Cumali KARATAŞ


Sanat Gündemi - “BİR ÖMÜR ARİF KESKİNER”


Yaşar Kemal’ın, “Demirciler Çarşısı Cinayeti”adlı romanına konu olan köklü ve zengin bir aileden gelse de emeğiyle eğitim, yaşam ve sanat yollarını açan çok yönlü bir sanatçı olarak şiirle başladığı edebiyattaki yolculuğunda gazetecilik ve yayıncılık da yapmanın yanı sıra; yapımcı, yönetmen, oyuncu, senarist olarak katkıda bulunduğu Türk sinemasına “Otobüs”, “Yılanı Öldürseler”, “Piano Piano Bacaksız”, “Selvi Boylum Al Yazmalım” ve  “Kapıcılar Kralı” gibi yapıt düzeyinde birçok filmler armağan eden, ödüller alan Arif Keskiner; sinema ve sanat anılarının yer aldığı “Çiçek” serisi kitaplarıyla da sinema ve sanat tarihine ışık tutan bir yazar olarak yerini alıyor.

 

*EDEBİYATTAN SİNEMAYA ARİF KESKİNER

Yaşar Kemal’ın “Demirciler Çarşısı cinayeti” adlı kitabını yazdığı Hösemağalar’dan geliyor Arif Keskiner. Zengin bir çiftçi aileden olan baba Nalbant Hasan ise oğlu Arif’i de yanına alarak civar köylere kadar nalbantlığa giden yoksul bir nalbant. Okumak eğitim de o zamanının Anadolu’sunda bir yere kadar tabii ki… O yer de Osmaniye’nin sınırlarını aşamıyor. Osmaniye’de ortaokuldan mezun olmuş, okullar açılalı da bir ay kadar bir zaman olmuş. Okumak için çareler arayan küçük Arif’e, bir yakınının  Adana’ya gelmesiyle gün doğuyor… Adana Demokrat Parti İl Başkanı İsmet Uslu’nun yardımıyla, Adana Ticaret Lisesi’ne başlıyor.

İsmet Uslu’nun iyi bir adam olduğunu belirtiyor Arif Keskiner, elinden gelen katkıyı koyarak okula kaydını sağlıyor. Zaten iyilik dağıtan bir adam olduğu da çocukluk günlerimizde kulağımıza gelen güzelliklerinden biliniyor… Nasıl derseniz, konu yine babam… Sanırım o 1950’li yıllarda fayton filan alınmamış, Hürriyet (Karalar) mahallesindeki günlüğü 5 lira olan fayton sürücülüğü de başlamamış. Babamın tek atlı arabalı günleri olsa gerek. Arif Abi’ye koltuk çıkan İsmet Bey, 10 dönem Adana (Seyhan) milletvekili (14 Mayıs 1954-11 Eylül 1957) olarak TBMM’ne girmiş. Yabancımız da değil, teyzemin kocası olan rahmetli Hasan Sökün’ün kızkardeşi olan Mesude Hanım’ın eşi İsmet Uslu.

Babam Arabacı Cabbar’ın arabası trafik tarafından her yakalandığında koşuyor İsmet Uslu’ya. Adam her seferinde telefonu eline alıyor. Azarla yakalanan araba gülümsemelerle uğurlanıyor her seferinde. İşte babamla Arif Keskiner abimin yollarının kesiştiği iyilik noktası İsmet Uslu. Geçtiğimiz yıllarda Fenerbahçe’de asbaşkanlık, genel sekreterlik ve basın sorumlusu olarak görev alan Mahmut Uslu da, rahmetli İsmet Bey’in oğlu.  

Film gibi bir hayat Arif Keskiner’in ki…

Zeytin-ekmekli günlerin gölgesinde Adana Ticaret Lisesi’nde geçen bir yıldan sonra  ver elini İstanbul… Orda bulunan ablasıyla özlem giderip, okul müdürünü de velisi yaparak Sultanahmet Ticaret Lisesi’ne kaydını yaptırdıktan sonra eğitim yolculuğunu sürdürüyor Arif Keskiner. Orda da parasız pulsuz…  Çırpınıyor ek bir iş için. Yazıhanesi olmayan bir avukata yardımcı oluyor. Sabahları otobüs duraklarında buluşuyorlar. Sonra bir Uşak Nakliyat Anbarı’nda altı yıl çalışıyor. Bu ara, İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu’ndaki eğitimini tamamlıyor. Emeğiyle eğitim, yaşam ve sanat yollarını açan çok yönlü bir sanatçı olarak şiirle başladığı edebiyattaki yolculuğunda gazetecilik ve yayıncılık da yapmanın yanı sıra; yapımcı, yönetmen, oyuncu, senarist olarak katkıda bulunuyor. Ekna Film ile Çiçek Filmi kuruyor. Ağaoğlu Yayınevi’nin müdürlüğünü yapıyor. Yılmaz Güney’le de bire süre çalışan Arif Keskiner, Türk sinemasına “Otobüs”, “Yılanı Öldürseler”, “Piano Piano Bacaksız”, “Selvi Boylum Al Yazmalım” ve  “Kapıcılar Kralı” gibi yapıt düzeyinde önemli filmler armağan ediyor, ödüller alıyor. Bulaşıkçılık da yaptığı yurt dışına giderken Yılmaz Güney’in “Umut” filmini kaçırarak, yurt dışındaki festivallerde gösterilmasini sağlıyor. Sezen Aksu’nun adına “Yine mi Çiçek” adlı şarkısını bestelediği Arif Keskiner, “Bay Alkolü Takdimimdir” adlı ilk diziden sonra “Bizi Güldürenler” adlı diziyi TRT’ye çekti. “Anadolu Uygarlıkları” adlı diziyi de kendi hesabına çeken Keskiner daha sonra  başkanı olduğu Filmciler Kooperatifi’ni kurup, Yeşilçam’da karaborsayı ortadan kaldırdı. SESAM’da başkan yardımcılığını sürdürürken Türker İnanoğlu ve Tanju Gürsu ile birlikte Sinema Yasası’nın çıkartılmasına katkıda bulundu. Sıraselviler’deki yazıhanesinde, herkesin “Çiçek Bar” ya da “Arif’in Yeri” dediği, tüm sinemacıların ve sanatçıların uğrak yeri olan Sinema Sevenler Derneği Lokali’ni açtı. “Çiçek Gibi”, “Yine mi Çiçek”, “Elbette Çiçek” ve “Binbir Renk Binbir Çiçek” isimli dört kitaptaki anı kitaplarıyla sinema ve sanat tarihine ışık tutan bir yazar olarak yerini edebiyat dünyasındaki yerini aldı.

 

*”BİR ÖMÜR ARİF KESKİNER”

29. Altın Koza etkinliklerinin biri de, Arif Keskiner’in yaşamı ve sanatını yansıtan “Bir Ömür Arif Keskiner” adlı belgesel gösterimi ve paneldi. 15 Eylül Perşembe öğle sonu Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte, aynı zamanda konuşmacı da olan Baran Seyhan tarafından yapılan Arif Keskiner’in sinema yaşamını ve hayatını anlatan “Bir Ömür Arif Keskiner” belgeselin ardından Arif Keskiner, Turhan Günay, Kenan Kocatürk, Baran Seyhan ve Melih Güneş’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşi yapıldı.

Söyleşiyi yönlendiren Baran Seyhan’ın belgesel hakkındaki konuşmasının ardından Arif Keskiner’in teşekkür etmesiyle ilerleyen söyleşide Kenan Kocatürk; Arif Keskiner’in sinema ve yaşamını anlatan belgeselde 1930’lardan alıp bugünlere gelinirken kültürel ve  sanatsal yönden etkilenip öğrenmenin yanı sıra aydınlanma konusunda da oldukça yararlanıldığının da altını çizdi. Cumhuriyet dönemindeki bu aydınlanma içerisinde iki şeyin çok önemli olduğunu belirtirken, bunlardan birinin klâsiklerin yayınlanması ve diğerinin ise Köy Enstitüleri’nin hayata geçirilmesi olduğunu  vurguladı. Köy Enstitülerinin birçok eğitsel ve kültürek kazanımla birlikte özgür düşünceyi de öğretmesinin bir bedeli var, Arif Abi de bunlardan biri diyen Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk;  Keskiner’in samimi anlatımının etkisiyle, o dönemin anlatıldığı kişileri tanıyıp, dostluklarını duyumsadığını belirtti. Kenan Kocatürk: “80’lerin başında tanıdım Arif Keskiner’i, değişik bir üslubu var, sohbet eder gibi misafiriniz oluyor” dedi.  Kocatürk, şiir yazıp türkü söyleyen Arif Keskiner’in çok ilginç bir Adana türküsünü söylediğini de sözlerine ekledi.

Daha sonra söz alan Turhan Günay, Arif Keskiner’in olduğu gibi anlatan bir üslübu olduğunu, okurken arkasından ne gelecek diye beklenti içine girildiğini; Keskiner’in, kitabın sonunu merak ettiren bir yazar olduğunu belirtti. Demirtaş Ceyhun’un kendisine anlattığından haraketle, gösterilen belgeseldeki bir anı yanlışlığını düzelten Turhan Günay; Arif Keskiner ile Demirtaş Ceyhun arasında geçen konuşmaları yansıttı… 54’lerde işte Arif Keskiner İstanbul’a geldiğinde Demirtaş Ceyhun’u buluyor. Şükran Kurdakul, Fethi Naci, Oktay Akbal gibi şair ve yazarların yer aldığı bir ortamda bulunuyorlar. Demirtaş Ceyhun: ”Ya bu Osmaniyeli eşkıya meşkiya ama şiir de yazıyor” diyor. Sonra da, şiiri görmek istediklerinde, Arif Keskiner: ”Şiir yanımda yok falan” diyor. Demirtaş ısrarla: ”Çıkar şiirlerini” dediğinde şiir çıkıyor ve Şükran Kurdakul alıp baktığında bir yarım saat ses çıkmıyor. Sonunda Demirtaş Ceyhun, Kurdakul için: ”Kötü şair ya hemen anlar.” Diyor.  

Daha sonra konu Kemal Tahir’e geliyor…

Turhan Günay, 50’li yıllarda kitabın tanesi bir lirayken Mayk Hammer’in 5 milyon sattığını belirtiyor. Mayk Hammer’in, birçok değişik çeşiti olduğunu, bunların içinde Kemal Tahir’in de bulunduğunu ifade ediyor. Eklemeler çıkarmalar yapılan bu tip kitaplar konusunda Kemal Tahir’in de yer aldığını, hatta sırtı ince olan bir kitabın kalınlaştırılması için, “Kemal Tahir’i çağıralım” dendiğini de sözlerine ekliyor. Yine bir Dario Moreno filminin sonunda ise, seyircilerin filmde olmayan yerler için küfürlü tepki verdiklerini, çünkü seyircilerin kitabı okuduklarını söylüyor. Bir yazar olarak ilk defa bulunduğu yazar ortamından da söz eden Günay; daha sonra, evinin bir üst katında oturan Oğuz Aral’la olan ilginç tanışmasına da konuşmasında yer veriyor.   

Söyleşinin son konuşmacısı olarak yer alan Melih Güneş, Arif Keskiner’in fotoromanlarını okuyarak, “Selvi Boylum  Al Yazmalım” filmini izleyerek  büyüdüğünü anlatıyor. Nazım Hikmet’in Moskova’daki evinde Arif Keskiner’in de bulunduğu fotoğrafın Veronika tarafından imzalandığını sözlerine ekleyen Güneş; Arif Keskiner’in sınıf kavramı olmadığını, insanlara eşit yaklaştığını ve güzel şiir okuduğunu vurguluyor. Daha sonra, Arif Keskiner’in okuduğu şiirle toplantı sona ererken, Altın Koza yetkilisi Menderes Samancılar tarafından söyleşenlere çiçek veriliyor.   

 

 

 

 

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22