Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


KADİRLİ’NİN DELİLER

SOFİ REFİK


 Her memlekette olduğu gibi bizim Kadirli’de de deliler meşhurdur. Ömrüm Kadirli dışında geçtiği için ben çoğunu tanımıyorum. Ama iyi tanıdığım birkaç kişi var. Bu gün onlardan bahsetmek istiyorum.

 Namı değer Sofi Refik:

 Sofi Refik bizim komşunun oğludur. Annesi Fatma teyze çok iyi, dürüst, mazlum bir kadındı. Ekmeğini elinden alsan, neden aldın demezdi. Yazın köyde kaldığımda ve ilkokuldayken evlerine sık sık giderdim. Her vardığımda bana bir şeyler ikram ederdi. Çoğunlukla da incir reçeli verirdi.

 Refik yaşça benden en az üç veya dört yaş büyüktü. İneklerin arkasında oyun oynarken ona takılırdık. Sinirlendi mi elini ısırmaya başlardı. Yabancıdan çok korkardı. Kendi kardeşlerine arada sırada saldırır, onları hırpalardı. O nedenle evlerinde fazla durmaz diğer komşulara çok giderdi.

 Yazın rahmetli halam yaylaya gitmezdi. Aşağı köyde tek başına kalırken, Refik ona eşlik eder sözünden çıkmazdı. Bir yerde deli bile olsa halamın yanında kuzu gibi olurdu. Halam ona nazik davranır; “Yavrum, oğlum,” gibi sözler söyler o da buna kızmaz ne derse, yapardı.

 Bir gün yayladan gelmiştim. İncir toplamak istedim. Bizim en az kırk ağaç incirimiz vardı. Her ağaçtan bir sandık incir toplardık. Ben incir satmadım, ama rahmetli birader satar, okul harçlığını ondan çıkarırdı. İncir ağacının dibine vardım ki Refik başına çıkmış incir yiyor. Onu biraz korkutmak maksadıyla aşağıdan bağırdım. “İn aşağı!” Dedim. Biraz da bağırarak söylemiştim. Refik bana hiç aldırmadı. Benden cüsseliydi ama hiç karşı tavır koymazdı. Hemen incire tırmandım. Tam Refik’in yanına varıyordum ki bana tekmeyi savurmasın mı? Az daha beni oradan aşağı atacaktı. Hemen aşağı indim ve oradan uzaklaştım. Kaçtığımı görünce de cesaretlendi. Ondan sonra ne desem bana sinirlenmeye başladı. Diyorum ya onunla çok anılarım oldu. 

 Bir düğünde onunla güreş tutturdular. Adam beni fırlatıp yere yatırdı. Alttan ona bir çimdik attım, beni bırakıp ayağa kalktı. Hemen yerimden kalktım onu altıma aldım. Güreşi kazanmış oldum. Ama bildiğim en garip güreş tipi olmuştu.

 Yıllar sonra onu Kadirli’nin çıkışında gördüm. Arabaya el kaldırdı. Hemen durdum ve arabaya aldım. Onu köye kadar getirdim. Köydeki evde yemek vermek istiyordum. Evin önünde durunca indiği gibi karşı tarafa doğru koşarak uzaklaştı. Zavallı baba evine götüreceğimden korkmuştu.

 Daha sonraları ona Kadirli’nin çıkışında marketin önünde çok rastladım. Marketten sigara aldım verdim. Para vermem hiç umurunda değildi. Sigara paketinden bir tanesini yakıyor, gerisini markete bırakıyordu. Parayı da market sahibi alıyor, istediğini ona veriyormuş.

 Onun hakkında Kadirli’de çok hikâyeler anlatılır. Onun ermiş biri olduğu, bazı kerametlerinin bulunduğu söylenir, ama hiç öyle yetenekleri olduğunu görmedim. Ölünce cenazesine gittim. Kadirli’nin yarısı mezarlıktaydı. Ve herkes kendine göre bir hikâye anlatıyordu. Refik en çok da bizim Yunus’un yanında kalmıştı. Yunus onun bütün ihtiyaçlarını karşılıyor, üzerine elbiseler alıyor, evinde yatırıyordu. 

 Yunus Diyor ki “Bir gün bizim sofi, köye gidelim, köye gidelim,” demeye başladı. Bunun bir bildiği var dedim. Doğruca köye geldik. Köydeki evin kapısı açıktı. İçeri biri girmiş, ne var ne yoksa almıştı. Bunu kim yaptı diye sesli düşünürken, Sofi, ”Fatih Fatih!” Demesin mi? Hemen Fatih’i yanıma çağırdım. Bir gariban beslemeydi. Biraz sıkıştırınca eve girdiğini itiraf etti. Gerçekten o girmişti. Aradan bir zaman geçti, karşıdan bir bağırtı geldi. Bütün köylü o tarafa gidiyordu. Bizim sofi yine “Fatih Fatih!” Demeye başladı. Fatih komşuların traktörünü çalıştırmış, hava atarak karşı tarafa gitmiş. Dar bir yerde dönmeye çalışırken, dönememiş ve traktörü yuvarlayıp altında kalmış. Hiçbir şey diyemedim. Refik’in söyledikleri doğru çıkmıştı. O gün anladım ki Refik gerçekten bir sofiymiş. 

 

 DELİ YAVUZ

 

 İkinci tanıdığım deli Yavuz’du. Yavuz Şabaplı köyünde oturur, arada sırada Kadirli’ye giderdi. Gözleri kıpkırmızıydı. Sokakta dolaşan, kadınlardan ve çocuklardan hoşlanmazdı. Önünde bir kadın görürse, arkadan ona kızar kendi kendine söylenirdi. Onu bilen her kadın yolda onu görürse, Yavuz geçene kadar yoldan uzaklaşırdı. Çocukları da sevmezdi. Yolda hangi çocuğu görse gelir ona bir yumruk sallardı. O güne kadar Yavuz’u bilmiyordum. Çizmeli camisinin önünde dururken yanımda ki amcaoğlu: ”Ahmet kaç, Yavuz

geliyor,” dedi. Ben de hiç aldırmadan gelenlere bakıyordum. Birden karşıma gözleri kızarmış, ağzı sinirden köpürmüş biri çıktı ve bağrıma bir yumruk indirdi. Bir an sallandım. Düşmemek için kendimi zor tuttum. İyi bir yumruk darbesini yemiştim. O günden sonra Yavuz demeleriyle birlikte saklanmaya başladım. Onu daha sonra camide namaz kılarken gördüm. Kendi kendine bir yere çekiliyor, homurdanarak namaz kılıyordu. 

Bir arkadaşım diyor ki “Bir gün kahvede oturuyorduk. Onu görünce, gülmeye başladım. Gerçekten deli olduğunu bilmiyordum. O benim güldüğümü görünce, “Çekeceksin, çekeceksin,” dedi. Bunu birkaç defa söyledi. Ben delikanlı adamdım. ”Ne diyon len?” Dedim. Benden korktu mu ne yaptı bu defa ”Bana geleceksin, geleceksin,” demesin mi? Ben yine kızdım. Yanımda bir ağabey vardı. ”Karışma ona,” dedi. Ben geri çekildim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir gün çok kötü öksürükle karşılaştım. Bizde doktora gitme âdeti yoktu. Gitmemek için direndim ama sonunda Kozan’a Devlet Hastanesine gitmeye mecbur kaldım. Doktor bana “Verem olmuşsun,” demesin mi? Ben hayret ettim. Doktorun verdiği İlaçları kullandım ama bir türlü geçmedi. Birden aklıma Yavuz’un söyledikleri geldi. İçimden “Eyvah!” Dedim ve doğruca Kadirli’ye gittim. Yine o kahveye vardım. O gün Yavuz yine çıkıp geldi. Benim öksürüğüm devam ediyordu. İçimden ondan af dilemek geçti. Yanına yaklaştım bir çay söyledim. ”Beni affet Yavuz kardeş,” dedim. Çayı içti ve oradan uzaklaştı. Ama bu defa bana kızmadı. Bir süre sonra baktım ki bende hiç öksürük kalmamış. Arkadaş sonunda şöyle dedi. “Ahmet Hocam bu durumu şimdiye kadar hiç kimseye anlatmadım. İnandım ki Yavuz gerçekten ermiş biri.” Ben de “Olabilir,” dedim. Yapacak bir şey yoktu. Sofi Refik de Yavuz delisi de artık yaşamıyordu. Her ikisi de arkalarında yüzlerce anı bırakıp gitmişler, Kadirli’nin delileri arasında yer almışlardı.

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05