Hemen hemen her gün sakal tıraşı olanlardanım. Sağlak olduğum için yüzüme tıraş makinesiyle sağdan başlarım. Neden sonra sağdan başladığımı 40’lı yaşlarımda anladım. Meğerse ben “sağcı” imişim.
21 yıl önce bir yakınımın cenazesindeyiz. Defin töreninden sonra eve gelindi. Kalabalık bir ortam. Yemekler yenildi, Kur’andan ayetler okundu. Dayısının cenaze namazını kıldıran hoca, okuduğu Vakıa suresinin açıklamasını yapıyor. Konuyu sağcılık-solculuk kavramların getiriyor ve diyordu ki,
“İyi işler işlediklerini belirtmek için, amel defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! (ayet 8) kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara! (ayet 9).” … “defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara” (ayet 27)… “defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara” (ayet 41)"
Hoca uyarıyor sakın solculardan olmayın diye…
Her işe sağdan başlamanın gerekliliğini, tuvalete girerken bile sağ ayakla girmenin şart olduğunu anlatan hocamız, “Atalarımız da sağ elleri ile verir, sağ elleri ile alır, sağ yanlarına yatar ve işi ters giden yakınlarına, “Sol tarafından mı kalktın?” diye sitem ederlerdi” diyor.
Evet, zaman zaman biz de “Sol tarafından mı kalktın” cümlesini kurmuşluğumuz veya duymuşluğumuz olmuştur.
Hoca tribünlere oynuyor tabi ki…
Aradan 20 yıl geçti. Aynı hoca bu kez dayısının oğlunun cenazesinde. Yemekler yeniliyor, Kur’andan yine o ayet okunuyor. Sağcılık ve solculuk kavramlarının Kur’anda nasıl geçtiğini anlatıyor. Amel defterinin soldan verilenlerden olunmaması için tavsiyelerde bulunuyor. “Amin” diyenler amin diyor, demeyenlerde şaşkınlık içinde bakıyor.
Bizim hoca 20 yılda hiç değişmemiş, ezberlemiş, papağan gibi aynı şeyleri söylüyor.
“Kilot, şalvar, etek, pantolon, gömlek, ceket, pardesü, çorap ve ayakkabı gibi bir şeyleri giyerken ve abdest, gusül, teyemmüm alırken, önce sağ taraftan başlamak sünnettir” deniliyor.
O dönemde indirilen ayeti bu döneme uyarlıyor. İndirilen din, uydurulan dine böyle dönüştürülüyor ve günümüz siyasetine alet ediliyor.
Dua toplamadan sonra herkes dağılıyor.
Bu olay beni nasıl etkiledi?..
Tıraş olmak için aynanın karşısında geçtiğimde “Bugün solcu olacağım” diyor ve sol yüzümden başlıyordum. Dalıyorum, alışkanlıktan daha çok sağ yüzümden başlıyorum.
Belli olmuyor, bazen “sağcı”, bazen “solcu” oluyorum.
Şimdilerde ise, siyaset, ticaret, tarikat, cins, ırk, din ve dil ayrımı, yani insan ayrımı yapmadığım, kendimi bu düşüncelerimden dolayı evrensel kabul ettiğim için taraşa yüzümün ortasından başlıyorum.
- * *
“21. YÜZYILDA SAĞ-SOL KAVRAMLARI YOK”
CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’na, partisinin sağa kaydırdığına ilişkin soru sorulduğunda ise o da şöyle yanıt veriyor:
“Türkiye Cumhuriyeti'nde 21. yüzyılın sorunlarını çözmek için yeni kavramlar bulmak zorundayız. 21. yüzyılın temel kavramı demokrasidir, sağ sol kavramları yok burada. Biz demokrasiyi savunuyoruz, birileri de otoriter meseleleri."
Bir başka programda Sayın Kılıçdaroğlu, sol-sağ kavramlarına bakışını şöyle açıklıyor:
"Sağ cenaha yakın diye kim dedi? Sağ-sol kavramları hangi yüzyılın, 1789. Hangi yüzyılda yaşıyoruz? 21'inci yüzyılda. 21'inci yüzyılın sorunları, 17'nci, 18'inci yüzyılın kavramlarıyla çözülemez. Dünya değişti, sağ-sol kavramları değişti. İçerikler değişti, yeni sınıflar çıktı ortaya. Acaba sorun saraydaki zata plütokratlar diye bir sınıf çıktı haberi var mıdır? Adını bile duymamıştır. Bilimde, teknolojide olağanüstü değişimler oldu. Bütün dünyada bu böyle. Geldiğimiz süreç sağ-sol kavramı değil; demokrasiden yana olanlar-demokrasiye karşı olanlar sürecidir. Demokrasiden yana olanlar bizleriz.”
Kılıçdaroğlu'na göre sağ-sol kavramları eskide kaldığından, “Güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana mısın?” Yoksa “Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminden yana mısın?” diye sorulacak artık.
