Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


ÖĞRETMENE SAYGILIYDI KOÇERO


Siirt/ Batman doğumlu Koçero bir eşkıya idi. Bir resmi uygulamada haksızlığa uğraması üzerine, tepkisini göstermek için dağa çıktığı söylenirdi. Halk seviyordu onu. Kimse ihbar etmezdi. Hatta yakalanma tehlikesi olan durumlarda halkın sakladığı bile söyleniyordu. Çünkü varlıklılardan alıp yoksullara veriyormuş. Böylesi davranışlar, haksızlık yüzünden dağa çıkmışlığı doğruluyordu.

Siirt’in Eruh ilçesinde öğretmenlik yaptığım yıllarda üç kez karşılaştım Koçero’yla. Çalıştığım Sağırsu ( Hililan) köyü, Siirt- Eruh arasındaki hayvan yolu üzerindeydi.  Siirt/ Eruh otoyolu dağların arkasından bir yay çizer; hayvancılık yolu ise yayın kirişi gibi kalırdı Sağırsu’da jandarma karakolu olduğu halde, Koçero sevgisi orda da vardı ve gizlenmiyordu bile.

***

Bir aybaşında maaş için Eruh’a gitmeye hazırlanırken Baş Çavuş gördü “Ben de gideceğim. beraber gidelim” dedi. İki jandarma ile birlikte yaya olarak yola çıktık. Binevre Köyünün yakınına varınca:  “ Şu köye bir uğrayalım. Soracağım bişeyler var” dedi, Baş Çavuş. Köye yaklaşırken karşımızdan bir adam geldi. Selamlaştık. İyi Türkçe konuşuyordu. Çavuş sordu: “ Bu köyden misin?”

“ Hayır çavuşum. Burda misafirdim. Ben ayrı köydenim” “ O Koçero eşkiyası bu köydeymiş. Öyle bişey duydun mu?” “ He he öyle bir laf duydum. Çavuşum, şu şerefsizi bir yakalayın da bizi kurtarın yav” Adama teşekkür ettik. O bize hayırlı işler diledi, ayrıldık. Az ileride muhtarla karşılaştık. Çavuşla tanışıyorlarmış. Muhtarın telaş içinde ilk lafı: “ Çavuşum, niye yakalamadınız?” oldu. Koçero çoktan kaybolmuştu.  Kumandan utanarak rica etmişti benden: “ Hocam, lütfen kimse duymasın. Alay konusu olmayalım.”

***

Bir başka günde üç arkadaş maaşlarımızı aldıktan sonra, Siirt’e gitmeye karar verdik. Sosyal ihtiyaçlarımız vardı. Düzenli ulaşım araccı olmadığı için, bir jeep kiraladık. Akşamleyin yola çıktık. Yarı yolda bir sesle durdu şoförümüz. Kürtçe bağıra- çığıra bişeyler söyleniyordu. “ Eşkiyalar yolu kesmişler” dedi, şoförümüz. İki elaman yolda, onlara komut veren birileri de yukarıdaki kayanın üstünde idi. Eşkıya Kürtçe söylüyor, şoför tercüme ediyordu bize. Ceplerimizi boşaltmamız söylendi, boşalttık. Yetmedi soyunmamız istendi. Soyunma emri yalnızca külot kalıncaya kadar sürdü. Şoför de soyunmuştu.  O zaman maaşlarımız 147 TL. idi. 50’şer lirasını geri verdiler. Şoförün aktardığına göre:

“ Siz gidip keyif çatacaksınız. Bu 50 lirayı bile bulamayanlar var” diyormuş eşkıya Koçero.

Yolda geciktiğimiz için, çarşı kapanmadan yetişememiştik. Evini bildiğimiz Şahbaz öğretmenin kapısına dayandık. Şahbaz Hoca şaşkınlıktan dilini yutmuştu. O da bekârdı. Birbirimize bakıp gülmekten kırılıyorduk  Şahbaz Hoca Kendi giysilerini ortaya sermiş; yetmeyenleri de arkadaşlarından bir bir toplayarak giydirmişti bizi.

***

Bir başka zamanda Siirt/ Billuris Köyü öğretmeni arkadaşım Mehmet Ak’ı ziyarete gitmiştim. Akşam muhtarın evindeydik. Bir ara muhtara bir fısıltı ulaştı, Koçero gelmiş. Galiba muhtarla akraba imişler. İki adamıyla geldi Koçero. Cephanelik gibiydiler. Muhtar bizi de tanıttı. Öğretmen olduğumuzu duyunca: “ Biz okuyamadıksa da öğretmene saygımız böyüktür” demişti. Yolda bizi soymuştun demek aklımdan geçtiyse de mahcup olmasın diye söylemedim. Yemek ve kıtlama çaydan sonra nazikçe veda edip gittiler.

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04