(Doğum tarihi: 2 Nisan 1840, Paris, Fransa- Ölüm tarihi ve yeri: 29 Eylül 1902, Paris, Fransa)
Emile Zola'nın Paris’te St. Joséphe caddesindeki bir evde doğması belki de onun kaderini tayin etti. Sentier ile Montmartre arasındaki bu cadde bugün olduğu gibi dün de Paris gazeteciliğinin merkeziydi. Zola'nın daha iki, üç yaşında kokladığı baskı mürekkebi, kağıt kokusu ünlü yazarı ölümüne dek gazeteciliğe bağlamış oldu.
Zola'nın babası bir ara yabancı lejyonda görev almış bir İtalyan mühendisiydi. Baba, oğlunun İtalyan aslından gelmesinin ileride başına ne işler açacağını pek düşünmemişti. Oysa ellisekiz yıl sonra romancı Zola’nın ünü tüm dünyaya yayılmış bulunduğu bir sırada kalabalık bir halk kitlesi evinin önüne gelip "Defolsun şu İtalyan.." diye bağırarak nümayiş yaptı. Bu çirkin hareketin sebebi de Zola'nın gazeteciliğiydi.
1897 yılında Fransa’yı hatta batı dünyasını birbirine katan Dreyfus skandalı yüzünden Zola zamanın cumhurbaşkanı Felix Faure'a gazetede "J'accuse.." (İtham ediyorum..) başlıklı bir açık mektup yazmıştı. Mektubun başlığını da aynı gazetede çalışan Georges Clemencea’u bulmuştu.
Zola bu makale biçiminde yazmış olduğu açık mektupta Yahudi asıllı Yüzbaşı Dreyfus'un suçsuzluğunu acı bir dille belirti yordu; Zavallı subay bir komploya kurban gitmişti.
Mektup bugünkü anlamıyla gazeteciliğin bir şaheseriydi. Yazar bu ithamında devlet düzenine karşı da olsa gerçeği savunarak sağlam karakterini ve korkusuzluğunu göstermişti. Zola mektup yüzünden devletin ve hükümetin saygınlığını zedelediği gerekçesiyle bir yıl hapse mahkum olunca İngiltere’ye kaçtı.
Çabaları sonucunda Dreyfus Davası'nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü. Ulusal kahraman haline gelen Émile Zola, 1902 sonbaharında, kaldığı otelin yatak odasında duman zehirlenmesinden öldü.
(YARIN:MAMATHA GANDİ)
