Ata Alp And

Tarih: 04.12.2022 12:29

SANATSEVER ATATÜRK                      

Facebook Twitter Linked-in

Yazar Ahmet Kökligiller, “Atatürk’ün İlkeleri ve Düşünceleri” adlı kitabında, sanatçılarla her zaman birlikte olan Atatürk’ün, onları yeni ve çağdaş ürünler vermeye yönlendirdiğinin altını çizer… 

Atatürk’ün yazar ve şairleri milletvekili seçtirerek, onlara büyükelçilikler vererek onurlandırdığını da belirten Kökligiller; Atatürk’ün sanatçı kişiliğinin çocukluk günlerinden geldiğini vurgular… 

İlerleyen satırlarda yazar, Atatürk’ün sanat sevgisinin kökenine değinirken, ”…Atatürk’ün sanatseverliği, güzel konuşmak ve güzel yazı yazmak hevesiyle başlıyor. Bu hevesin gerçekleştiğini, daha sonra iyi bir konuşmacı (hatip) olduğunu görüyoruz. Başarılı bir komutan, büyük bir devlet adamı olmasın da bu özelliğinin katkısı fazladır” (s.37) gerçeği sanat yolunda önemli bir dönemeçtir. 

Yazar Ahmet Kökligiller, Atatürk’ün sanat merakı ve sanatseverliğinin daha ortaokuldayken başladığını belirtirken, Atatürk’ün o yıllarını anlattığı konuşmasına da yer verir…

“…Şiir yazmak hakkındaki lisedeki öğretmenin koyduğu yasağı unutmuyordum…” diyen Atatürk, konuşmasına şöyle başlar: “O zamana kadar edebiyatla çok ilişkim yoktu. Merhum Ömer Naci, Bursa Askeri Lisesi’nden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti. Daha o zaman şairdi. Benden okuyacak kitap istedi. Bütün kitaplarını gösterdim. Hiçbirini beğenmedi. Bir arkadaşın, kitaplarımdan hiçbirini beğenmemesi gücüme gitti. Şiir, edebiyat diye bir şey olduğunun o zaman farkına vardım. Ona çalışmaya başladım…”diyen Atatürk’e şiir çekici gelse de edebiyat öğretmeni, asker olmaktan uzaklaşır diye şiirle ilgilenmesini istemez… (Atatürk’ün İlkeleri ve Düşünceleri/Araştırma/Ahmet Kökligiller/Toplumsal Dönüşüm Yayınları/2000/172 sayfa) 

“Bu ikazı yapan kitabet öğretmeni Mehmet Asım Efendi'dir. Aynı olayı Mustafa Kemal Paşa, daha sonra arkadaşı Ali Fuat Paşa'ya şöyle anlatır: “Eğer Kitabet Öğretmenimiz imdadıma yetişmeseydi, ben de şair olup çıkacaktım. Çünkü hevesim vardı. Asım Efendi beni bir gün çağırdı ve 'Bak oğlum Mustafa, dedi, şiiri falan bırak. Bu iş senin iyi bir asker olmana mani olur. Diğer hocalarınla da konuştum. Onlar da benim gibi düşünüyorlar. Sen Naci'ye bakma, o hayalperest bir çocuk. İleride belki iyi bir şair ve hatip olabilir, fakat askerlik mesleğinde katiyen yükselemez.' Hocamın ne kadar haklı olduğunu hadiseler ispat etti. Çok arzu ettiği halde Naci kurmay subay olamadı." (Wikipedi) 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —