"MODERN ŞİİR BİRAZ DA OKUYUCU TARAFINDAN DOLDURULMASI GEREKEN BOŞLUKLAR TAŞIR." -BEHÇET NECATİGİL
Bir önceki yazımda Gülten Akın üzerinde durmuştum. Sevgili şairim Gülten Akın'ı ne zaman ansam, yanında Behçet Necatigil'i de anarım.
Gülten Akın, "Behçet Hoca kişiliği ile de çok değerliydi. Hangi usta bir genç şaire 'siz, şu iki dizeyi bana verin, tüm şiirlerim sizin olsun' diyebilmiştir? Bana böyle davranmayı o öğretti." demiştir.
Gülten Akın ve Hilmi Yavuz, Behçet Necatigil'i ustaları olarak sayarlar. Akın, ustasından öğrenmiştir; şairleri yüreklendirmeyi...
SÖZLER, YAPRAK
bazı sözler karanlıkta söylenir, diyorum uykularımın birinde
bazı sözler hiçbir zaman, diyorum kendi sesime uyanırken
bazı sözler karanlıkta söylenir
bazı sözler hiçbir zaman
diyorum armaların birinde
öyledir, iki yanı ağaçlı yollar arasından
geçip gitmektir şiir
ağaçla, yolla, ne tarafa
ve hangi zaman
imgenin şiddetiyle çoğalır anlam
parçalana parçalana
geçtiğimiz yollardan
onca yaprak düşer
birkaç şiir kalır yalnızca
o derin ağaçlardan
kendi sesimize uyandığımız rüyalarda -MURATHAN MUNGAN
Murathan Mungan'ın şiirinin iki dizesini beğenir Gülten Akın ve hocasından öğrendiğini uygular. "Bazı sözler karanlıkta söylenir/ bazı sözler hiçbir zaman" beğendiği bu dizeler için, "Keşke bu dizeleri Murathan Mungan değil de ben yazsaydım... Hani değiş tokuş mümkün olsa, ben bütün şiirlerimi versem; o bana bu iki dizeyi verse" der.
GAZEL
"Dil sevdi yine cân ile cânân olacağı
Bîçâre bilir derdine dermân olacağı
Gün yüzü tulû' eyleyicek subh-i safâdan
Besbelli idi âfet-i devrân olacağı
Dil zülfüne dolaştı dedim güldü dedi yâr
Benzer ki yine geldi perîşân olacağı" -NECÂTÎ
Bugünkü Türkçeyle: Gönül sevdi yine candan yâr ve can olacağı/ Zavallı bilir derdine derman olacağı.
Gün yüzü doğunca şenlik sabahından/ Belli idi güzelliğinin zamanı yakan olacağı.
"Gönül saçına dolaştı" dedim güldü dedi yâr/ "Benzer ki yine geldi perişan olacağı."
NECÂTÎ, Edirnelidir. Kaynaklara ve Tezkireci Âşık Çelebi'ye göre doğum yeri ve tarihi kesin olmayan şair, Edirneli bir hanım tarafından köle olarak alınmış sonra da evlatlık edinilmiştir.
Şairin Necatigil soyadını almasında, şair Necati’ye hayranlığı ve babasına duyduğu saygı etkili olmuştur. Babası Hacı Mehmet Necati Gönül'dür. Gönül olan soyadını, 1951 yılında mahkeme kararıyla Necatigil olarak değiştirmiştir.
Haydar Ergülen kitabında "Asfalt ovalarda yürüyen bir abdal" başlığı altında şöyle yazar:
Necatigil, Şair Necati ile arasında şöyle bir benzerlik bulmuştur:
"Tezkirelerin yazdığına göre bir köle imiş Necati...
Ben de şiirde hayatın kölesiyim."
NECATİGİL'in 1946'da yayımlanan KAPALI ÇARŞI adlı kitabının ilk dizesi:
"Yaşamak azaptır çok zaman". Şair hayat karşısında böyle duyumsar kendini...
ŞEB-İ GAM
Fuzuli gibi-
Mum olmalıydı da
Mum yakmalıydım
Gam gecesinde.
Elektrik ışığı-kabul,
Fakat çok çiy düşüyor.
Karanlıkta olursam
Bilinen şey,
Karanlıkta keder artar. -BEHÇET NECATİGİL
FUZÛLÎ'ye göre şiirin özünü sevgi, temelini bilim oluşturur. ""İlimsiz şiir esası yok duvar gibi olur ve esassız duvar gayette bi-itibar olur" der ve ekler; "Aşk imiş ne var Âlemde/ ilm bir kîl ü kâl imiş ancak" (Evrende ne varsa sevgidir, sevgi dışında kalan bilim ancak bir dedikodudur.)
Sevgi ve üzüntü... Fuzûlî aşk, üzüntü, ayrılık acısı, kavuşma özlemi gibi duyguları ünlü yapıtı Leylâ ile Mecnun adlı mesnevisinde dile getirmiştir.
Behçet Necatigil ŞEB-İ GAM şiirinde, kendisiyle Fuzûlî arasında bir ilgi kurar. Necatigil, Fuzûlî'nin Leyla ve Mecnun Mesnevi'sindeki Mecnun gibi dünyaya ızdırap penceresinden bakar gibidir. Her şeyde hüzünlü bir şey arar ve bulur.
Zeyyat Selimoğlu, "Necatigil'in konuşmasına ve çevresine bakış açısına yansımış olan hüzün şiirine de yansımıştır. Onun içindir ki, şair olmasaydı ne olurdu? Sorusuna bir karşılık vermek gerekseydi, onu, dere kenarlarındaki hüzünlü salkım söğütlere benzetmek yersiz olmazdı sanırım." demiştir.
Necatigil, şiirlerinin çoğunda görüldüğü gibi, kapalı, içe dönüktür; çünkü içsel eğilimi, yaradılışı böyledir.
AİLE
Sağ çıkıp günlük savaştan,
Evin yolunu tutmuşum.
Yemek yedik, çocuklarım uyudu.
İniyor üstüme yavaştan
Allahın beyaz bulutu,
Kederlerimi unutmuşum.
Hayatta olduğuma
Seviniyorum şimdi:
Kavuştum çoluk çocuğuma.
Koltuğuma uzandım, rahatım.
Kahvem içime sindi,
Başladı gecelik saltanatım. - BEHÇET NECATİGİL
Şairin bu şiiri Kapalı Çarşı adlı kitabındadır. Bu kitap da 1946 yılında yayımlanmıştır. Bu şiir, bir hayalidir şairin. Başkalarının evliliği onda böyle bir mutluluk eğilimi uyandırmıştır.
Sonra şair özlediği mutluluğu ev içinde bulur. 1948’de tanıştığı Huriye Korkut ile 1949’da evlenir ve Selma (1951), Ayşe (Sarısayın 1957) adlarında iki kız çocuğu dünyaya gelir.
SAKLI SU
Anla sıkıntımı geç git dost,
Nedendir sorma.
Gür bitkiler altında bir benim için akar
Alıngan, onurlu
İstemez görsünler saklı su. -BEHÇET NECATİGİL
Bu şiirde geçen "saklı su" sözü için Haydar Ergülen'in dedikleri de bana her zaman her okuyuşumda "tam yerine oturmuş" dedirtir. "Şiiri kaynağından çıkaran Necatigil için söylenmiştir."
CİHANNÜMA
"Bir çan gibi sallandığı zamanlar
Yoğun sis--nerdeydiniz limanlar
İnsan önce çevresinden ölür
Açık deniz, batak kuytu ormanlar." -BEHÇET NECATİGİL
TIRPAN
"Kapamış önünü devrik bardağ
Deyişiriz: Çok erken--
Biçilmemiş ekinler yerde
Kırılmış--tır/pan." -BEHÇET NECATİGİL
Necatigil, Alman edebiyatında uygulaması görülen "düşünce çizgisi" ögesini kendi şiir tekniğine aktarmıştır. (--) Bu kısa çizgiler, şair tarafından tamamlanmamışlığın belirtisidir. Bu boşluk okuyucu tarafından kendi algı ve kültürüne göre doldurulacaktır. Buralar yoruma açık bırakılacaktır.
Parantezi de kullanır şiirlerinde, bir tür "açıklama işlevi"yle... Yan çizgiyi de şiirin anlamını çoğaltmak için kullanır. Yazı başlığına aldığım sözüyle, bunların yanında boşluklar da şiire dahildir.
Yazımı bitirmek istiyorum; ama şiiri bitiremiyorum, çünkü şiirin sonu yok. Söz konusu Necatigil olursa sonu hiç yok!.. Yine de bitirmek, tamamlamak zorundayım yazımı...
Başka bir Necatigil yazımda buluşmak üzere diyorum... Tüm usta şairlerimizin ruhu şad olsun; yaşayanların da ömrü uzun...
Güzel bir aşk şiiri sevgili Necatigil'den...
SENİ YAŞAMAK
Seni her özlediğimde, sevgilim
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece. -BEHÇET NECATİGİL
HOŞÇA KALIN.