SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


ŞEKER PORTAKALI FİDANI VE ZEZE - VİŞNE FİDANI VE ASLI...


ASLI GÜRBAŞ'ı tanıdığımda, üç yaşındaydı; şimdi on dört yaşında...

ÇAĞLA SAYIN'ı tanıdığımda yeni doğmuştu; şimdi on yedi yaşında...

Şiddetle torun özlemi çekiyordum ki, bu iki tatlı çocuk bana "anneanne", sevgili eşime de "dede" deyince, dünyalar benim oldu.

Yıllar sonra kızım da bir torun verdi; MİRA NİSAN'ı, o da dokuz yaşında...

Üç torun sahibi anneanne olarak değmeyin keyfime...

Üç torunumun da sanatla uğraşması ayrıca keyif veriyor bana. ÇAĞLA ile MİRA müzik eğitimi alıyorlar konservatuvarda; ÇAĞLA keman, MİRA piyano bölümünde, ASLI da edebiyatla çok ilgili...

İlkokuldan beri Aslı'ya yazarlık yolunda yürümesi gerektiğini söylüyormuş öğretmenleri... Ben de yaz aylarında, Güre'de, yazlık evimizde birlikteyim onunla, komşuyuz.

Bu yaz, "Vildan anneanne, size iki yazımı okumak istiyorum." diyerek, defteriyle geldi yanıma. Bu yazıları edebiyat dersinde yazmış.

"Öğretmenim beğendi; siz de beğenirseniz sevineceğim." diyordu.

Aslı'nın dedikleri bana, RIFAT ILGAZ öğretmenin şiirini anımsattı:

OKUTMA ÜZERİNE

"Şunu demek istiyorum!

İki iş tuttum ömür boyu köklü.

Çocukları okutmaktı ilk işim,

İkincisi,

Yazdığımı çocuklara okutmak.

Ne gençlerden, ne çocuklardan

Bir yakınmam yok

Arap’ın dediği doğru:

“Çocuk mazbut…”

Memleketse görülüyor işte,

Güllük gülistanlık…

Ne var ki güllerin dikeni çok!"

Bir de epeyce yaş almış bir öğretmen olarak, ustanın bu şiirini andım:

SON ŞİİRİM

Elim birine değsin,

Isıtayım üşüdüyse

Boşa gitmesin son sıcaklığım.

RIFAT ILGAZ

Gel bakalım ASLI, oku yazını...

KIRMIZI GÜNLER

Günlerden kahve renkli köpeği gördüğüm gün...

Günün adı önemli değil! Tıpkı, biz daha gözlerimizi bu günah dolu dünyaya açar açmaz kulağımıza fısıldadıkları ad gibi... Özenle seçilir bu adlar, yaşamımıza büyük ve olumlu etkiler edeceği düşünülerek...

Bence önemli değildir bu adlar; aynı günlerin adlarının önemli olmaması gibi.

Elimde en sevdiğim, bana göre, kalemini en iyi kullananlardan birinin en özel bulduğum kitabı... Bir bankta oturuyorum, düşünüyorum.

ZEZE'nin kendi çocukluğunu bulduğu gibi bir fidan karşımda; ama, bu fidan bir ŞEKER PORTAKALI fidanı değil. Bu bir vişne fidanı. Aynı o gün, duvarları boyayan o acımasız renge sahip; kızgın...

Benim mahzun küçük gözlerimi, iki çeşme eden, öykümün başladığı yerde kuru rüzgârlar estiren kırmızı... İri iri vermiş meyvelerini utanmadan, bir de uzamakta...

Küçük Zeze çocukluğunu bulurken fidanda, ben de vişne fidanını ve kırmızı meyvelerini görünce, o günleri anıyorum sadece.

KIRMIZI GÜNLERİ...

Göz pınarlarımdan damlayan yaşlar ya da bu fidanın büyümesi neye yarar? Bana verebilir mi kaybettiklerimi? Anneciğimin neşeli ezgilerini geri getirebilir mi? Bahçe duvarından kızgın kırmızıyı silebilir mi?

Silinirse o kırmızı, haber verin bana; işte o zaman bulacağım kendimi, o gün dinecek sancım!

O gün kavuşacağım ne olduğunu bilmediğim çocukluğuma...

ASLI GÜRBAŞ

Son yazılarımda şair, yazar arkadaşlarımı tanıtıyorum; bugün de bu yola çıkmış genç arkadaşımı tanıtmak istedim.

Tanıttığım diğer arkadaşlarımla yüz yüze konuşma olanağı bulamıyorum ama, Aslı yaz boyunca benimle...

GENÇ YAZARLA SÖYLEŞİ

-Sevgili Aslı, Onur Belgesi alarak tamamladın bu öğretim yılını. Ayrıca Ekim ayında da, dil alanında olan "CLIL" projesi kapsamında iki öğretmen ve dört öğrenci ile birlikte İspanya'ya gitmek üzere seçildin.

ERASMUS PROJESİ içinde yer alman da gurur verici... Kutluyorum.

Gelelim yazına...

Öncelikle bir ders saati içinde yazman etkiledi beni.

Kırmızı, sıcak, ateş, aşk, içtenlik, güç, heyecan ve agresifliği temsil eder.

Tarihten günümüze, tehlikenin ve yıkıp bozmanın, kırıp dökmenin de simgesi olmuştur.

Kırmızı aşk ve romantizmi işaret ederken bazıları için kızgınlık ve öfkeyi temsil eden bir renktir.

Sevgili torunum senin yazında kırmızı, kızgınlık ve öfke gibi olumsuz yönleriyle yer almış. Bu konuda ne diyeceksin?

Sen, Şeker Portakalı serisinden de çok etkilenmişsin. Özellikle Zeze'nin ailesi ile yaşadıkları, çektiği acılar seni çok etkilemiş olmalı...

Oysa ben seni üç yaşından beri tanıyorum. Hep sevgi ve ilgi gördün sen; neden, kendini Zeze ile özdeşleştirmişsin gibi bir etki uyandırdın bende?

ASLI: Evet! Seri beni epeyce etkiledi. Aslında serinin ilk kitabını uzun zaman önce okumuştum. Daha sonra, devam niteliğinde iki kitabın da var olduğunu öğrenince onları da okudum. Zeze ve onun arkadaşı olan şeker portakalının yeri çok ayrıdır bende... Zeze, bende de, yeri epeyce özel olan çocukluğuma karşı bir duyarlılık oluşturdu. Çocukluğumda yaşadığım olaylar etkili olmuş olabilir.

-Anne ve babası ayrılan ne ilk çocuksun ne de son... Anne ve babanın ilgi ve sevgisinde en ufak bir azalma yok.

Örsan Öymen, ölümsüzlük ve mutluluk üzerine yazdığı bir yazısında:

"Yaşam mutlulukla birlikte mutsuzluğu, hazla birlikte acıyı da içinde barındırır. Mutluluk, acıdan, korkudan, endişeden ve huzursuzluktan arınmak anlamına geliyorsa, böyle bir ruh durumunun sürdürülebilir olmadığı açıktır. Bu, yaşamın ve insanın doğasına özgü bir şeydir. İnsanın, kendi doğasına aykırı bir şeyi arzulaması, onun en büyük trajedilerinden birisidir." diyordu.

Sevgili torunum sen, bunları anlayacak olgunluğa sahip bir genç kızsın.

Duyarlı oluşun, çok okuman, yazma isteğin seni çok başarılı kılacaktır. Yolun açık olsun.

HOŞÇA KALIN

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04