Öğretmenlik kutsal ve seçkin bir meslektir, bir anlamda da insan mühendisliğidir. Özellikle bunu uzun yıllar süren eğitim ve öğretim hayatınızda Türk diline duyarlı yaklaşımlarla çağcıl ve yurtsever bir bağlamda duyarlı hâle getirebiliyorsanız, yararlı, farklı ve seçkin bir çaba sergiliyorsunuz demektir. Bununla birlikte özellikle, “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diye gelen bir sesin (Hz. Ali) tarihsel soluğunda, “Eserinde imzası olmayan yegane sanatkâr öğretmendir” diyen kitaplar yazan Başöğretmen Atatürk’ün sözünü düşündüğümüzde meselenin samimiyet ve ciddiyetini pekâlâ algılayabileceğiz… İşte, 89.’cu kışına hazırlanan emekli öğretmen Mustafa Tecirli de bu algılamanın iz bırakanlar noktasında gururla duran eğitimci sanatçılarımızdandır… Bir insana şair ya da sanatçı demek, saygınlığı nedeniyle öyle çok ucuz bir ünvan olmasa da gerek biliyorsunuz… Fakat Mustafa Tecirli üstat bunu hakkıyla yapmış bir usta kalem… 1954 yılında, Cumhuriyet Gazetesi kurucusu Yunus Nadi; 1962’de Milliyet gazetesi kurucusu Ali Naci Karacan adına düzenlenen hikâye yarışması sonucu öyküleri adı geçen gazete seçkilerinde yer almış; Yeni Adana gazetesi kurucusu Ahmet Remzi Yüregir adına düzenlenen yarışmada ise öyküsü, Ali Püsküllüoğlu’nun ardından 2. seçilerek parker dolmakalem kazanmış. “Hisar” ve “Kaynak” dergileri ile “Varlık” yayınları seçkisinde şiirleri, Varlık Dergisinde ise öyküleri yayınlandı.
Sayın Tecirli ile yaptığımız, geçtiğimiz aylarda “İnsnacıl” dergisinde yayınlanan nehir söyleşimize yer verebilmek için Yeni Adana gazetemizin kuruluş yıldönümü olan 25 Aralık Pazartesi’ni beklemekteyiz. Dönelim Sayın Tecirli’ye… Bakıyoruz Sayın Mustafa Tecirli iz bırakacak neler yapmış…
Prof. Dr. Sayın Fikri Akdeniz, Mustafa Tecirli’nin yaşamına ilişkin hazırladığı “Eğitim Bilgeleri” gerekçesinde buna detaylı olarak yer vermektedir…
“Eğitim Bilgeleri”ne gelince… 24 Kasım ‘a gelince… Tasarladığımız, yerini bulan güzel bir etkinlik oldu… Etkinliğin açış konuşmasında, naçizane, DKM Sanat Yönetmeni olarak DKM’nin eğitim yanında sanat ve kültüre verdiği önemden, yöremiz eğitim, sanat ve kültürüne destek vermekten mutluluk duyduğumuzu belirtmiştik…
“DKM (Dörtler Kültür Merkezi) olarak farklı ve özgün çalışmaları yaşama geçirdiklerinin altını çizerek, pandemi öncesi DKM’de yaptıkları etkinlikte, Çağ Üniversitesi’nde o günlerde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Fikri Akdeniz’e ‘Yılın Öğretmeni’ plaketini vermiştik. Yine 2019 yılında Seyhan Belediyesi önündeki alanda özel bir kitapçı firmasının açtığı ilk kitap fuarı olarak 1. DKM Fuarı’nda, karşılıksız olarak 70’i aşkın yöremiz yazarına imza günü etkinliğini gerçekleştirmiştik…” Bu etkinliğin devamını 19 Kasım-04 Aralık tarihleri arasındaki Çukurova’daki Adanalı yazar arkadaşlarımıza sağlamaktan DKM olarak mutluluk duyduğumuzu belirterek öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutladık. Ayrıca Aı Adana Sanat Kulübü (ASK) olarak, DKM çatısı altında sanat tarihine seslenen farklı ve özgün sanat projelerini hayata geçireceğimizden de söz ettikten sonra; emekli öğretmen Mustafa Tecirli’nin yaşamından söz etmesi için Prof. Dr. Fikri Akdeniz’e mikrofonu uzatmıştık.
Mustafa Tecirli’ye, “Eğitim Bilgeleri” adlı etkinlikle böyle özel bir günde plâket verme gerekçesini hazırladığı bir yazıda ortaya koyan eğitimci bilim adamı Prof. Dr. Fikri Akdeniz; Mustafa Tecirli’nin hayatına değinerek; “Değerli izleyiciler, dinleyiciler ‘Eğitimin Bilgeleri’ adlı etkinlikte plaket verilecek olan emekli öğretmen şair ve yazar Mustafa Tecirli’nin yaşam öyküsünü sizlerle paylaşacağım” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sayın Tecirli 1933 yılında Kadirli’de doğdu. İlk ve ortaokulu Kadirli’de bitirdi Öğretmen okulu sınavına girip, yatılı öğrenci olarak Sivas Öğretmen Okulu’nu kazandı. Mezuniyeti sonrasında Kırklareli ilinin Vize ilçesi Evrenli köyüne öğretmen olarak atandı. Bir yıl çalıştıktan sonra yedek subay olarak askerlik görevi için Erzurum’a gitti. Askerlik sonrasında ise kazandığı sınav sonucunda Balıkesir Necatibey Eğitim Enstitüsü edebiyat bölümüne kaydoldu. Okulu bitirdiği 1959 yılında Bingöl ili, Tatvan ilçesi ortaokuluna Türkçe öğretmeni olarak atandı. Bu görevden sonra Diyarbakır Ergani ortaokulu öğretmenliğine atandı. Daha sonra Diyarbakır ili Bismil ilçesi ortaokulunda müdür olarak göreve başladı. 1962 yılında Kahraman Maraş Andırın Ortaokul Müdürlüğüne atandı. 1965 yılında ise Gaziantep ili, Oğuzeli Ortaokul Müdürlüğü görevine başladı. 1970 yılında Adana’nın Kadirli ilçesine Türkçe öğretmeni olarak atandı. 1981 yılında bu görevden emekli olduktan sonra Adana’ya gelerek Murtaza Yılmaz Dershanesi’nde çalışmaya başladı. Daha sonra “Büyük Öncü Dershanesi”ni kurdu. Değerli izleyenler, Sayın Tecirli 30 yıl Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ilkokul ve ortaokul öğretmeni olarak çalıştıktan sonra 1981-2007 yılları arasında dershane öğretmeni ve yönetici olarak 26 yıl daha göreve devam etmiştir. Sayın Tecirli 2007’de çalışma yaşamına son verdi.”
Prof. Dr. Fikri Akdeniz, Mustafa Tecirli’nin yayınlanan kitapları ve sanatına ise şöyle değindi: “Genellikle Anadolu Lisesine gitmek isteyenler ya da Türkçe öğrenmek isteyenler için Türk diline son derece duyarlı olan Sayın Mustafa Tecirli’nin 1996’da ilkokul 4. ve 5. sınıflar için “Canım Türkçe” adıyla iki ayrı yardımcı ders kitabı yayınlandı. Önce Adana Kemal Matbaası, daha sonra İstanbul İnkilap Yayınevi kitapları birçok kez basmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu tarafından onaylanan kitaplar Tebliğler Dergisinde okullara önerildi.
Şiirleri “Hisar”, “Kaynak”, “Varlık” yayınlarında; öyküleri Varlık dergisinde yer alan Mustafa Tecirli; 1954 yılında “Cumhuriyet” gazetesi Kurucusu Yunus Nadi (1879/1945) adına düzenlenen yarışmada “Topalak Hoca” adlı öyküsü yayınlanmaya değer görüp gazetenin antolojisinde yer aldı. 1954 yılında “Yeni Adana” gazetesi tarafından gazetenin kurucusu Ahmet Remzi Yüregir (1892-1951) adına düzenlenen öykü yarışmasında “Adamın Ölümü” adlı öyküsü ile 2. olduğunda Parker dolmakalem ödülü aldı. 1962-1963’te Milliyet gazetesi Kurucusu Ali Naci Karacan (1896-1955) adına düzenlenen öykü yarışmasında “Cıngıllı Hoca” adlı öyküsü gazetenin antolojisinde yer almıştır. 1958 yılında şair Osman Attila tarafından derlenen yurt sevgisini ve güzelliklerini anlatan şiirlerin yer aldığı Memleket Şiirleri Antolojisi, adlı kitapta tanınmış çok sayıda ulusal şairin arasında “Sivas Kiliminde Sivaslı Kızlar” şiiri ile yer aldı.. Eğitim yaşamında şiirleri, öykü yazıları ve kitaplarıyla iz bırakan 89 yaşındaki emekli öğretmenimiz Sayın Mustafa Tecirli’yi kutlayarak saygılarımı sunuyorum. Kendisine eğitimde iz bırakan çalışmaları nedeniyle DKM adına bir plâket vereceğim.” Plaket aldıktan sonra söz alan emekli öğretmen Mustafa Tecirli, kendisinin bu değerli ödüle layık görülmesinden duyduğu memnuniyeti belirterek teşekkür etti. Öz Türkçe sözcüklerin ve Türk dilinin de önemine değinen emekli Türkçe Öğretmeni Mustafa Tecirli birçok kitaplar yazan Atatürk’ün “Geometri” adlı yazdığı kitapta yer alan ve dilimizde benimsenen sözcükleri de örnek olarak verdi. Öğrencilik yıllarında Sivas’ta tanıştığı Âşık Veysel ile olan anısını anlatan Mustafa Tecirli, “Sivas Kiliminde Sivaslı Kızlar” adlı şiirini okuyarak konuşmasını tamamladı.
SİVAS KİLİMİNDE SIVAS'LI KIZLAR
Bir ilmek çalar tezgâhta Keziban
Bir nakış vurur kilime Gülizar.
Öğünebildiğin kadar öğün Sivas
On parmağı hüner dolu kadınların var.
***
Odalara saadet getiren bir kilimi
Bir Sivaslı kız işleyebilir ancak
Memleketim sinmiş benliğine memleketim
Al al, yeşil yeşil, çiçek çiçek.
***
Bu eller taşıyla, toprağıyla, kokusuyla
Türkiye'mi işlemiş.
Bu eller Sivas kızlarının elleri
Bakışları sinmiş kilimlere bakışları
Yumuşaklığından belli.
***
Bir efsane var, öteden beri
-Üç yüz yıl önce, bir günden
Bir Sivaslı kızın parmak izleri çıkmış
Üç yüz yıllık Sivas kilim inden.-
***
-Al al, yeşil yeşil, çiçek çiçek
Memleketim sinmiş benliğine
Raksetmiş usta parmakları
Sivas kızlarının, ipler üzerinde.
***
Kendi güzelliğinden de katmış bir parça
Vatan kokusuna boyamış kilimleri
Elleriniz yeşillensin, hünerli elleriniz
Kulakları çınlayası Sivas kızları.
Mustafa Tecirli
*(Memleket Şiirleri Antolojisi/Osman Attila/Selek Yayınları/s.161-162/1958)
