"KALK, DİMDİK DUR ORADA, GÖREYİM
GÖREYİM GÖZLERİNİ BAKARKEN DORUKLARA
RÜZGÂRLA GÜNEŞİN SAVRULDUĞU BÖLÜMDEN
SENDİN YÖN ÇİZEN O YORGUN SULARA"
Cumhuriyet Döneminin eğitimde, aydınlanmada, bilgisizlikle savaşta en ön sırada yer alan KÖY ENSTİTÜLERİ'nin kuruluşunun 82. YILI kutlu olsun.
Yazıma başlık olarak aldığımı dörtlük, Şili'nin ünlü şair ve bestecisi olan VİCTOR JARA'nın KÖYLÜME ADANAN ŞARKI adlı yapıtının ilk bölümüdür. Bu şiir 1969'da, Santiago Şiir ve Şarkı Şenliği'inde birincilik armağanı kazanmıştır.
Ben bu dörtlüğü, Köy Enstitüleri'nde yetişen öğretmenlere çok yakıştırdım. Bu dünyadan göçenlerin ruhu şad olsun; yaşayan ulu çınarlarımıza da uzun ömürler diliyorum.
27 Nisan 2022 günü Mersin Hilton'da Meslek Hizmetleri Ödül Töreni'nde ödül alacak olan ulu çınar ALİ UYSAL öğretmenimizi de kutluyorum. Aynı gazetenin yazarı olduğumuz için de ayrıca gurur duyuyorum.
1936 yılında Çankaya Köşkü’nde, Atatürk’ün başkanlığındaki bir toplantıda Atatürk, “40 bin köyün 35 bininde okul ve öğretmen yok. Nüfusumuzun %80’i köylerde yaşıyor. Buna çözüm bulalım” diyerek yolu açmıştır ve eğitimin, öğretmenin önemini vurgulamıştır.
Dönemin Cumhurbaşkan İsmet İnönü, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla kurulur bu eğitim kurumu...
Köy Enstitülüler arasında Tonguç Baba olarak anılır; bu projenin mimarı olan İSMAİL HAKKI TONGUÇ...
Köy edebiyatı hareketinin şiirdeki temsilcilerinden biridir MEHMET BAŞARAN şair, eğitimci ve yazardır. 1926'da Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesindeki Ceylanköy’de doğar. Kepirtepe Köy Enstitüsü’nü ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü bitirir. Hemşehrim olmasından onur duyarım.
BAŞARAN, güzel şiiriyle anlatmış Tonguç Baba'nın Köy Enstitüsü'nde yetişenlerin yüreğindeki yerini:
TONGUÇ BABA
Otlar böcekler gibiydik bozkırda
Acılarda gökyüzü kadardık
Bizden geçerdi zamanın karanlığı
Yorgun öküzler kara sabanlarla
Unutulmuş unutulmuş unutulmuş köylerdik
Sonra sen geldin nisanlar geldi
Durdu o içimize akıttığımız kan
Yenilendi gücümüz bembeyaz
Köyler babası halk babası
Bize çalışmaya başladı tarlalar
Komadı karanlığın ağaları
Halk uyansın ülke çiçeğe dursun
Komadı aydınlıktan korkanlar
Terledin dayattın bizim için
Hey Cilavuzlar Kepirler Hasanoğlanlar
Adın bir destan şafağı işte
Umudu sevinci büyütüyor okullar
Halk babası köyler babası
Ha desen horona kalkar milyonlar
Sen Anadolu’sun halksın köylersin.
MEHMET BAŞARAN
"Kırmızı kiremitli, beyaz badanalı okullar kurucusu, köyler eğitimcisi, yoksul köy çocuklarının eğitim babası İsmail Hakkı Tonguç!" diye seslenir FAKİR BAYKURT da... İsmail Hakkı Tonguç'un yaşamını ne güzel özetlemiştir.
"Duygudan Şiire 2" adlı kitabımı hazırlarken Datça'ya gittim; Eski Datça'ya Can Yücel'in evine... Eşi Güler Yücel'le uzunca bir süre söyleştik. Hasan Âli Yücel'in bestelenmiş şiirlerinden söz ettim. "Evet güzel şiirlerdi. Ha, bir de çok güzel Mevlid okurdu, hatırlıyorum." dedi. Bir an geçmişe gidip geldi.
Rivayete göre HASAN ÂLİ YÜCEL eve geldiğinde ikizleri Can ile Canan kavga ediyorlarmış; bu şiir o nedenle yazılmış;
Bir hadise var Can ile Cânân arasında
Kaldım yine bir âteş-i hicrân arasında
Bir tîr-i kazâ var yine müjgân arasında
Kasdetmek için câna bir imkân arasında
Güfte: Hasan Âli Yücel
Beste: Servet Yesari Bey
Hasan Âli Yücel’in bestelenmiş şiiri için “rivayete göre” dedim; ama büyük olasılıkla doğru… Çünkü Can Yücel, “İlkokul üçteyim. Küçücük çocuk. Boğaziçi okulunda okurdum. Evden yolladılar. Leyli (yatılı) yollandım. Hem aynı şehirde oturacaksın, hem de okula leyli yollanacaksın. Çok bozuldum; çok üzüldüm. Evde ikiz kardeşimle kavga ediyorum diye yollandım” demiştir.
Demek ki gerçekten “Can ile Canan arasında bir hadise var”dır…
Bestelenmiş bir diğer şiiri:
Sen bezmimize geldiğin akşam seher olmaz
Aşkın beni sermest ediyorken keder olmaz.
Ölsem de senin uğruna canım heder olmaz
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz.
Dalgın ve ilahi eriten bir bakışın var,
Bir anda bütün ruhumu birden yakışın var
Karşımda periler gibi nazan akışın var.
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz.
Hicran gibi âlemde elîm derd-i ser olmaz
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz.
Didarına benzer şafak olmaz, seher olmaz
Sen bezmimize geldiğin akşam neler olmaz.
HASAN ÂLİ̇ YÜCEL
Köy Enstitülerinin sayısı 21'dir. Köy Enstitülerinden; Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu, Ali Yüce, Osman Şahin, Yusuf Ziya Bahadınlı, Hasan Kıyafet gibi ünlü yazarlar ile Emin Özdemir, Sami Gürel, Pakize Türkoğlu, Azime Karabulut, Osman Bolulu, Mehmet Aydın, Abbas Cılga gibi çok başarılı eğitimciler yetişerek edebiyat ve eğitim alanında çok önemli hizmet vermişlerdir.
Yazımı usta şair, eğitimci Rıfat Ilgaz'ın dizeleriyle bitiriyorum:
OKUTMA ÜZERİNE
İki iş tuttum ömür boyu köklü.
Çocukları okutmaktı ilk işim,
İkincisi,
Yazdığımı çocuklara okutmak.
Ne gençlerden, ne çocuklardan
Bir yakınmam yok
Memleketse görülüyor işte,
Güllük gülistanlık…
Ne var ki güllerin dikeni çok!
RIFAT ILGAZ
HOŞÇA KALIN.