SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


LÜSAN BIÇAKÇI VE ÇAĞRIŞTIRDIĞI DİĞER ŞAİRLER


Şiirle ilgili denemeleriyle ünlü, Nobel ödüllü Octavia Paz der ki: “Şiir insanı kendisinin dışına çıkartır ve aynı anda asıl varlığına; kendi kendisine geri götürür. İnsan kendisinin imgesidir. Bu kendisi ve şu diğeri. İfade olarak ritimdir bu, imgedir -durmadan var olan- insandır. Şiir varlığa giriştir.”
Özdemir İnce de “Şiir ve Gerçeklik” adlı eserinde: “Ozan hem kendisi hem bir başkası olabilendir; ama dikkat: ‘Bir başkası olabilmek’ başka, ‘bir başkasının yerine geçmek’ başka şeydir. Ozan bir başkasının yerine geçmez. Bir başkası olduğu zaman da kendisidir aynı zamanda; ama her zaman bir başkasıdır. Okurla ve öteki insanlarla bütünleşmenin başlıca koşulu bu!” der.
Edip Cansever “ve içimde gezerim ucu sivri bir bıçakla” der. Şairin kendi benini anlatırken, öteki benlere ulaştığını ne güzel ifade etmiştir.

YOLCULUK 
Yalnız kendimle çıktım bu yolculuğa
Elimde tanıdık bir valiz
Bir uçak bileti
okeysiz
Bilse
korkardı annem
Yatacağım yatağı kim düzeltmiş
Bir kere olsun yolumuz kesişmemiş
Pusulası şaşkın biriyim
(tüm yolları kalbimle buldum)
Bir uçak, bir tren, bir otobüs
Küçük adımlarımla birbirine bağlarım
Giderim de giderim
Çalarım o kapıyı
Adımı bilen biri açar,
Neden bir şehir
Şaşırtmaz beni
içinden baktığımda
Eve döndükten sonra
bakıp haritaya:
Bir valizle kim geçmiş
ta ordan buraya  -LÜSAN BIÇAKÇI 

Şairimiz, iç yolculuktan şiir damıtıyor; bu eğilimini ilk dizede görmek mümkün...
“Yalnız kendimle çıktım yola / bu yolculuğa” Yolcu şairimiz, yolculuğunun başında tektir; tek benlidir. Bu ‘ben’ yolculuk boyunca, kendi içinde değişip dönüşür; iki olur. Yolculuğun bitiminde yeniden tek ‘ben’ e döner yolcumuz; ama değişmiştir. Şiir’in son dörtlüğünde sorgular yolculuğunu şairimiz...
Lüsan Bıçakçı, kendi beni veya dış dünya ve insanları ele alışı ve bundaki içten, lirik tavrı, dize yapısı, ahenk ve ritmi sağlama başarısı, dil, yapı, öz ve sunuş özelliklerinin bir potada birleşmesi sonucu ortaya koyduğu biçeminde özgündür. Bence, Lüsan ustalık eşiğini çoktan aşmıştır. Eleştirmen değilim; ama yıllarını edebiyata adamış, epey okumuş ve yazmış biri olarak bu yargıya varmakta kendimi haklı görüyorum “Gönül gözüyle bakıyorsunuz” diyenler olabilir.
Ben de onlara derim ki; Her şeyi kafa gözüyle göremezsiniz.
“Gönül göklerden de yüce, göklerden de geniş.”
Lüsan Bıçakçı’nın “Yolculuk” şiiri bana Attilâ İlhan’ı çağrıştırdı.
Attilâ İlhan “alır beni yollar beni alır gider” der yolculuk tutkusunu anlatırken “şahane serseri” şiirinde... “yolculuk dedim” der, yolculuk! Ağaçlar, rüzgâr, yıldızlar, dağlar “ben”i beklemektedir. “yedi dağın yollarının” kalbinden geçtiğini söyleyen “ben” anasından yolcu doğmuştur. Bir kere yola düşmüştür “ben” ömür boyu gider.
Bir de Attilâ İlhan’ın “tatyos’un kahrı” şiirine bakalım:
“son yolcunun adı attilâ ilhan’dı
miyoptu kısa boylu bir adamdı
dostu yoktu yalnızlığı vardı
yazı makinasıyla binmişti
bizimle konuşmaktan çekinmişti
gözlerini görseniz korkardınız
polisten kaçıyordu derdiniz
halbuki kendinden kaçıyordu.”
İki şair de yolculuğa çıkmıştır; yalnız kendileriyle... Birinin elinde tanıdık valizi, ötekinin elinde de tanıdık -hem de çok tanıdık yazı makinası- vardır. İkisi de kimseyle konuşmaz. Biri kendinden kaçmaktadır; ötekinin neden kaçtığını ve iki usta şair arasındaki tinsel yakınlığı bulmayı da sizin imgeleminize bırakıyorum!
YILLAR
Yıllar
Geldi ve geçti
Sarıp sarmalamadan bizi
Kalın ve unutkan kollarıyla
Kışta ve yazda
Ya üşüdük ya yandık  -LÜSAN BIÇAKÇI
Az sözle çok şey anlatıyor; anlam yüklü, ilettiği mesaj delip geçen cinsten... Derin, hüzünlü, melankoliye sürüklüyor anlayanı. Anlayana sivrisinek saz... Bir de şu şiirini okuyalım Attilâ İlhan’ın:
HU
“al kalem ver kalem
hâlâ şimşek çizgileri çekiyorum
ateş yediğim alev yuttuğum
doğru
bir ben yanmıyorum” -ATTİLÂ İLHAN

KÖR
Aşkı unuttuk
Nasıl bir şeydi aşk
Parmaklarımızda, dudaklarımızda
Nasıl dururdu ki mendil ceplerinde
Nasıl bir baba
hatırlayamazsa kızının yüzünü
kör olduktan çok sonra
Yarını hatırlamıyor
Hiçbirimiz  -LÜSAN BIÇAKÇI

Lüsan’ın dili yüksek sesle konuşmuyor; sanki ağaçta yapraklar fısıltıyla konuşuyor. Bağırsa bu denli etkili olmayacak, içimize işlemeyecek, kalbimize dokunmayacak.
SEVGİ İZ BIRAKIYOR
Sarabilir tüm dünyayı
Bakışlarıyla
Ve çizebilir en ince aşkları.
Ben bu düşün dokunduğu
Her yerden
Okşayarak geçmek isterim.
Sevgi iz bırakır, dedi o.
Biliyorum
Bıraksın.

SENİN AŞKININ  GEÇMİŞ  ZAMANI
Seni hangi mevsimler âşık etti
Bilsem
Belki de aşkın yarattı kendi mevsimini.
Pencereni açarken ötüşlü sabahlara
İçine
damla damla
Yerleşti güzel hüzün.
Geçtiğin sokaklar
Şahittir aşkına
Ben de isterdim görmek
çocuklardan artan bir topa koşuşunu
uçan kuşa, akan suya nasıl baktığını
kapıyı açışını
O sevgilinin.
Ve sen
Göğsünde
tüm güzel şarkılardan, şiirlerden derlediğin
bir demet çiçekle
Nasıl kucaklardın onu
Aşk gözbebeklerinde kamaşırken

SENİN  AŞKININ  ŞİMDİKİ ZAMANI
Kimseler kırmasın dallarını
aşkın yemyeşil olmasa bile
Kökleri
Tutmuştur toprağını.

SENİN AŞKININ GENİŞ  ZAMANI
Fakat aşk
Sana yakışır
Aşk sana yakışır sevgilim.  -LÜSAN BIÇAKÇI 

Lüsan soruyor: “Seni hangi mevsimler âşık etti”
ORHAN VELİ yanıtlıyor:
“Ben ki her Nisan bir yaş daha genç
Her bahar biraz daha âşığım.”
CAHİT SITKI sırada:
“Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.

OKTAY RİFAT geldi:
“Sen faydalı Nisan yağmuru gibisin
Bereket ve huzur getirirsin şiire
Ebediyet çığırını açtın kadere
Bu baharın ve gönlün sahibisin"
AHMET HAŞİM “Herkes bahar ayında aşkını dile getiriyor; oysa ben hazan mevsiminde sevgiliyle birlikte olmak, aşkımı yaşamak istiyorum” diyerek girdi araya:

Bir taraf bahçe, bir taraf dere,
Gel uzan sevgilim benimle yere;
Suyu yâkuta döndüren bu hazan
Bizi garkeyliyor düşüncelere...

YAHYA KEMAL geldi, “Ben bahar -yaz aylarında âşık olurum; o mevsimler geçince de hüzün dolar içime diyerek:
"Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde?
Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde?"
Başka şairler de sıraya girince, siz de başka bir gün hangi mevsimde âşık olduğunuzu anlatırsınız diyerek konuyu kapadım; ama Lüsan’ın şu şiirini de okudum onlara...

FİRAR
Bütün sevgilerin
İnkâr edildiği o gün
Ben
Burada olmayacağım.-LÜSAN BIÇAKÇI 

“Ne yapacaksın? “ diye sorsak Lüsan Bıçakçı’ya, yanıtı, FİRAR edeceğim mi olur acaba?
Lüsan şiirleriyle dolu bir başka günde buluşmak üzere...
HOŞÇA KALIN..

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51