Mehmet BABACAN, Eğitimci- Yazar ve Şair


KÖY ENSTİTÜLERİNDE AMAÇLAR BUKETİ


Köy Enstitüleri “ Sağlıklı toplumların, sağlıklı bireylerden oluştuğu” gerçeğini esas alan eğitim kurumlarıydı.  Öğrencilerini, ilkokuldan mezun olmuş 12- 13 yaşlarındaki çocuklardan alıyordu. Öyleyse, doğanın bedensel büyütme etkinliğiyle; eğitimin insanı uygarlaştırma süreci, at başı birlikte götürülmeli ve bu yaklaşım esas alınmalıydı.  Demek ki doğanın coşkunca sunduğu bedensel büyüme, yani organların sağlık bilinci içinde, kusursuzca gelişmesi Birinci Amaç olmalıydı.

İkinci Amaç: Bireyin bedensel yapısı ile birlikte, ruhsal yapının da gözlem altında tutulması olmalıydı.  Ruhsal gelişimin, hurafelere boğulmadan, pozitif bilimin ışığında gerçekleşmesi oldukça önemliydi.  Çünkü hurafeler ve tüm gericilik, cahilliği ve dini kullanarak, insan ruhunu acımasızca zehirlemekteydi. Köy Enstitülerini, dinsiz ya da komünist diye damgalama nedeni; din kisvesine bürünmüş gericiliğe verilmiş fırsattı. Bunu önlemenin biricik yolu ise “ Aydınlanma Süreci” ne öncülük edilmesiydi.

Üçüncü Amaç: Çocuğu yetenekleri açısından gözlem altına alarak- saptanmış bir eğilimi varsa- gelişimine zemin ve fırsat hazırlamaktı. Köy Enstitüsü çıkışlı birçok yazarın, şairin edebiyat dünyamıza katılışında, bu yaklaşımın payı büyük olmuştur.

Dördüncü Amaç: Toplumsal yaşam kültürünü - yaparak, yaşayarak - davranış boyutunda özümletmekti.  Bu bağlamda milli oyunlardan, imece tarzı üretime kadar yaşanan tüm etkinlikler, vazgeçilemeyen davranışlar haline geliyordu.  İnsan hak ve özgürlükleri bilincini vermenin yanında; eleştiri- özeleştiri mekanizmasının bilinçlice kullanılması da bu amacın olmazsa olmazıydı.

Beşinci Amaç: Öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği metot ve uygulama tekniklerini, yaşamsal boyutta kavratmaktı. Bu kavram içinde görev alanını tanıma ve elverişli hale getirme becerileri, eğitim etkinliğinin altın bileziğiydi.  Yani, çevrenin öncü- önderi olma yetkinliğini kazanmanın da yoluydu bu.

Altıncı Amaç: Öğrenciye toplumsal üst değerleri tanıtarak, yurttaşlık bilincini kavratmaktı.

Bu kavram, görevlerin yaşamsallığını duyumsatan ulusalcı kimliğin, ana eksenini oluşturuyordu.

Elbette o yurttaşlık bilinçli kişi, Ulusun ve Devletin dünya kamuoyu önündeki konumunu tanıyacak, gurur duyacak ve koruma yürekliliğini kazanacaktı. Köy Enstitülerinde başarısızlığa yer yoktu. O nedenle Mezunlarını izlerdi. Yani göreve gönderdiği genç öğretmenleri görev başında izler; başarı eksiği görülenleri, yaz tatilinde kursa çağırarak; eksiklerini tamamlatırdı. Ayrıntıların kümeleşerek oluşturduğu bu ana amaçlar, ayrı zamanlarda değil, bir buket halinde ilk günden başlayarak, hep öğrencinin varlığıyla bütünleşir, yaşam biçimine dönüşürdü.

Köy Enstitülerinde denenmiş olan ve dünyanın başarısına tanık olduğu o eğitim sistemi, eğitim tarihimizde önemli bir abidedir.  Günümüzde adı ve şekli ne olursa olsun o sisteme dönmenin; eğitim sorunlarımızın çözümüne giden en sağlıklı yol olacağına olan inanç, gün geçtikçe büyümektedir…

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92