşkü de yıkıldı, nicedir her birinin yerlerinde yeller esiyor.

Elimizde kalan sayılı değerlerden, ondandır belki de,

Şimdilerde ne zaman Ziyapaşa Bulvarı’na gidecek olsam, yönümü, Atatürk Caddesi’nden sağ tarafa, Ramazanoğlu Caddesi’ne doğru çeviririm. Çünkü köşe başında, eski Türk filmlerini yaşıyormuşçasına beni her defasında o yıllara götüren bir güzellik var, bilirim.

Talip Aksoy’a ait olan bu köşk karşımda belirir belirmez, ondan taraftaki kaldırıma geçer, hiçbir detayını kaçırmak istemediğimden özellikle yavaş yavaş ilerlerim.

Sanki birazdan Necdet Tosun bembeyaz aşçı kıyafetiyle bahçedeki masada oturup etrafı süzen Aliye Rona’ya kahvesini getiriverecek, ağzında piposu, boynunda fuları ve üzerinde röbdoşambrı ile Hulusi Kentmen üst kattaki balkondan görünüverecek, bahçıvan rolüyle Nubar Terziyan ise elinde makasıyla arka bahçedeki camlı terastan çıkıverecekmiş gibi hissederim.

Hatta her önünden geçişte ayrıca içini merak eder, bir taraflardan açık bir yerler yakalar da görebilir miyim acaba, diye bakar dururum. Birilerine rastlasam, o yaşanmışlık dolu koca köşkün merdivenlerini tırmanmak, başımı içeri şöyle bir daldırmak için izin istemeyi dahi göze alırım. Öyle ki geçen sene bir gün, havalandırılmak üzere balkona sıra sıra dizilmiş kabanları, kürkleri, mantoları, ceketleri gördüğümde durup tek tek incelediğimi, kim bilir vaktiyle her birinin içinde hangi bedenler ısındı, diye düşündüğümü hatırlarım.

Kültür Portalı’ndan edindiğim bilgiye göre Talip Aksoy köşkünün yapım tarihi 1951-1956, mimarı ise Ertuğrul Arf olarak görünüyor. Bu köşk, şehrimizin en parlak dönemini yaşadığı söylenen 1950’li ve 60’lı yıllardaki yaşam tarzını ve beğenisini yansıtan modern mimarlık ürünlerinden geriye kalan en nitelikli yapı olarak tanımlanıyor.

Kırmızı-bej taş kaplamalı ve garaj- depo işlevli bir zemin üzerinde yükselen iki katlı binanın, güneyde her iki katta tüm cephe boyunca uzanan geniş balkonları ile ve ana giriş kapısının da yer aldığı batı cephesindeki pirinç parmaklıklı mermer penceresi ile dikkat çektiği, 

İçte ana mekânların iki kat yüksekliğindeki orta hole açıldığı, evin giriş hol ve salon kapılarının ahşap ve camlı, camların kumlu ve şeffaf desenli, en dıştaki giriş kapısında, ahşapların kalın ve sık, camların ağırlıklı olarak kumlu olduğu, içeriye doğru güvenlik ve mahremiyetin azalmasıyla ahşapların inceldiği, seyrekleştiği ve camların şeffaflaştığı,

Orta holde yükselen merdivenle üst katlara ulaşıldığı, merdiven korkuluğunun pirinçten yapıldığı, ortadaki mekânda büyük boyutlu kristal bir avizenin bulunduğu, duvarların alçı kakmalarla süslü, her mekânın tavan süslemesinin farklı ve özgün, giriş, orta hol, üst kat galeri ve balkonların zemininin mermer kaplama, her mekânın zemin kaplamasının farklı mermer ve farklı özgün desene sahip olduğu, tavanların alçı ve pirinç desenlerle zenginleştirildiği ve balkonlardaki yer süzgeçlerinin bu desenin bir parçası olarak tasarlandığı belirtiliyor.

Ertuğrul Arf’inse sadece bir mimar değil aynı zamanda bir matematik dehası ve akustik uzmanı olduğu, sadece Adana'dan değil tüm Türkiye'den binaların akustiği için onun bilgisine başvurulduğu belirtiliyor. En başta muazzam anılarımızın olduğu Sun Sineması olmak üzere, Adana’daki pek çok binada kendisinin imzası bulunuyor.

Ve ne güzel ki hakkında, Adana’nın bugünkü şartları içinde, işçilik ve detay tasarımı açısından bu nitelikte bir binanın yapılmasının mümkün olmadığı söylenen bu köşk koruma altında tutuluyor.

Ayşe Onyıl Altaş
8.10.2020 17:40:38
Çok beğendim. Bundan güzel anlatılamazdı. Yıkılan köşkleride hatırladım.

Mehmet murat Ulaş
10.10.2020 21:12:29
Mimarlar odası tarafından tescil ettirilmese idi şimdi yerine onlarca katlı bir kütle olurdu

YAZARLAR

  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05