Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


ŞANSSIZLIK


“ Sosyal Gelişimlerin Temel Dinamikleri” konulu bir söyleşiydi. Dinleyici kitlesi düzeyli ve dikkatliydi. Konuşmacı başarılı olmalıydı ki, iki saatlik sürede çıt çıkmamıştı.
Çünkü konu ilginçti. Onun da ötesinde, aralara serpiştirilen nükteler, fıkralar ve ilginç anılar, tekdüzeliği önlediği için ilgi, alabildiğine yoğunlaşmıştı.
Söyleşinin son yarım saati sorulara ayrılmıştı. Gelen sorulara konuşmacının yanıtları dışında, dinleyiciler de katkıda bulunabiliyorlardı. Daha doğrusu, “ Serbest Kürsü” gibi bir ortam oluşmuştu. Bir ara, “ Sosyal oluşumlarda rastlantı ya da şans faktörü var mıdır?” sorusu geldi. Konuşmacı, rastlantı üzerinde epeyce durdu:
Çanakkale savunmasında, mermi parçasının Atatürk’ün göğsündeki cep saatine çarpmasına kadar; tarihten ve sosyal yaşamdan birçok örnek verdi. Sonunda, “Bu rastlantıların iyi olanına şans, hoşumuza gitmeyenine şanssızlık mı diyoruz? Bu konuda da ben sizden görüş almak isterim. Hatta şanssızlığa örnek olabileceğini sandığım bir anımı da anlatmak istiyorum” dedi. İlgi daha da yoğunlaştı. Çünkü anlatılan tüm anılar gülmece yüklüydü ve herkesin kendine özgü bir şeyler bulabileceği türdendi.
Adam şöyle anlatıyordu: “ Epeyce eskiden, yani gençlik yıllarımda ticaret yapıyorduk.
Birkaç tane de elemanın çalıştığı dükkânımız, işlek bir cadde üstündeydi. Müşteri olmayan bir zamanda, dükkânın içinde gezinip duruyordum. TV. Ekranı gibi vitrin camından, yoldan geçenleri izliyordum. Ansızın bir kadın dikkatimi çekti. Kadın köpeğini gezdiriyordu. Kuşkusuz köpek sevenlere göre, köpek de güzeldir. Ama kadın bir harikaydı doğrusu. Hani “ Tanrının özenle yarattığı” denir ya, vallahi öylesiydi. Özenle yaratmış olduğu kesindi de, günah yazmasın, “ Kendisi için yaratmış” bile denilebilirdi. O boy- bos, o endam, o savrulan bakımlı sarı saçlar ve giyimin yakıştığı kadar, salına salına yürümenin de yakıştığı bir afeti devran… Ne var ki yüzünü, yandan birazcık görebilmiştim. Acaba cepheden nasıldı? Kaşın- gözün; ağzın- burnun yerleşim düzeni ve estetiği ne durumdaydı? Merak edilecek onca şeyin arasından, bir de bu gelip başköşeye oturmuştu. Kafam cama dayanıncaya kadar bakmışım arkasından. Peşinden gidemezdim elbette. Ama bir atasözü düşüverdi zihnime: “ Her gidişin bir gelişi vardır.” Büyük olasılıkla, bu yoldan gelebilirdi gizemli kadın. Göz ucum yolda, beklemeye başladım. Zaman ağır da geçse, geçiyor işte. Bir yarım saat sonra göründü genç kadın.
Aynı şekilde çevresine meydan okurcasına; her kıpırtısında lirik şiirlerin en güzelini yazarcasına adım adım yaklaşıyordu Belli ki, elindeki köpek de; ayağını bastığı kaldırım da mutluydu. Maşallahın kırk bir buçuk keresi de yetmezdi doğrusu. İlgisizce geçti önümden. Ardından görünmez oluncaya kadar baktım. Buraya kadar yaşadığım süreç bir şans bile sayılabilirdi. Ya sonrası? Sonrası şöyle gelişti arkadaşlar: O gece, o kadın değil de köpek girdi rüyama.”


 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22