Salih KOÇ


SARILAR KARDEŞLER

Kıvrım kıvrım yolları,


Kıvrım kıvrım yolları, biri bu yamaçta, diğeri karşı yamaçta çam, köknar ağaçları arasından bacaları görülen birkaç evden oluşan mahalleleri, resim gibi ormanları olan, tepesinden dumanı pek de eksik olmayan ilçenin en uzak köylerinin birinden gelmişlerdi. Okula kayıt işlerini ilçedeki pazarın olduğu güne denk getirmişlerdi ki; ayrıdan bir de özel araba tutmaları gerekmesindi.

Çok sevecendiler. Birbirine benzeyen biri erkek, dört kardeştiler. En küçükleri birinci sınıfa gidecekti. Tecrübeyle baktığımda o kanaate varmıştım. Yanlarında annesi mi yoksa en büyük ablaları mı olduğundan pek emin olamadığım; bir altmış boylarında, renkli, güllü, dallı uzunca entarili, üzerinde rengi yeşile çalan pek de eski sayılmaz süveterli bir kadın vardı. Başını bildiğimiz Anadolu kadınları gibi örtmüştü. En arkada sessizce kayıt sıralarını bekliyorlardı. Arada sırada en küçüklerinin başlarındaki kadının eteklerine dolanarak yüzünü kapattığı, adeta ‘’beni görmeyin, ben yokum’’ mesajı veren hareketleri gözlerden kaçmıyordu…

Kayıt sırasının en sonundaydılar ve nihayet çocukları sıra ile kütük defterine kayıt etmeye başlamıştım.  Adlarını sıra ile söyleyince, kardeş olduklarını daha da net anlamıştım.  Diğerleri taşımalı eğitimle başka okullara gitmişler ama en küçüklerini; ‘’daha çok küçük’’ diye okula göndermemişler. O yüzden okula ilk defa burada başlayacaktı. Başlarındaki kadına:

‘’ Siz bu çocukların nesi oluyorsunuz?’’ diye sorunca, hafif gülümsemeyle karışık:

  ‘’Anneleri oluyorum’’ dedi. ‘’Kaç çocuğunuz var? Dediğimde:

‘’Gördüğünüz gibi dördü yanımda, okul çağı geçmiş olanlar var, onlar köyde,  büyüklerini de baş göz ettim toplam on bir çocuk,’’ diye söyleyince duyduklarıma inanamamış,

‘’On bir mi? demiştiniz’’ diye bir kere daha duyarak emin olmak istemiştim. Duyduklarım karşısında:

‘’Maşallah’’ diyerek yüzüne baktığımda, hafif kızaran bir Anadolu kadını mahcubiyeti sezmiştim. Kayıt işlemlerini yaptıktan sonra hep birlikte kalacakları yatakhaneye geçtik...

Her şey çok güzeldi ama ana yüreği dayanamadı.

‘’Oğlan ayrı yatakhanede mi yatacak?’’

‘’Evet, orası erkekler yatakhanesi’’ cevabını alınca yüzü burkuldu. Kızlar neyse de hem biraz büyüktüler, hem de üçü bir arada idiler.  Anlaşılan biricik oğluna hiç kıyamıyordu. Kolay mı oğlan olacak diye ondan önce on tane kız çocuğu dünyaya getirmişti. Nihayetinde bu oğlan olunca evdeki hasiyeti, kıymeti artmıştı. Hele Almanyalarda çalışarak kendince bir servet yapmış olan dedenin keyfine diyecek yoktu. ‘’Gelin’’ dedikçe ağzından bir ‘’gelin’’ daha çıkıyordu. Kendi soyunu devam ettirecek bir oğlan torunu veren gelinine çok kıymet vermeye başlamıştı. Artık sitemli sözleri olmadığı gibi arada sırada da oğluna:

‘’Oğlum, bu kadar işin altında gelini çok ezme. Benim gibi çoluk çocukla ortada kalırsın’’ diyerek hem bir hatırlatma yapıyor hem de aklınca gelinine sahip çıkıyordu…

Artık ayrılma vakti gelmişti. Oğlan annesinin eteğine dolanmış, belli ki anneyle köyüne geri gitmek istiyor gibiydi. Büyük kız hemen devreye girerek, kardeşinin kulağına bir şeyler söyledikten sonra ortalık biraz sakinleşti. Anne dört yavrusunu geride bırakmanın üzüntüsüyle gözleri nemli bir şekilde geldikleri minibüsün kapısından içeri girdi. Başındaki yazmasının ucunu ağzına getirmiş vaziyette el sallarken büyük kızına camdan bir şeyler söylüyordu. Şoförün kornaya basarak hareket etmesiyle, üç kız kardeş ıssız bir yerde kalmış gibi erkek kardeşlerini aralarına alarak birbirilerine sarılıp annelerine el salladılar…

Öyle sevecendiler ki; en kısa zamanda okulun en çok tanınan çocuklarından olmuşlardı. ‘’Sarılar kardeşleri’’ okulda herkes tanıdığı gibi öğrenci servis şoförlerinden de tanımayan yok gibiydi.  O yılki halkoyunları seçmelerine üç kız kardeş de seçilmişti. Adeta müzik için yaratılmışlardı..

Halk oyunları öğretmeni Fatma Hanım çocuklardaki yüksek yeteneği sezmiş ‘’ keşke benim gibi Halkoyunları Öğretmeni olsalar’’ diyordu. Fatma Hanım en büyük kıza görev vermiş her akşam son dersten sonra okulun kapalı spor salonunda yarım saat kadar öğrendikleri halkoyunlarını ses cihazındaki müzik eşliğinde tekrar ettiriyordu. Hafta sonunda Fatma Hanım geldiğinde bir önceki bıraktığı durumdan daha iyi bir şekilde oynadıklarını görünce öğrencilerine teşekkür ediyor. Böyle disiplinli çalışmaları halinde ilde birinci olabileceklerine de söyleyerek onları motive etmeye çalışıyordu…

Aradan geçen bir haftadan sonra bir cuma günü başında beyaz fötr şapkası, elinde bastonu ile okulumuz danışmasına bir konuk gelmişti. Nöbetçi öğrenci, her konuğa olduğu gibi bu yeni gelen konuğa da gerekli ilgiyi gösterdi. Konuğu bir sandalyeye oturtarak kayıt işlerini tamamladı.  Sarılar Kardeşlere haber vermek üzere kulübeden ayrıldı. Diğer öğrenciler gibi ortalıkta dolaşan ‘’Sarılar Kardeşler’’ dedelerini görünce hemen koşarak yanlarına geldiler. Bir disiplin içinde sıra ile dedelerini ellerini öptüler. Geriye çekilip karşısında hiç konuşmadan durdular. Dede iç cebinden cüzdanını çıkardı. Sırayla kızlara beşer lira harçlık verdi. En son oğlan geldi ona da bir onluk verdi ve önüne alarak ona bir güzel sarıldı. Dede torun arasında bazı diyaloglar yaşandı. Kızlar bu ayrımcılığın farkındaydılar ama köyde de durum bunun gibi olduğundan artık biraz da içselleştirilmiş gibiydiler. Birer iç geçirerek kızlar dedelerinin yanında ayrılarak doğru okulun kantinine koştular. Dedeleri de pek umurlarında değildi. Erkek kardeşi uzunca bir süre dedenin yanında kaldıktan sonra artık ayrılma vakti yaklaşıyordu. Dedenin daha önünde çok uzun bir yolu vardı. Erkek torununu bir kez daha kucakladı ve geldiği taksi ile geriye döndü

Okulun inşaat işleri biraz geciktiğinden yatılı öğrenciler için şubat ayında başlayan eğitim-öğretimin sonuna doğru yaklaşmaya başlamıştı. Okulumuz ilde yapılan yöresel halkoyunları yarışmalarında çok iyi bir derece almıştı. İlçenin en yüksek köylerinin birinden gelen ve de yeteneklerini ortaya koyan ‘’Sarılar Kardeşlere’’ bu okul çok şey borçluydu…

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00