"Kaç günümüz varsa şunun şurasında
O kadar güneşimiz var
Her günlük hakkımızdır mutluluk
Anla
Dün bugün eksilen güneşler
Ödenmez yarınla..."
NECATİ CUMALI
Kadın olmak! Neye göre kadın? Neye göre olacak? Elbette erkeğe göre kadın!
Erkeklerin, "Korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız, avradımız, yârimiz" dediği kadınları, "ve hiç yaşamamış gibi ölen" kadınları düşünüyorum.
Öncelikli sorunum kadınlar...
DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ'nü söyleyen kadınlar...
Sabahleyin
Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim
Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde
Eliniz beyazken uzatın isterim
Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmeyin"
Akşamüstü
"Maviyi kaldırın kara koyun sırasıdır
Bana yeni tutkular gerek bıktım
Bir solukta buz gibi yaşamak isterim
Beni öldürürse bu umut öldürür"
GÜLTEN AKIN'ın dizelerindeki gibi konuşan kadınlar...
Aslında sorun; ne kadın olmak, ne erkek olmak... Sorun insan olmak...
Sorun, insanı insan yapan değerleri korumak...
HAYDAR ERGÜLEN, "Şiiri insanlaştırmak, şiiri kadınlaştırmaktır." diyor.
" Ben ezilenler olarak, en çok çocukları ve kadınları yazdım. Bir lokma ekmek için doğdukları yerde kalamayıp göçenleri, yollarda telef olanları, kentlerin varoşlarında binbir dert içinde yaşayanları yazdım."
GÜLTEN AKIN böyle diyor ve görüyoruz ki bu konu güncelliğini hep koruyor...
Yasak, yasa, töre, geçim, ev içi emeği, eve kapatılmışlık...
Özellikle kadını ezen gelenekler, yasaklar, kuşatılmışlıklar, kıstırılmışlıklara karşı "saç kestime" eyleminde ifade edilen bir eleştirisidir Gülten Akın'ın.
İnce ince itiraz ediyor AKIN...
.GÜLTEN AKIN, "GÖĞÜ GÖRDÜM İMKÂNA TUTULDUM DÜŞÜ SEVDİM." dizeleriyle kadınların göğünü genişletiyor.
Gelelim bugüne...
27 Mayıs 2023'te Cannes Film Festivali'nde Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği 'Kuru Otlar Üstüne' filmindeki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülünü alan MERVE DİZDAR ödülü alırken yaptığı konuşmada ödülünü kimlere armağan ettiğini söylemiş:
"Filmde canlandırdığım Nuray karakteri inandığı şeyler ve varoluşu için mücadele veren ve bu uğurda bedeller ödemek zorunda bırakılmış bir kadın. Onu tanımak ve anlamak için uzun uzun çalışmak isterdim; ama ne yazık ki yaşadığım coğrafyada bir kadın olmak, Nuray’ın ve Nuraylar’ın duygusunu doğduğum günden beri ezbere bilmeyi gerektiriyor. Ödülü Nuray ve onun gibi kadınların mücadelesine güç verebilmek için, kendine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerime ve Türkiye’de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum."
Merve Dizdar'ın başarısı bizi sevindirdi. Ödülünü ülkesinin yürekli, onuru için savaşan kadınlarına armağan ettiği için de kutluyorum onu ve Gülten Akın'ın açtığı yolda yürüdüğü için...
Kadınların çoğu hâlâ SEVSEN ASLANTEPE'nin dizelerindeki gibi duyumsadığına göre, ödül alan Merve Dizdar'ı eleştirmek yerine teşekkür etmeliyiz.
"Durup dinlenmeden
Dönüp durmaktan,
Aynı yere varmaktan
Belki bu dünyadan
Daha yorgunum.
Döngüyü sorgulayıp
Yılgınlığa düşmekten,
Beyhude çabalardan,
Deneyip yanılmaktan ,
Güvenip kırılmaktan,
Yürüdükçe
Uzayan yollardan,
Nedenleri durmaksızın
Sorgulamaktan
Bıkkınım.
Sevgisiz bakanlardan
Dalımı kıranlardan,
Düştüğümde gülenlerden,
Acıtmayı sevenlerden
Sevgisiz oklarıyla
Sırtımdan vuran
Gizli avcılardan
Yaşamın
Bu gereksiz savaşından
Yorgunum."
SEVSEN ASLANTEPE
HOŞÇA KALIN.
Resim: Nurdan Özten Güven (Kadının Adı Yok)