SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"SÖYLENMEMİŞ AŞKIN GÜZELLİĞİYLEDİR


"SÖYLENMEMİŞ AŞKIN GÜZELLİĞİYLEDİR
KÂĞITLARDA YARIM KALMIŞ ŞİİR"
AHMET MUHİP DIRANAS
 "Durun, geçmesin zaman, durun/ Elimle kurduğum saatler!" dediği hâlde "HEYHAT" şiirinde, zaman durmamış; saatler geçmiştir.
Zaman, A. M. Dıranas'ı dinlememiş; 21 Haziran 1980'de şair, bu dünyadan göçmüştür.
Sadece Fahriye Abla şiiriyle anılması, başka şiirlerinin yok sayılması Türk şiirinin büyük ustalarından biri olan şairi çok üzmüştür. "Keşke yazmasaydım"  bile demiştir.
Şiirdeki “En sonunda varmışsın bir Erzincanlı’ya ”dizesi Erzincanlıları rahatsız etmiş, Dıranas bunun teknik bir nedenden olduğunu, bir önceki dizedeki "delikanlıya" sözüne kafiye olsun diye yazdığını söylese de yeterli
olmamıştır.
Şairin anma gecelerinden birinde eşi Münire Dıranas’a, Fahriye Abla’yı kıskanıp kıskanmadığı bile sorulmuştur.
MÜNİRE'YE
Bir gün, laf arasında, bana: "Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar..." gibi bir söz söylemiştin. O gün bu gün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil. Ben yaşantımı şiire, şiirimi de bu sevgiye verdim. Sanırım, kitapta savaş sözcüğünü bulmayacaksın. Kaldı ki, esinim senden gelir. Onun için, kitabı, sevinerek, sana armağan ediyorum; sana ve bu inançla yaşayanlara, ölenlere..."  (8. 7. 1974)
Eşine böyle seslenen ve kitabını armağan eden bir şairi, bir şiir öznesinden neden kıskansın ki MÜNİRE HANIM! 
FAHRİYE ABLA şiirinde şiir öznesi, Ahmet Muhip Dıranas'ın çocukluk yıllarında tanıdığı, komşuları olan kendinden yaşça büyük, güzel bir kadındır.
1909 yılında Sinop'ta dünyaya gelen Ahmet Muhip Dıranas Sinop'un Erfelek ilçesinde büyümüştür. Eğitimine Erfelek ilçesinde başlamış, ilkokul eğitimini Sinop'ta tamamlamış daha sonra, ortaokul eğitimi için Ankara'ya gitmiştir. 
FAHRİYE ABLA
"Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.
Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!"
Bu dizelerde öyküsünü anlatmaya başladığı Fahriye Abla'yı çocukluk yıllarında tanıyan şair, şiirlerini, şiire başladıktan nerdeyse elli yıl sonra (1974) kitaplaştırmıştır. Yukarıda yazdığım sunu yazısını okudunuz. Fahriye Abla'nın izi var mı o yazıda?
Ne diyor şair eşine, "ESİNİM SENDEN GELİR. ONUN İÇİN, KİTABI, SEVİNEREK, SANA ARMAĞAN EDİYORUM."
Şimdi soruyorum; şaire, bir şiirini "Keşke yazmasaydım!" dedirtecek kadar üzen bir bakış açısı şiir severlere yakışır mı? Yanıtınız, "hayır!" ise, başkaları ne derse desin önemli mi?..
Şair, ortaokuldan sonra, Ankara Erkek Lisesi'ndeki eğitimini 1929 yılında tamamlamıştır. Lisede öğretmenleri Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar'dır. O da Tanpınar gibi,  az yazmış, seyrek yayımlamıştır. 
AHMET MUHİP DIRANAS  deyince FAHRİYE ABLA'dan sonra ilk usa gelen unutulmaz şiirlerinden bölümler sunmak istiyorum size:
OLVİDO
"Hoyrattır bu akşamüstüler daima.
Gün saltanatıyla gitti mi bir defa
Yalnızlığımızla doldurup her yeri
Bir renk çığlığı" içinde bahçemizden,
Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan
Lavanta çiçeği kokan kederleri;
Hoyrattır bu akşamüstüler daima."
AHMET MUHİP DIRANAS 
SERENAD 
“Yeşil pencerenden bir gül at bana,
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana;
Tozlu yollarından geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana."
AHMET MUHİP DIRANAS
Aşk, doğa, ölüm ve anıları ustalıkla işlemiş; çağdaş, özgün bir deyişle unutulmaz şiirler yazmıştır. Şimdi sunacağım şiirleri de şiir severlerin unutmadığı ama, en unutulmazların arasında saymadığı şiirler: 
AYIŞIĞI
Yüzün beyaz, abajur yeşil, gece mor;
Esrimiş kalbim, şarkısını söylüyor.
Her yanın avuçlarıma dökülüyor
Çeşmeden akan suyun berraklığında.
Dolaşan bir dudak mı var saçlarını
Ay tırmanıyor zeytin ağaçlarını.
Sürü bulutlar gece yamaçlarını
Otlayıp yayılıyor gök kırlığında.
Üzerinden örtüyü mü çekti bir el?
Gece ayaklarından akıp giden sel;
Seyrine doyulmuyor ruhunun, güzel
Bu manzara gibi, bu ay ışığında…
Yeniden yarattı seni gizli bir el!
AHMET MUHİP DIRANAS
HATIRA
Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu;
Rüyalarıma tayf halinde konan,
Peşime bir korku gibi düşen o.
Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
Dolardı aydınlık olup odama.
Bahçemde süzülür giderdi bahar
Sabahının fecri vururken cama.
Ayakları kumda bırakmadan iz
Yanıma geldiği hep gecelerdi;
Sanki bir lahitten kalkar ve sessiz
Uzak bir maziye dönüp giderdi.
Bir avuç ışıktı incecik yüzü,
Gözleri geceler gibi derindi;
İçine başımın her an düştüğü
Avuçları sudan daha serindi.
Geçerken dün yoldan, ruhumu saran
Bir gölge halinde ve ağır ağır;
Tanıdım; o yâdı hoş zamanlardan
Seven ve yaşayan bir hatıradır.
AHMET MUHİP DIRANAS 
BALAD
Yağmurlar dindiği zaman
Geleceksin
Ki karanlık ölümdür.
Işığım söndüğü zaman
Güleceksin
Ki karanlık ölümdür.
Karanlığımda dişlerin
Parıldar ki
Yine görüneceksin
Kuraklığımda düşlerin
Işıldar ki
Yine arınacaksın.
Bekleyeceğim elbette
Gelişini,
Yaşamak başka nedir;
İsterse ta kıyamete
İlle seni
Ki bu aşk başka nedir.
Bütün ömrümüz onunla
Böyle geçti;
Toprakla gök arası,
Varla yok arası öyle;
Derken uçtu.
Dıranas yalvarası:
Tanrım merhamet et kula.
AHMET MUHİP DIRANAS
KAR
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan
Sesin nerde kaldı, kar içindesin!
Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!
Uyandırmayın beni, uyanamam.
Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,
Allah aşkına, gök, deniz aşkına
Yağsın kar üstümüze buram buram…
Buğulandıkça yüzü her aynanın
Beyaz dokusunda bu saf rüyanın
Göğe uzanır – tek, tenha – bir kamış
Sırf unutmak için, unutmak ey kış!
Büyük yalnızlığını dünyanın.
AHMET MUHİP DIRANAS
TURGUT UYAR, "Ahmet Hamdi, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Divan ve bütün Fransız şiiri, Ahmet Muhip'e bir zemin olmuştur. Ahmet Muhip, büyük bir ustalık ve incelikle geçmişlerin deneylerinden yararlanır. Bütün bildiklerini ustaca sezgiyle düzene koyar ve yanılmadan yapar şiirini. Denebilirse o, korkunç bir şiir gözlemcisidir." demiştir
"Hece ölçüsü sınırlarında kalmış;  ama durak ve vurgu yerlerini değiştirerek gelenekselde çağdaşlığı yakalayan, çağrışım gücü yüksek, yurdu, insanı ve doğası ile barışık, alışılmadık deyiş örgüsüyle unutulmaz şiirler yazmıştır" da denilmiştir onun için..
SON AŞK
Son aşkımdır bu -sen- ve son çile,
Günümün son fecri, sonu artık;
Giriver inince gün, aralık
Kapımdan gelinlik elbisenle.
Onu sevmekle geç, ey yaşamak!
AHMET MUHİP DIRANAS
AHİRETE GÖÇ EDEN TÜM ŞAİRLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN.

HOŞÇA KALIN.
 

Sevsen Aslantepe
28.06.2022 15:31:37
Dıranas Erzincan lıya dediyse Bu şiir her okunduğunda Erzincan evrene ışık saçar ! Bence doğru yorum bu yöndedir Saygıyla Sevsen Aslantepe Ayvalık

YAZARLAR

  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00