Vahit ŞAHİN


DÜNYANIN ÜNLÜ GAZETECİLERİ (8): KARL MARX

Komintern'in de kuruluş ideolojisi olarak benimsenen Marksizm-Leninizm, özel mülkiyete dayalı üretim biçimlerinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunur.


Komintern'in de kuruluş ideolojisi olarak benimsenen Marksizm-Leninizm, özel mülkiyete dayalı üretim biçimlerinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunur. 
Marx, Engels, Lenin ve daha sonra Mao'nun oluşan dört devrimciden, Mao hariç üç devrimcinin aynı zamanda gazeteci oldukları da öğrenmiş olduk. 
Dünya tarihine yön veren ve değiştirenler arasında olan bu üç devrimciden bugün Karl Marx'ın gazetecilik yönünü inceleceğiz:
Karl Marx’ı, (1818-1883)  19. yüzyılda yaşamış Alman filozof, politik ekonomist ve bilimsel sosyalizmin kurucusu olarak biliyoruz ama bir müddet gazetecilik de yapan Marx, iktisadi ve beşerî konularda eleştirel fikirler ve tespitler ortaya koymuştur.
"Tüm çevremiz düşmanlarla dolu. Bunlar bize karşı besledikleri nefreti adım başında belli ediyorlar.." 
Marx 1848/49 yıllarında bugün dünya komünistlerince ilk sosyalist günlük gazete sayılan "Neue Rheinische Zeitung'u yönettiği sırada yakın arkadaşı Engels’e böyle diyordu. Kimdi bu düşmanlar? Kilise, dinsel gazeteler, Berlin’deki Saray, kralın çevresini almış sorumsuz kişiler, kişizadeler sınıfı, şehir burjuvaları, liberal geçinen bakanlar, sağ ve soldaki partiler, yâni tek kelime ile herkes.. Marx ile Engels nereye baksalar düşman görüyorlar ve "ergeç foyalarının meydana çıkarılacağı bu aşağılık yaratıklar İçin" gazetenin sütunlarında olmadık küfürler savuruyorlardı. Küfürlerin en hafifi "aptallık, şarlatanlık, illet, ahlâksızlık, hiyanet" idi. 
"Neue Rheinische Zeitung'un yazı işleri sanki bir ihtilâlin kurmay kuruluydu ve bu kurulun başkanlığını da Karl Marx (1818-1883) yapıyordu. 
İşin ilginç yönü Marx yazı işlerini tıpkı bir diktatör gibi yönetiyor burada suyuna gitmeyenlerin canına okuyordu. Gazetede yazdığı makalelerde okuyucularına o denli tepeden bakıyordu ki, öyle iri laflar ediyordu ki, artık çevresine bir biçim megaloman gibi görünmeye başlamıştı. Oysa aynı Marx muhabiri bulunduğu "New york Tribune" gazetesine gönderdiği yazılarda bu büyüklük hastalığını belli etmemek için hayli titizlik gösterirdi. 
Marx 1848 yılında bu hararetli politik mücadeleye giriştiği zaman önce burjuva liberalizminin aracılığıyla şu mutlâkiyet'in yıkılacağını daha sonra ortaya çıkacak proletaryanın da burjuva liberalizmini yok edeceğini tekrarlıyordu. Marx böylece yolunu çizmişti. Kendisi proletaryanın zaferiyle ölmezliğe erişecekti. 
"Neue Rheinische Zeitung" burjuva sermayesiyle kurulmuştu. Gazete demokrasinin organı olarak çıkmıştı amma Marx bunu demokratik sola kaydırmakta gecikmedi. Onu bir "politik rezaletler gazetesi" biçimine soktu. Gazete okunuyordu. Bir ara günlük baskı sayısı altı bine yükselmişti. Bu miktar o günler için hiç de az değildi. Fakat bu satış gazetenin fikir seviyesinin yüksek olduğunu gösteremezdi. 
Marx kendini ve gazetesini bir kurban gibi göstermek için elinden geleni yapıyordu. Bu vahşi mevkuteden yaka silken Prusya hükümeti nihayet kapatma emrini verince Marx son sayıyı baştan aşağı kırmızı renkte yayınladı. 
Marx'ın yönettiği gazeteler, dergiler bir kaç ay içinde ya yasak edildi ya da iflas etti. 1842 de yayınladığı ilk Rheinische Zeitung'da öyle oldu. Paris'te mülteci iken Ruge ile birlikte yayınladığı "Alman-Fransız yıllığı" gazetecilik yönünden bir fiyaskoydu, dergi ancak tek sayı çıkabildi. Paris’teki Alman solcularının organı olarak yayınlanan haftalık "Vorwaerts" gazetesi de fazla sürmedi. 
Marx'ın New-York Tribune muhabirliği 1852/62 yılları arasındadır. Marx "New-York Tribune'nin Avrupa muhabiri olarak haftada yazdığı iki mektubu vapurla yeni kıtaya gönderiyordu. İngiliz partileri ve Kırım savaşı üzerindeki görüşlerini bu devrede bildirmiştir. 
Marx'ın cephe muhabirliği yapmış olduğunu da ilâve etmeden geçmeyelim. Kendisi "Neue Rheinische Zeitung" adına İtalyan Avusturya savaşını izledi. İtalyanların daha doğrusu Garibaldi birliklerinin Avusturyalılara karşı çete muharebeleri yapmaları onu çok etkilemişti. Büyük komünist ihtilâli sırasında "gerilla" akınlarının düzenli orduları hayli yıpratacağı kanısına vardı ve yazılarında bu fikrini açıkladı. Daha sonraları komünist liderler Marx'ın bu teorisine bağlı kaldılar. Rus ihtilâlinde, ikinci dünya savaşında kızılların çeteleri büyük faaliyet gösterdi. Mao da başarıya ulaşmak için aynı yoldan yürüdü. 
Bir gazeteci olarak Marx asla bir politikacı değildi. Bir edebiyatçı, bir teoriciydi. Kendi okumuşluğunu sütunlarda belli etmeyi sabit fikir haline getirmişti. Tüm olayları teorisini destekler nitelikte görürdü. 
"Neue Rheinische Zeitung'un yazarı ve New york Tribune'nin muhabiri olarak iyi bir politik gözlemci sayılamazdı. Onda adalet ve objektiflik duygusu eksikti. 
Buna karşılık Marx korkunç bir polemikçiydi. Yazıları acı ve iğneleyiciydi. Makalelerinde kullandığı heyecanlı dil okuyucuyu etkilerdi. Onun gerçekten kudretli bir makaleci olduğunu kabul etmek gerek.


(YARIN:TODOR DOSTOYEVSKİ)

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92