"ŞAİRLER
NE GÖRDÜKSE İYİ KÖTÜ/ ÖMÜR BİTER BİZ HÂLÂ
SÖYLERİZ.
NE VARSA ŞU DÜNYADA
TÜRLÜ GÖRÜNTÜLER GELSEK DE SONUNA
SÖYLERİZ.
BAZEN BOŞ GÜNLER/ GEÇER BİZDEN DOLUNCA
SÖYLERİZ.
NE BİTER/ NE KALIR GEÇMİŞ KİTAPLARDA
ÖLÜMDEN SONRA DA
SÖYLERİZ."
BEHÇET NECATİGİL
"İnsanlar ölünce yıldız olurmuş, doğru mu?" diye sorar Aristophanes'in "Barış" adlı oyununda Tyrgaios'a kölesi...
Sahibi yanıtlar: "Hepsi değil!" Ardından, "Hangileri olur?" sorusu gelir köleden. "Yaşarken, yeryüzündeki karanlığı aydınlatmak için kendi ışığını hiç sakınmadan saçanlar..." yanıtını verir Tyrgaios..
Sevgili okurlarım, o ışık saçanların değerini, gökyüzünde yıldız olmadan bilelim; unutmayalım, unutturmayalım. Bu bir görev...
ÖRNEĞİN, MEHMET ADEM SOLAK GİBİ IŞIK SAÇANLARIN DEĞERİNİ BİZ HEMŞEHRİLERİ BİLELİM ÖNCELİKLE...
Size, Mehmet Adem Solak'ın şiir kitabının arkasındaki yazıyı sunuyorum:
"Mehmet Âdem Solak, 5 Şubat 1938 tarihinde Kırklareli-Kızılcıkdere köyünde doğdu. Kepirtepe Köy Enstitüsü'nde 5 yıl okuyup, Pamukpınar İlköğretmen Okulu'ndan mezun oldu ve bir öğretmen olarak yaşama atıldı.
Dört yıl köy öğretmenliği yaptı. 1960 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girdi. 1962-1963 yıllarında Sivas İlköğretmen Okulu'nda çalıştı. 1963 yılında Figen Canbolat ile evlendi.
1965 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü'ne asistan oldu. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden Eğitim Bilim Dalı Uzmanı diploması aldı.
İlk şiirleri 1953'te Türk Sanatı ve Onüç dergilerinde çıktı. Varlık, Türk Dili, İmece, Özveri, Oluşum, Çağrı, Şölen, İmbat, Su, Yansıma ve Türkiye Yazıları'nda şiirleri; Cumhuriyet, Barış ve Ulus gazetelerinde makaleleri yayımlandı. 1954 yılında Sesimiz dergisinde yayımlanan "İnsan" adlı şiirle ödül aldı. 1961'de Ankara Üniversitesi ve Yüksekokulları arasında yapılan bir şiir yarışmasında birinci oldu. 1966'da Tercüman Büyük Ödülleri yarışmasında şiir dalında Büyük Ödül - Birincilik kazandı. İlk şiir kitabı 1958 yılında yayımlandı: İÇİMDE YEŞEREN BAHAR."
VEFASIZLIK ÇOK ETKİLİYOR, ÜZÜYOR BENİ... ONUN İÇİN VEFASIZ DAVRANDIĞIMIZ USTA ŞAİRLERİMİZDEN AF DİLİYORUM SON İKİ YAZIMDA...
Karamsar olmak istemiyorum; vefasızlığın o şairleri tanımamaktan, bilmemekten kaynaklandığını düşünmek istiyorum. O yüzden de tanıtmayı, bilenlere de anımsatmayı görev biliyorum.
17 NİSAN GÜNEŞİNDE
Ben morca karanlık köylerin çocuğuyum
Babam aksakallı bir ortaçağ - unutulmuş
Unutulmuş çarşaf çarşaf anamın karanlığı
Bir yakamızda kader
Çile bir yakamızda iki büklüm
Ben dokuz boğazlı evde soğan ekmek
Böyle büyümüşüm.
Bir 17 Nisan günü çıkıp gelmiş ilk defa
Terkedilmiş köyüme aydınlığın yüce eli
Koparmış kaderimden alışılmıştan beni
Ayrılıkların en güzeli.
Bilime özgürlüğe insana giden yolda
Çocuk yüzüme ilk defa bir güneş vurmuş
Gözlerim görmeye ellerim çalışmaya
Yüreğim bir öyle sevmeye durmuş.
Bunalmış toprakların üstüne bir yağmur
Bir yağmur yüzyılların üstüne
17 Nisanlarda anlam vermişim
Umutla doğan güne.
Ben morca karanlık köylerin çocuğuyum
İçimde en olumlu çabalar
17 Nisanlarda sanki yeniden doğmuşum
Bahar bahar.
MEHMET ADEM SOLAK
Köy ENSTİTÜLERİ'ni kuranlar, Atatürk'ün 1936 yılında Çankaya Köşkü’nde, bir toplantıda “40 bin köyün 35 bininde okul ve öğretmen yok. Nüfusumuzun %80’i köylerde yaşıyor. Buna çözüm bulalım” uyarısını dikkate almışlardır.
Dönemin Cumhurbaşkan İsmet İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla kurulur bu eğitim kurumu...
Tarih: 17 NİSAN 1940
O unutulmaz, yurdunu seven kişiler, çocuklara:
"Her çocuk bir nur topudur,
Paçavralar içine bile düşse
Bir nur topudur.
Dar çağlara gelmese,
Değmese hoyrat ayaklar,
Çamurlara belenmese
Her çocuk bir nur topudur.
El üstü tutulunca,
Çimli sahalarda
Gezdirip koşturunca
Güler nazlı, güzel
Göklerde bir uçurtma.
Örselenmiş doğmuşsa
Onarılsın ister,
Baksınlar, korusunlar
Ana baba yanında olsun ister,
Tanrısal dilekler:
Her çocuk bir nur topudur." diye bakarlar. BEHÇET NECATİGİL'in dizelerinde söylediği gibi...
İşte okurlarım, özellikle hemşehrilerim; kısaca yaşam öyküsünü ve bir şiirini sunduğum yaşayan, kendisi bir "nur topu" olan ve nice nur toplarını eğitip yetiştiren MEHMET ADEM SOLAK'ı unutmayalım, unutturmayalım. Uzun ömürler dileyelim.
HOŞÇA KALIN.