Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


KÖY ENSTİTÜSÜ EĞİTİMİNİN:- NEDENLERİ- NASILLARI- NİÇİNLERİ


Türkiye halkı Kurtuluş Savaşını zaferle tamamlamış, Lozan tapusunu şerefle almıştır.

Kurtuluş savaşı adeta bir mucizeydi. Çünkü yurttaşlık bilincine sahip bir avuç öncü, ümmetçi bir topluma ulusalcı bir zafer kazandırmıştı.  Kullandıkları ana öğe vatanı kurtarmaktı. Çünkü ümmetçi toplumun amacı dini ve namusu kurtarmaktı. Oysa vatan olmadan namusun da dinin de kurtulup korunması olanaksızdı. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti zafer narası gibi haykırmıştı dünya kamuoyuna: “ En kısa sürede çağın uygarlık düzeyine ulaşacağız”

Devlet bir tüzel kişilikti. Türkiye Cumhuriyeti bu İvmeyi Anadolu Halkı ile başaracaktı. O halk ki bir savaş artığı, bir ilkel tarım toplumuydu. Yani en kısa zamanda Anadolu halkının “ Yurttaşlık” kimliğini kazanması gerekirdi. Çünkü:

• Yurttaşlık kimliği sahiplenicidir, koruyucudur

• Yurttaşlık kimliği insan hak ve özgürlüklerini asla vazgeçilmez sayabilmektir.

• Yurttaşlık kimliği “ Beyin” in özgürlüğünü kabul etmeden asla  “ Laik” olunamayacağını kavramak demektir.

• Yurttaşlık kimliği çağdaş ulus olmanın olmazsa olmazıdır.

Kuşkusuz Anadolu Halkının bu nitelikleri kazanması nutuklarla sağlanamazdı.

Halkı ekonomik, sosyolojik ve kültürel yönlerden aydınlatmak ve kalkındırmak gerekiyordu. Zamanla yarışmaktı bu.  Öyleyse halkın güven duyabileceği donanımlı militanlara gerek vardı. Bu militanlar halkın içinden çıkmalıydı. Bu militanın adı “ Köy Öğretmeni” olacaktı.

Ona düz bir okul yetmezdi “ Enstitü” kapsamında olmalıydı. İşte bu okulun adı da “ Köy Enstitüsü” oluyordu. Yurt düzeyinde 21 stratejik noktada kurulacak ve sonraki yıllarda,

Bölgesinin üniversitesine dönüştürülecekti.

 İstenilen militan köy öğretmeni nasıl yetiştirilecekti?:

• Enstitü öğrencileri ilkokulu bitirmiş köy çocuklarından alınacaktı.

• Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” ilkesi doğrultusunda beden

ve ruh sağlığı göz önünde tutulacaktı.

• Kültür derslerinde, dünya klasiklerine varan okuma ve araştırma etkinlikleri, alışkanlık haline getirilecekti.

• İmece ruhu içinde, toplumsal yaşama erdemini kazandırabilmek için, “ Eleştiri- Özeleştiri” ve “ Değerlendirme” yöntemleri temel bir ders gibi kullanılacaktı. Bu kavramların bir yargılama olmadığı, aslında yardımlaşma olduğu kavratılacaktı. Tüm değerlerin ve özgürlüklerin ancak yurttaşlık bilinci ile korunup geliştirilebileceği, bilinç ve davranış düzeyine getirilecekti.

• Halkın üretim alanları üzerine bilgi- beceri sahibi olmak, köy öğretmeninin Halka ulaşma kapısıydı. Halkın üretim alanlarını tanıyan öğretmeni yetiştirmek için: Halka önder olması umulan öğretmenleri halkın yadırgamaması, onlara güven duyabilmesi temel sorundu. O nedenle:

• Öğretmen olacak öğrenciler köy çocuklarından alınmalıydı.

• Halkın üretim alanlarını, üretim yöntemlerini, daha gelişkin teknoloji ve daha çağdaş üretim yöntemleri boyutunda tanıyor olması gerekliydi.

• O nedenle: Türkçe, Matematik, Tarih, Coğrafya, Pedagoji, Psikoloji, Sosyoloji, Resim-İş, Müzik, Beden Eğitimi derslerinin yanında; Bahçecilik, Sebzecilik, Tarla Tarımı, Meyvecilik, Bağcılık, Arıcılık, Tavukçuluk, Süt Hayvancılığı konularında uygulamalı eğitim veriliyordu.

Ayrıca Duvarcılık, Marangozluk, Demircilik dersleri uygulamalı biçimde işlenirdi.

Sağlık okullarına da öğrenci yönlendirilirdi.

Uygulamalarda elde edilen ürünler okulun gereksinmelerini karşıladığı gibi fazlası döner sermaye yoluyla satılıyor ya da değişim yapılıyordu.  O nedenle Enstitülerin programları yörelerinin özelliklerine göre farklılıklar taşıyordu. Örneğin: Düziçi Köy Enstitüsünde tarla tarımı olarak pamuk varken, balıkçılık yoktu. Kendi yağı ile kavrulan kurumlardı Köy Enstitüleri. Öğretmen maaşlarının dışında bakanlık bütçesinden para alındığı zaman çok azdır.  Bu boyutta üretim elbette çağdaş bilgi ve becerilerle ve geliştirilmiş yeni üretim yöntemleriyle sağlanabilirdi. İşte kazandığı çağdaş bilgi ve becerilerle bu kazancı sağlamayı başaran öğrenci, yarın öğretmen olarak köye gidecek olanın ta kendisidir.

 Köy Enstitüsü köye atanan öğrencisine şöyle diyordu:

1- Genç öğretmenim, dün okulundum. Artık arkadaşınım. Rehberinim.

2- Başaramadığın noktalarda yazın okulunda kursa gelerek, eksiğini tamamlayacaksın, asla başarısızlık olmayacak.

3- Öncelikle atandığın köyün sorunlarını sapta. Onların arasından kısa sürede sona erdirebileceğin birini seç ve çözümünü başar. Köylünün güveni gelişmeye başlar ve sevgi- saygı kapsamında uygarca yaklaşımlarınla güç kazanır. Kolay gelsin. Başarılar seninle olsun.

 

 

YAZARLAR

  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 30.1 ° / 19.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 25.8 ° / 16.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10082,77%1,69
  • DOLAR

    32,41% 0,05
  • EURO

    34,75% 0,03
  • GRAM ALTIN

    2434,82% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3907,21% 0,00