SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


MEKTUP VE ŞİİR/BİR GARİP ORHAN VELİ

"Orhan Veli, Ankara'da bir gece sokakta bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 Kasım 1950).


"Orhan Veli, Ankara'da bir gece sokakta bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 Kasım 1950). İki gün dinlendikten sonra İstanbul'a gitti. İstanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı (14 Kasım 1950) . Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edildi, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yumdu."
Bir gazete haberi bu... Koca bir şair, yaşasaydı daha kim bilir neler üretecek olan bir şair belediyenin açtığı çukurda yaşamını yitirir. Cebinden bir ambalaj kâğıdına sarılmış diş fırçası çıkar. Ambalaj kâğıdında, "Aşk Resmi Geçidi" adlı bir şiir vardır. Şiirinde aşklarını 
sıralamıştır.
Son sevgilisinden söz ederken, ona bağlandığı kadar hiçbirine bağlanmadığını söyler; o,
sade kadın değil insandır çünkü... Kibarlık budalası değildir; malda, mülkte gözü yoktur.
Çünkü o, yaşamayı sevdiği kadar, insanları sevmesini bilir; "eşit olsak, hür olsak" der 

“Bir de sevgilim vardır, pek muteber,
İsmini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.” der şiirin sonunda...

Orhan Veli’nin adını vermediği, kim olduğunu bulma işini, edebiyat tarihçisine bıraktığı 
“sevgilisi” Nahit Hanım’a yazdığı mektuplar, “Yalnız Seni Arıyorum - Nahit Hanım’a Mektuplar” adıyla (Şubat2014) yayımlanmıştır. Orhan Veli'nin 100. yaş gününde...
Nahit Fıratlı (Gelenbevi) kimdir? Ankara, Edirne ve İstanbul’da öğretmenlik yapmış    1909-2002 yılları arasında yaşamış; Eğitimci Halil Vedat Fıratlı ve Şair Arif Damar ile evlilikler yapmıştır. Kitabın editörü Murat Yalçın, Nahit Hanım’ı anlatırken; Sabahattin Ali, Orhan Veli, Arif Damar ve Gülten Akın’ın ona armağan şiir yazdığını, 1930’lardan 1990’lara kadar sanat ve edebiyat dünyasının ünlü isimlerini evinde, sofrasında ağırladığını anlatır.
Cemal Süreya, “Samet Ağaoğlu anılarında Nahit Hanım için ‘Rönesans gibi kadın’ sözlerini kullanır. ‘Bin dokuz yüz yimi üç gibi kadın’ ya da ‘Cumhuriyet gibi kadın’.” der.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, yıllar sonra yayımlanacak, Mahmut Dikerdem’e mektubunda şöyle yazar: “Orhan’ı şimdi İstanbul’da arayıp da bulamamak mümkün mü Mahmut? Sahiden hiçbir yerde bulunmaz mı dersin? Lambo'da ? Balıkpazarı'nda? Öyleyse Sarıyer’e gitmiştir… Yahut Edirne’ye Nahit Hanım’a…”
Orhan Veli, Nahit Hanım için çok özeldir; Orhan Veli de Nahit Hanım’a dokuz mektupta “Canım Sevgilim” diye seslenir. Kitapta sadece Orhan Veli’nin mektupları var. Nahit Hanım’ın mektuplara yanıtları yok… Orhan Veli, mektuplarında Nahit Hanım’a şiirler göndermiş; bir de aşağıdaki şiirini "adını henüz koymadım" diyerek:
Garibim,
Ne bir güzel var avutacak gönlümü
Bu şehirde,
Ne de bir tanıdık çehre;
Bir tren sesi duymayagöreyim
İki gözüm,
İki çeşme.

Mustafa Şerif Onaran “Orhan Veli’de Ozansılık” adlı yazısında Orhan Veli’nin ‘gözyaşları bol bir ozan’ olduğunu anımsatır. Şairin gözyaşlarının daha ‘Garip’ çıkışıyla başladığını söyler ve ‘Anlatamıyorum’ şiirini örnek verir.

ANLATAMIYORUM
(moro romantico)

Ağlasam sesimi duyar mısınız?
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum
Anlatamıyorum.

“O, ilk şiirlerindeki renkli dünyaya insancıl bir sıcaklık katmanın özlemi içindeydi. Nitekim daha sonraki şiirlerinde de, gözyaşları azalmayan bir duygusallığa düşmesi bu yüzdendir.” der.
YOLCULUK
Ne var ki yolculukta,
Her sefer ağlatır beni.
Ben ki yalnızım bu dünyada.
TREN SESİ
Bir tren sesi duymayagöreyim,
İki gözüm
İki çeşme.

“Tarifsiz kederler“ içinde olduğunu söylediği “İstanbul Türküsü”nde de , halk şiirine yaslanarak, gözlerinden “hicran yaşları” boşanmaz mı?
Gözyaşları eksilmiyor Orhan Veli’nin. “Ah Neydi Benim Gençliğim” şiirine, "Nerde böyle hüzünlenmek o zaman; /İçip içip ağlamak?" diye başlıyor.

“Ayrılış” şiirinde “ağlayamam” dediğine bakmayın Orhan Veli’nin...
Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var ağlayamam.

Bazen mektup türüne uygun şiirler de yazılır...
Orhan Veli 1937’de Ankara’dadır. Oktay Rifat’a yazdığı üç mektubunu “Oktay’a Mektuplar” adıyla 1938’de Varlık Dergisi’nde yayımlar.

OKTAY’A MEKTUPLAR
I - Ankara 8/12/37
Kış kıyamet saat 21
Macar Lokantası’nda yazıyorum
İlk mektubumu.
Oktaycığım
Bu gece sana bütün sarhoşların
Selamı var.

II - Ankara 10/12/1937
Şu anda dışarda yağmur yağıyor, saat 14.30
Ve bulutlar geçiyor aynadan,
Ve bu günlerde Melih’le ben
Aynı kızı seviyoruz.

III - Ankara 11/1/38
Bir aydan beri iş arıyorum, meteliksiz, saat 10
Ne üstte var, ne başta.
Onu sevmeseydim,
Belki de beklemezdim
İnsanlar için öleceğim günü.

Bu şiirde görüldüğü gibi, o tarihte Orhan Veli Ankara’da işsiz güçsüz, meyhanelerde vakit geçirmektedir. En kötü durumdayken bile ‘üstte yok, başta yok, meteliksiz’ kendisiyle alay etmektedir.
Nurullah Ataç şöyle açıklıyor şairin bu durumunu: “Orhan Veli, duygulu, duygusever bir kişi, bunu gizlemek; kendi kendinden de gizlemek istiyor. Bunun için çarpışıyor kendi kendisiyle, alaya alıyor duygularını, gülüyor kendi kendine.”
Orhan Veli’nin “Oktay’a Mektuplar” adlı şiirinde geçen “ve bu günlerde Melih’le ben aynı kızı seviyoruz” dizesiyle ilgili şöyle konuşur Melih Cevdet…
“Oysa bizim birer sevgilimiz vardı, ortaklık üçüncü bir hanım içindi; ama sadece romantikti bu sevda. Birbirimizi öldürmenin gereği yoktu bu yüzden. Rakı içerken sözünü ederdik.” Hasan Âli Yücel’le, Müşfik Kenter’in de kendisine bu durumun gerçeklik payını sorduklarını söyler Melih Cevdet...
"Emin ol, dünyada hiçbir şeyden zevk almıyorum. Bütün bu tatsız günler içinde  YALNIZ SENİ ARIYORUM. Bir müddet de böylesine tahammül edeyim. Bu bir türlü düzelmeyen bedbin hava, biliyorum, seni artık bıktırdı. Ama ne yapayım. Değişemiyorum." diyen, sevdiğine hüzünle seslenen, duygulu, kısacık ömrünü başarılı çalışmalarla dolduran, şiirde devrim yapan Orhan Veli... Unutulmadın... Unutulmayacaksın... Ruhun şad olsun.

Yazımı Can Yücel'in yazdığı şiirle bitiriyorum. HOŞÇA KALIN.
ORHAN VELİ'YLE
Birdenbire gece oluyor 
Birdenbire bir genç ölüyor
Birdenbire bir ot bitiyor
Birdenbire otu koparıyorlar 
Faili meçhul bir cinayet
Altından bir gelincik bitiyor
Bitmemecesine birdenbire
Kıpkızıl!

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00