Sabri Galip Nakipler


SOL YA DA CHP DİYELİM, İKTİDARLA YANLIŞ YAPMA YARIŞINDA


İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, imamzade olduğunu her fırsatta vurgulamaya çalışıyor. Bağlı olduğu parti gibi din istismarcılığına yöneliyor. Buradan kendisine oy çıkacağı düşüncesine inanmış. Yanlış yapıyor. Birkaç oy kazansa bile -ki sanmıyorum- ondan çok daha fazlasını kaybettiğini/kaybedeceğini bilmiyor.

Soyadının hakkını veren Ekrem beyin, geçtiğimiz yıl İstanbul Valiliğinin 29 Mayısta düzenlediği İstanbul’un Fethi’nin 567. Yıldönümü Kutlama Programında Fatih Camisi bahçesinde ellerini arkaya bağlamış şekilde yürümesi, iktidarca  “saygısızlık” olarak nitelenmiş. Bu gerekçeyle İç İşleri Bakanlığı soruşturma açmış.

Elleri arkadan bağlı olarak (Elleri arkadan bağlı olmayarak, söylemi 1960’lı yıllara götürse de) türbeye giren İmamzade Ekrem bey, hakkında açılan soruşturma ile ilgili olarak  Mülkiye Başmüfettişine verdiği ifadede :

”İddia edilen eylem TCK anlamında suç oluştursa bile bu eylem, görevden kaynaklanan ya da görev sebebiyle işlenen bir eylem olmadığı için ön inceleme yapılması mümkün değildir.” dedikten sonra sözlerini şöyle bağlamış : “Belediye başkanlarının görevleri arasında tarihi kişilerin adını taşıyan yerleri ziyaret etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Bu nedenle konunun, soruşturma yapılacaksa bunun ancak genel hükümlere göre yapılması gerekmektedir.”

Gördünüz mü savunmayı?

“Kaş yapim derken göz çıkarmak”,

“Baltayı taşa vurmak” budur işte…

Yahu kardeşim! Senin ne işin var bu törende? Bu anma töreninin, İktidarın  gayri samimi gösterisinin bir parçası olduğunu bilmiyor musun? Ayrıca İstanbul’un fethini ikide birde kaşımak dış dünyayla ilişkilerimizde sana puan mı kazandırıyor yoksa tam aksine düşman mı kazandırıyor? Kutluyorsun da ne oluyor? Belediye başkanı değil de sıradan bir yurttaş olsaydın 29 Mayıs’ta o türbeye gidip dua eder miydin? Niye olduğun gibi gözükmüyorsun?

Bu sorular, akp için de geçerli tabi, ama konumuz akp değil.

Cami, namaz, türbe ritüellerini kullanmaktan vaz geçin. Allah, kitap, peygamber üçlemesini dinci kesim yeterince hatta yeterinden de fazla kullanıyor zaten. Sen niye bu değirmene durmadan su taşıyorsun? Belediye seçimleri öncesi cami, türbe ziyaretlerini az yapmadın. Basında çıkan boy boy resimlerin, hafızalarımızın albümünde tüm canlılığıyla duruyor. İstanbul’un onlarca yüzlerce sorunu varken nelerle uğraştığının farkında mısın? Ayıp değil mi? Yakışıyor mu?

Şimdi de tablo merakın depreşti. Müzayedelerde Fatihin tablosunu satın alma, Kanuni’nin tablosunu satın alma.

Milyonlarca lirayı bu sıkıntılı dönemde harcarken vicdanen nasıl rahat olabiliyorsun? Senden önceki belediye başkanının hiçbir yolsuzluğunu bulamadın bu 18 ay içinde. Bravo. Kutlarım seni. Genel Başkanın Kılıçdaroğlu da iktidara gelirsek “devr-i sabık” yaratmayacağız demiyor mu? Yani bu adamların yaptıklarına sesinizi çıkarmayacaksınız, daha doğrusu çıkaramıyorsunuz, yanlarına kar kalacak öyle mi? Başkan seçildiğinde yaptığın makam arabaları şovundan sonra sesini soluğunu kim kesti ki sonu gelmedi bu gösterinin?

Geçen Aralık ayında da adın yine belediyece tertip ettiğin Şeb-i Arus töreniyle ilgili olarak öne çıktı.  Türkçe Kur’an okunmasına yönelik tepkilere verdiğin yanıt unutulacak gibi değildi.  Diyordun ki : “Şeb-i arus’ta ezan okunmadı, bu nedenle  bence de Şeb-i arus’ta yüce Kur’an’ın Arapça okunması gerekir.”

Senin görevlerin arasında mı bu işler?

Gına geldi artık.

Siz Atatürkçü falan da değilsiniz. İnanmıyorum. Sadece adını kullanıyorsunuz o kadar.

Bizdeki politikacı profili, “seçmenime nasıl hizmet ederim”den çok, “seçmenimi nasıl kandırırım”dır. “Önümüzdeki seçimi garanti etmem lazım” düşüncesi hakimdir kafada daima. Garanti etmenin en kestirme yolu da, dini siyasete alet etmek.

Atatürk’ün ölümünden bugüne kadar tüm partilerin ellerindeki ilk koz budur. Herşey, bu ilkeden sonra gelir. Akp’nin eski bakanlarından Egemen Bağış, bunu en açık bir şekilde söylediydi birkaç yıl önce, hem de yüksek sesle söyledi : “Bakara makara diyerek her Cuma bir ayet sallıyorum.” dedi.

 Ne demektir bu?

Şu demektir : “Halk o kadar cahil ve aptal ki dini alet olarak kullanıyorum, farkında bile değil, ses etmediği gibi her söylediğime de inanıyor. Yeter ki din kapsamlı olsun. Diyeceklerini din sosuna batır, istediğini söyle.”

Hani Aziz Nesin’in bir şiirinde :

“İnsanoğlu naziktir ağır sözü kaldırmaz,

Eşek dersin kızar da bin sırtına aldırmaz.”  dediği gibi.

Ekrem beyin eylemi ve söylemi de üç aşağı beş yukarı Egemen Bağış’ın bir başka versiyonu. Basınımız, mesajın bu tarafına hiç dokunmuyor. Tek dokunduğu şey,  ‘Bir kişinin eli arkasında olmasından dolayı nasıl sorguya çekilir oluşu.’

 Yaygara hep bu merkezde.

Bugün 5 Mayıs 2021

Muhalif basın, İktidarın Ekrem bey hakkında başlattığı soruşturmanın gereksizliğini yazıyor, tartışıyor, eleştiriyor. Tabi ki bu noktada haklı. Ona diyecek hiçbir şey yoktur. Ama aynı Basın, ince çizgiyi, detayı, ayrıntıyı göremiyor; göremediği şey ‘Din istismarcılığı’dır. Aslında din istismarcılığı detay değil, özdür öz. Gözden kaçan budur. Yahut “gözden kaçırılan, gözden kaçırılmak istenen” demek daha doğru.

Mhp ile de ilgili bir haber var bugünkü gazetede.

Genel Başkan Devlet Bahçeli, partisinin 100 maddelik anayasa teklifini açıkladı

Teklif,  ALLAH’IN LÜTFU  diye başlıyor.

Ne güzel değil mi?

Güzellik bu kadarla bitse iyi.

Chp’nin laf ebeliği yapmak dışında elinden bir şey gelmiyor.   Yurt dışında kaçak yaşayan Cem Uzan “128 Milyar dolarlık haber kaynağını ilk defa Basına ben açıkladım” diyor. İnanılacak gibi değil. Chp ne yapıyor? Malzeme bulursa bağırıp çağırıyor. O kadar.

Muhalif görünen özellikle Sözcü gazetesi de  öyle.

Daha önceki yıllarda tam sayfa ramazan haberleri yayınlayan Sözcü, bu yıl sayfayı nedense yarıya düşürdü. Ama mesaj vermeyi ihmal etmiyor. İki başlık şöyle :

“Mübarek Ramazana kavuştuk.” Tarih : 1 Ramazan 1442  (Gazetede kaç kişinin oruç tuttuğunu merak da etmiyor değilim bu arada.)

“Tevhit insanı Allah ile arasına aracı koymaz.” Tarih : 20 Ramazan 1442 ( Peygamberin aracı olduğundan haberi bile yok.)

Size bir şey söyleyeyim mi?

Türkiye’nin geleceği çok karanlık. Bizi bugünlere,  “aydın saydıklarımız” ve “aydın sandıklarımız” getirdi. Ne kadar övünsek azdır..

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00