ERGÜDER YOLDAŞ, ATTİLÂ İLHAN'ın "elde var hüzün" şiirini besteler, Nur Yoldaş okur. Nur Yoldaş’ın anlattığına göre bu şiir bestelendikten sonra Ergüder Yoldaş, Attilâ İlhan’a, “SENİN BU ŞİİRE GİZLEDİĞİN BİR EZGİ VARDI BEN O EZGİYİ ÇIKARTTIM."demiştir.
RUHİ SU da, NAZIM HİKMET'in şiirlerini, tam da şiirlerle birebir örtüşen ezgilerle bestelemiştir.
Şiirleri bestelenen şairlerle ilgili yazıma çok sevdiğim şair NAZIM HİKMET'le başlamak istiyorum. Koca ustayı sevmeyen var mı ki?..
RUHİ SU, "Ayın altında kağnılar gidiyordu. Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru" dizeleriyle başlar KADINLARIMIZ şiirini ezgili okumaya...
Giderek ezgi hafif bir yankı olarak sürdürülür; sonunda Ruhi Su'nun güzel sesi ve Nazım Hikmet'in güzel şiiriyle başbaşa kalırız. Çok donanımlı ustadan, bir başka büyük ustanın şiirini dinlemenin tadına varırız.
Ruhi Su, Nazım Hikmet'in KUVAYI MİLLİYE DESTANI'nı bestelemiştir.
KADINLARIMIZ şiiri bu bölümler içinde çok önemlidir.
"Ve kadınlar
bizim kadınlarımız
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yârimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şarapnelin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu
Akşehir üzerinden Afyon'a doğru"
NAZIM HİKMET
Doruk noktada bir şiir ve aynı değerde bir beste; ekleyecek sözüm yok!
ATTİLÂ İLHAN'a geçiyorum.
"elde var hüzün
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün"
ATTİLÂ İLHAN
Sen kadınları çok sevdin. Aydın çağdaş kadını, kültürlü kadını ve Anadolu kadınını... Senin aşkların “imkânsız aşklar”dı ama, sen doludizgin sevdin kadınları. Destansı aşklar yaşadın; ama bir türlü kavuşamadın. Hepsine hep saygılı, hep müşfiktin. Hepsi sende silinmez izler bıraktı, tabii sen de onlarda... Sevgi dolu olduğun için seni seviyoruz ATTİLÂ İLHAN...
Tutuklunun Günlüğü kitabındaki şiirler, İzmir şiirleridir; hepsi İzmir’de yazılmışlardır. Bütün şiirleri aynı şehirde yazılmış tek kitaptır. "İncesaz" bölümündeki şiirlerde geçmişte yaşanan güzelliklerin içinde aşk da vardır.
Bu bölümdeki bazı şiirlerde aşk Müjgân’la kişileştirilmektedir.
mahûr
"şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahûr beste çalar müjgân’la ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
o mahûr beste çalar müjgân’la ben ağlaşırız"
Müjgân hüznü paylaşmaktadır, şiir beniyle...Şenlik dağılmış, mutluluk sona ermiş, bahçede sadece acı yel, keder kalmıştır. Geçmiş, “dostlar, şölen, heyecan, hız” sözcükleriyle mutlu hayatı ifade ederken, “kederli yalnızlığımız” sözüyle, içinde yaşanılan ânın mutsuzluğu dile getirilmektedir.
Bu şiir konusunda Attilâ İlhan “Bana öyle geliyor ki, 12 Mart sonrası kahrının en belirgin olduğu örnektir” demiştir. Bu şiiri yazdığı sırada İzmir’dedir şair. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek üzere vapura binmiştir. Deniz hırçın ve çalkantılıdır. Gökyüzü simsiyah alçalmıştır, acı bir yel esmektedir. Şair bu ortamda şiirin ilk dizelerini duyar içinde. Attilâ İlhan, dizelerini yüksek sesle söylemeden yazamaz. Vapurda tenha bir yer arar, indikten sonra da rıhtım boyunca mırıldana mırıldana ilk beşliği tamamlar. Bu beşliği Ergüder Yoldaş besteler ve tabii Nur Yoldaş okur. Yıllar sonra aynı şiiri Ahmet Kaya da besteler ve okur.
Geçen hafta Anneler Günü ve üç fidanın ölüm yıl dönümünü birlikte andık, yaşadık. Hüzünlendik.
Ben İzmir’de yaşıyorum. Ne zaman Karşıyaka vapuruna binsem usta şairi anar ve bu şarkıyı mırıldanırım.
"Hani ol gül gülerek geldiği demler şimdi
Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz”
MAHİR
"Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürur
Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne “
RASİH
Bütün sanatçılarımızın ruhları şad olsun.
HOŞÇA KALIN.