SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


İNADINA OKUMAK, İNADINA YAZMAK


OKUYUN! YAZIN!
"YAZIN, HER GÜN YAZIN, YAZACAK BİR ŞEYİNİZ YOKSA, OLMADIĞINI YAZIN."

Büyük usta Çehov'un genç yazarlara öğüdüdür bu...
OKUMAK... Sadece bilgi edinmek için değil; estetik haz almak, aydınlanmak için okumak...

Bizim kuşak, geçmişe karışmak üzere... Umudumuz gençlerde... Sözü özüne uygun, donanımlı; iyi öğrenim görmüş, eğitimi yüksek, erdemli, ahlakı tam gençlerde...Böyle yetişen gençler çoğaldıkça, uslarını ve yüreklerini toplumun geleceğinin aydınlığı ıçin kullanırlarsa ve gelecekte egemen olurlarsa, biz gönül rahatlığıyla geçmişe karışabiliriz.
Önce kitap diyoruz; önce kitap... İnsanca düşünen, insanca davranan insanlar yetiştirmek için yazmak ve okumak...
Taşıllaşmış sözcüklerdir bunlar artık 

Bütün akılları denesen

Bütün duygulardan geçsen

Bütün kitapları okusan

İnsan dediğin insanca düşünen

İnsanca davranandır yok ötesi

Ver göster öğret de bak

Sarısı karası beyazı kulu kölesi

İnsanlar da denizler göller çiçekler gibi

Toprağın güzel soyundandır kardeşim.    - Tevfik Akdağ


İnsanca düşünmek, insanca davranmak için önce, insanın kendine tapmaması, kibirli olmaması gerekiyor. Kin, öfke, intikamcılık gibi sağlıksız düşüncelerin, illetlerin temeli kibirle kazılmış...

"Bütün kızgınlıklar, kibirden kopar, ululuktan arın; ululuğa düşmek istemiyorsan yürü, benliği-varlığı bırak, toprak ol."   - Mevlâna 
"Bizler toprağa benzeriz; bize her türlü kötü ve pis şey atılabilir ama, bizden hep güzel şeyler çıkar."  - Bağdatlı Cüneyd


Cüneyd-i Bağdadî benliği ölümsüz kılmanın yolunu güzel ifade etmiş; "ben" yadsınamaz ama, paylaşma ve kucaklaşmayı mutluluğun besleyici unsuru bilen bir bilince ulaştırmak için,ego eğitilebilir.

"Sen de toprak ol da bitki bitsin senden; toprak kesilen, gönül definesini bulmuştur."

diyor Mevlâna Divan-ı Kebir'de... Bağdatlı Cüneyd'in bu  ölümsüz fark edişi, saptaması,

bizim büyük halk ozanımız Âşık Veysel'in ünlü, lirik şiirinde de ne güzel ifade edilmiş:


"Karnın yardım kazma ilen bel ilen

  Yüzün yırttım tırnağılen el ilen

  Yine karşıladı beni gül ilen

  Benim sadık yârim kara topraktır."


Öyleyse kasılma, kibirlenme yerine; iş üretmeli, gösterişsiz, yaygarasız yapmalıyız bu işi... "Kendine tapmak kutsuz, yomsuz bir hâldir" diyor Mevlâna...


Şimdi, Tevfik Akdağ demişken, onun sevdiğim bir şiirini de yazmak istiyorum:

Randevu 

kumrular sokağında bekliyorum
biriniz gelin gözlerimi alın
biriniz gelin kulaklarımı alın
biriniz gelin dilimi alın
biriniz gelin aklımı alın
sen gel beni götür


kumrular sokağında bekliyorum
hepiniz gelin bana bağırın
hepiniz gelin bana kızın
hepiniz gelin bana küfredin
hepiniz gelin bana vurun
sen gel beni öldür.

 

"Vildan öğretmenim, niye yazdın ki bu şiiri?" diyenler olabilir. Yazılarımı görev bilinciyle yazmıyorum ki... Dediğim dedik bir havaya da girmiyorum; haddimi bilirim...Şu konuyu 

iyi bilirim, şu konudan anlamam diye kaygım da yok! O zaman ne yaparım? İlgimi çeken her konuda; içimden geldiği gibi yazarım...


YAZMAK...

"Yazmak neyi?

 Yazmak kime?

 Yazmak niçin?

 Yaşamak, nefes almak kadar bedava,

 Parsa toplamayı düşünmeden 

 Yazabilmek."   - Bedri Rahmi Eyüboğlu 


İşte yazarken ilke edindiğim dizeler... Ayrıca, bunlara ek, kendime kısıtlama koymadan, içimden hangi konuda yazmak geliyorsa onu yazmak... Üstünde durmaya değecek o kadar çok konu var ki; seç seç al! Yıllar yılı yazılsa tükenmeyecek, sayısız ozan ve yazarımız var ki; seç seç yaz! 

Öyle güzel, şöyle bir bakılıp geçilmeyecek şiirlerimiz var ki... Okudukça, yorumladıkça, çözdükçe anlamı artan öyle güzel şiirlerimiz var ki; hangisini seçeceğini bilemiyorsun.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediği gibi "O kadar eser ve kullanmadığım kelime" var ki...

Konu da çok, tema da; örneğin, kadın-çocuk...


ÇIĞLIK 

Dağ erir, eritir de

zemheri güneşini

bedenindeki kar ile


Çığı çocuklara düşer,

çığlığı analarına...  -Refik Durbaş 


Sanatçı, ozan, yazar, bir köşeye çekilip etliye sütlüye karışmamaya başladı mı çok şey yitirir insanlığından. Sanatçı bütün güzellikleri geleceğe taşımalı, sorumlu duyumsamalı kendini, sorumsuzluğu seçmemeli... Dik durmalı, ödün vermeden.


KALBİN

Dinle, ne diyor kalbin:

Aceleye mahal yok

ses bekler seni

sessizliği beklersen


Ses çeşmedir çünkü

sessizlik mermer 


Böyle çizilmiş yolun


Ya ses olacaksın çeşmede 

ya mermerde sessizlik.   - Refik Durbaş 


Yaş, yaşlanmak; yaşın getirdikleri, götürdükleri...


BAĞIŞ 

Zemheride söğütlerin serinliğine

bağışla ömrümün yaz baharını 


O zaman gamzenin  sığınağında

İşte orada, unuturum ihtiyarlığımı.     - Refik Durbaş 


GAMZE

Gençliğinde sevdiğin genç kızların

ne anılar gizlidir gamzesinde 

Şair çözebildin mi sırrını?


Bu yüzden seraba mı kayıtlı

o günler ömrünün gamzesi?


Bir bunun için, bunun için mi

anılarınla yaşlanmak istiyorsun?    - Refik Durbaş 


Bu kadar yeter... Daha neler var yazacak! Diyorum ya seç seç al, yaz. Yazdıkça, içini döktükçe açılacaksın genç arkadaşım; inanmıyorsan bir dene... Bugün Refik Durbaş'a 

takılı kaldım. "Bağışla Ziyanımı" Sevgili Durbaş...


"AŞK TURNEYE ÇIKTIĞİNDA / CAN YOLDAŞIM OLUR HÜZÜN"


              UMUTLA, KİTAPLA KALIN. HOŞÇA KALIN

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92