Ulusları kurtaracak olanlar
yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
ATATÜRK
(Ulusları batıracak olanlar da. - S. G. N.)
İnsanın aptalı memur olandır,
Memurun aptalı ise öğretmen.
Hele bir de müdür filansa eğer
Şeddeyi atamaz asla üstünden.
Özal’ın memuru (*) bunun dışında,
Onların kurudur tuzu kışın da.
Bit gibi yaşarlar it apışında,
Hem emegendirler hem de kemirgen.
Pısırık, duyarsız, üşengeç, tembel;
Üç kuruş maaşa atmakta çengel.
Uçan sinek bile önünde engel,
Boğaz tokluğuna zor bir serüven.
Sanki aydan gelmiş yabancı biri,
“Üç maymun”u oynuyor ak elleri.
Ülke sorununu çözebilir mi
Kendi sorunlarını çözemeyen?
Cumhuru germek için çarmıhlara
İzin çıktı çetelere, şıhlara.
Küf beyne çakılmış paslı mıhlara
Korku veremiyor artık kerpeten.
Teokrasi hece olma yolunda,
Kara çarşaf peçe olma yolunda,
Aydınlıklar gece olma yolunda,
Düzelt haydi düzeltebileceksen.
Atatürk’ün yolundan saptığın gün,
Karanlıkların evi dernek-düğün.
İster dizine vur günde üç öğün,
İster saçını yol… Kaçmıştır tren.
*
Bekleme kurtarsın seni birisi,
Kurtarıcı sensin, hayal gerisi.
Alnına çarpmadan taşın irisi,
Çık kozandan: “Öğün, Çalış ve Güven!”
Türkiye çırçıplak gözler önünde,
Hızla ilerliyor tünel yönünde.
Şöyle bir kere bak ardına dön de
Sor kendi kendine: Ne? Nasıl? Neden?
Öğretmendir bunun tek sorumlusu,
Sustu da üstüne içti soğuk su.
Lokomotif olacakken ordusu
Kara vagon oldu önden çekilen.
Öğretmenim! Sökerek al hakkını,
Özgürlük içinde yaşat halkını.
Kır düzenin dişlisini, çarkını;
Hak kavgana tanık olsun değirmen.
Yenilen, yenile, kotar, getir, sun;
Şelale altında taş tutmaz yosun.
Bu halk senden değil de kimden umsun,
Nasıl kursun yükseklere merdiven?
Beşiktaş, 21.2.1998
Sabri Galip NAKİPLER
(*) Benim memurum işini bilir – Turgut Özal vecizesi