Sabri Galip Nakipler


MEHMET AKİF ERSOY’UN BİR BAŞKA YÖNÜ


13 Mart 2021 tarihli Sözcü gazetesinde Emin Çölaşan, “Mehmet Akif’i Anarken” başlığı altında bir yazı yazdı. Bu yazı, İstiklal Marşı’nın, TBMM’de kabul edilişinin 100. yıldönümüyle ilgiliydi. Fahrettin Paşa hayranı Çölaşan, şimdi de Akif’e olan hayranlığını anlatıyor. “Ve Akif, bir anlamda bizim aile büyüğümüz, ailemizde çok özel bir yeri olan biriydi” diyor. Diğer yazarlar gibi Çölaşan da “Akif, yarışma için verilen 500 lirayı almadı ve o güne göre büyük sayılan bu parayı orduya bağışladı” saptamasıyla  onun ne kadar vatanperver olduğuna dikkat çekiyor.

Ve yazısını şöyle bitiriyor :
“Halamın oğlu Hüsamettin Cindoruk Meclis Başkanı oldu. Akif’in eşi ve çocuklarının zor durumda olduğunu öğrendi. Bir dikili ağaçları bile yoktu. Kızı Suat hanım Beyoğlu’nun arka sokaklarında harap bir evde yaşamaya çalışıyor, onun kızı ise annesine bakabilmek için bir sinema gişesinde bilet satıyordu. Hüsamettin abi devreye girdi, ailesine maaş bağlanması için kanun çıkarılmasını sağladı. Oğlu Emin sonraki yıllarda ne yaptı, doğrusunu isterseniz onu bilemiyorum ve bulamadım.”

Kahramanlık deyince esip kükreyen Çölaşan’ı görüyorsunuz değil mi?

Yusuf Tosun da 24 Ocak 2020’de şunları yazıyor :

“Şair Mehmet Akif Ersoy’un oğlu M. Emin Ersoy, İstanbul Tophane semtinde, bir kamyon kasası içerisinde ölü bulunmuştur. Devamlı olarak alkol alan 45 yaşındaki Emin Ersoy’un cenazesini kaldıracak bir makam bulunmadığı için ceset uzun süre sokakta kalmıştır.”

Emin Ersoy’un hakkında yazılanlardan öğrendiğimize göre, iş için başvurduğu yerler gereken ilgiyi ve yakınlığı göstermemiş veya gösterememiştir.

Nusret Safa Coşkun, kendisiyle yaptığı röportajda askerliğini yaptıktan sonra çok perişan bir hayat yaşadığını anlatıyor ve diyor ki : “Akif’in torunu Selma Argon Ersoy’un anlattıklarından öğreniyoruz ki Emin Akif, bu illete Mısır’da olduğu yıllarda yakalanmış. Bu durumu da Akif’in, kızı Suat hanıma yazdığı mektuptan yola çıkarak söylediğini açıklıyor Selma hanım. O da söz konusu mektupta yer alan : “Emin yavrum hasta, artık adamlıktan, insanlıktan çıktı” ifadesidir. Mehmet Akif, bu sıralar Mısır’dadır. Emin Akif, ömrünün sonuna kadar perişan bir hayat yaşamış ve bu hayat peşini bırakmamıştır. İçki, esrar, eroin, hapishane, tımarhane ve bir kamyon karoserinde dünyaya elveda… “

Emin Akif’in, o zaman Milliyet’te yazan Çetin Altan’dan odasına girerek para istediği,  (1966 sonları. Altan’ın o yazısı arşivimde saklıdır) yine o yıllarda Milli Türk Talebe Birliği’nin başkanlığını yaptığı Rasim Cinisli’nin Emin Akif’e yardım ettiği, ancak derde deva olmadığı, Rasim Cinisli’den sonra Başkan olan İsmail Kahraman (eski Meclis Başkanı) tarafından ise MTTB’den kovulduğunu öğreniyoruz. (Kahraman, Cinisli’nin  bu iddiasını sonradan yalanlamıştır.)

Ayrıca Akif’in küçük oğlu Tahir de benzer bir sefalet yaşamıştır.

 29.12.2010 tarihli Milliyet gazetesinde Taha Akyol da şunları yazıyor : “Akif’in emekli aylığı 1 Haziran 1936 tarihinden geçerli olmak üzere 478 lira 20 kuruştu. Milli Mücadele’ye emek veren, 1. Meclis’e Burdur Mebusu olarak katılan, İstiklal Marşımızı yazan ve ödül olarak verilen 500 lirayı orduya bağışlayan Akif, sırtında paltosuz dolaşıyordu. Emekli cüzdanında Akif’in adresi olarak Beyoğlu, Parmakkapı Mısır Apartmanında Fuat Şemsi yanında kaydı okunuyor. Ailesinin bakım gücü yoktu. Çıplak tabut içinde musalla taşına konulan cenazesine üniversite öğrencileri ve halk sahip çıkacaktı, devlet değil. Mısır’a gidişinin asıl sebebi, maaşsız, işsiz ve takip altında kalmış olmasıdır. Peşine polis hafiyesi takılması çok ağırına gitmiştir.

 

Başka bir kaynakta ise şunlar yazılı :

Şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur’an mütercimi, milletvekili  (siyasetçi)…

İlköğrenimine mahalle mektebinde başladı. 3 yıl sonra ilkokul (iptidai) bölümüne geçti. Babasından Arapça öğrendi. Ortaöğretimini Fatih Rüştiyesinde tamamladı. Fatih camisinde Farsça derslerini takip etti. Bu arada Fransızca da öğrendi. Mülkiye idadisinde okurken burayı bıraktı. Ziraat ve Baytar Mektebine kaydoldu.  6 ay içinde Kur’an’ı ezberleyerek hafız oldu. Ziraat Bakanlığına memuriyete başladı. Memuriyetinin ilk dört yılında teftiş için Rumeli, Anadolu, Arnavutluk ve Arabistan’da bulundu. 1898 yılında evlendi. Bu evlilikten Cemile, Feride, Suad, Emin ve Tahir adlı çocukları oldu. Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebinde öğretmenlik yaptı. II. Meşrutiyet ilan edildiğinde Umur-u Baytariye Dairesi Müdür Muavini idi. Abdülhamit’e olan muhalifliğinden dolayı İttihat ve Terakki Cemiyetine girdi. Kısa bir süre Darülfünunda Edebiyat-ı Osmaniye dersleri verdi. İstanbul camilerindeki vaazlarında “İslam Birliği” görüşünü yaymaya çalıştı. Balkan Savaşı’ndan sonra ilk  olarak Umur-i Baytariye’deki müderrislik ayrıldı. Teşkilat-ı Mahsusa’dan gelen teklif üzerine, İslam Birliği kurma gayesi güden Almanya’ya gitti. 1916’da Arabistan’a gönderildi. Mekke Emiri Şerif Ali Haydar Paşa’nın daveti ile Lübnan’da bulundu. Burada Şeyhülislamlığa bağlı Darü’l- Hikmeti’l İslamiye Cemiyeti Başkatipliğine atandı. Ahmet Cevdet, Mustafa Sabri ve Sait Nursi gibi isimlerin kurduğu ve Osmanlı Devleti ile diğer İslam ülkelerinde çıkacak dini meseleleri halletmek, İslam aleyhindeki gelişmelere yanıt vermek amacıyla kurulan bu örgütte çalışırken bir yandan da Sait Halim Paşa’nın “İslamlaşmak” adlı eserini Fransızcadan Türkçeye çevirdi. 1920’de Ankara’ya geldi. Milletvekili seçildi. Tacettin Dergahına yerleşti. İstiklal madalyasıyla ödüllendirildi.  1922 yılında sağlık gerekçesiyle milletvekilliğinden istifa etti. 1923 yılının Mart ayının son günlerinde ortadan kaybolan yakın arkadaşı Trabzon milletvekili Ali Şükrü’nün  Mustafa Kemal’in Muhafız Alayı Kumandanı Topal Osman tarafından öldürüldüğünün anlaşılması üzerine, kendine yeni bir yurt bulması gerektiğini hissetti. Mısır Hidivi Abbas Halim Paşa’nın daveti üzerine Mısır’a gitti. Ülkeden ayrılışını 1924’te Hilafetin kaldırılması veya 1925 yılında çıkarılan Şapka Kanunu ile açıklayanlar oldu. Bu arada İstanbul’a gidip gelen Akif, 1926 kışından sonra Mısır’dan dönmedi, Kahire yakınlarındaki Hilvan’a yerleşti. Hastalanınca önce Lübnan’a, sonra Antakya’ya daha sonra da İstanbul’a geldi. 1936’da Beyoğlundaki Mısır Apartmanı’nda öldü.

Bu bilgileri niye aktardım? 

1 – Beyoğlu’ndaki Mısır apartmanının görkemini belirtmek için. (Mısır Apartmanı, Beyoğlu’nda Yapı Kredi Bankasının yanında sağlam,  büyük taş bir binadır.) 

2- Emin Çölaşan’ın gerçeği yansıtmayan yazısını ortaya koymak için. (Çocuklarına maaş falan bağlandığı yok.)

3 – Mehmet Akif Ersoy’un kendisine ödül olarak verilen 500 lirayı almadığını ve bu sıralarda sırtında bir paltosunun bile olmadığını iddia eden Taha Akyol’un söylediklerinin gerçek dışılığını göstermek için.

Akif, bu 500 lirayı almadığında yoksul değil, bilakis milletvekiliydi. Bir milletvekili, kendisine bir palto alamıyorsa, maaşını nerelere harcadığını düşünmek ve sormak lazım. Halk ne yapıyordu acaba o zamanlar? Akif, peşine takılan polis hafiyesinden de rahatsız. Taha Akyol da rahatsız tabi)  Polis, niye Akif’i takibe almıştır? Niye bu soruyu derinlemesine kimse sormuyor? Akif, ne yapıyordu ya da ne yapmak istiyordu ki Emniyet’in dikkatini çekmişti? Böyle gizli bir yeraltı faaliyeti içinde miydi? Yani Cumhuriyetten öc almak mı istiyordu? Milli bir şaire yakışıyor mu? Bu nasıl bir İslam sevdası ve bu nasıl bir Cumhuriyet kindarlığıdır? Yani polis, durup dururken niye Akif’in peşine düşsün? (Nazım Hikmet de Türkiye’den kaçış gerekçesini, polisin kendisini takibe almasına bağlamamış mıydı?  Nedir bu ülkenin aydın diye bellediği insanlardan çektiği?)

Bir de; aile fertlerini, Türkiye’de perperişan bırakıp İslamı yaymak, İslamı yaşatmak uğruna canı ve malıyla maddi ve manevi bütün olanaklarını bu yolda seferber eden Akif’in  nasıl bir ruh yapısı içinde olduğunu sergilemek için.

Milletvekilliğinden istifası da soru işaretidir ayrıca. Hem palto alacak parası yok diyor Taha Akyol, hem de Akif milletvekilliğinden istifa ediyor. Yani “Cumhuriyet Türkiyesi’nin, Atatürk Türkiyesi’nin  mevkisini de parasını da istemiyorum, hepsi sizin olsun!” demek midir bu acaba?”

Eğer bunu düşünmüşse yazıklar olsun!

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04