Ahmet Yaşar Aktaş

Tarih: 13.08.2020 12:06

DEMOKRASİ, ETİK, CHP

Facebook Twitter Linked-in

Bildiğiniz gibi toplumda, siyasette saf, katıksız duruş çoğunlukla az rastlanır. Neden mi? Çünkü görüş ayrılıkları, ilerlemenin ilk koşullarından biridir. Kendi içinde çelişki içermeyen toplum, siyaset, örgüt otoriterleşir, sonunda taşlaşır. Yenilik,ilerleme çelişen görüşlerin çatışmasıyla gerçekleşir. Değişim için topluma umut verilir.

Bu bağlamda,chp genel başkanı (gb) örneğindeki değerlendirme denemesini eleştirisel gözden geçirmenizi dilerim.

Şimdiki gb, eski başkana dış ve iç mihraklarca yapılan ahlak dışı bir kaset komplosunun sonucu chp genel başkanı olduğunda, akp iktidarının uyguladığı toplumsal-siyasal-ekonomik politikadan bunalmış olan halka, partililere

Halkın devrimcisi olacağız. Yoksulluğu toprağa gömmek bizim boynumuzun borcudur… Tarlalarda, fabrikalarda biz varız artık. Beraber kazanıp hakça bölüşeceğiz…” Ecevitvari diyerek umut dağıtmıştı.

Ne var ki, şimdiye değin akp iktidarına karşı izlenen edilgin politikalar, yeşeren umutları soldurup çürüttü. Akp ve yeni liberalizmin istediği de budur.

gb, sol gelenekten gelen bir kişiliği olmadığı bir yana, yeni liberalizmin desteklediği, vurguncu milyarder george soros’un finanse ettiği, İstanbul’da kurulan Tesev(Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüt Vakfı)’in de kurucularındandır.

Ben dersimli kemalim” diyen gb, ağzındaki baklayı çıkardı: “chp, 1930’ların chp’si değildir!” Özcesi, Kemalist chp gemiden atıldı! Toplumun, partililerinin gözü önünde chp’de Atatürkçü avına çıkıldı; onlar yönetimden uzaklaştırıldı. Yetmedi partiden tek tek atıldı. Bu kuruluş felsefesinden uzak ve edilgin politika, Atatürkçü kesimi bıktırdı.

Bu stratejiyi uygulamada şimdiye dek hiç sapma olmadı. Kutlanası bir tutum mu?

Kuruluş felsefesinden uzaklaşma, kendiliğinden dünyaya egemen olan yeni liberalizmin çizgisine tekerlenmeyi getirdi. Kaldı ki, daha başından niyetli olma olasılığı da yüksek!

İktidar olunsa bile halkçı politikaları, yeni liberalci politikaların uygulayıcısı dostlarıyla ne kertede gerçekleştirebileceği belirsiz!

Laikcumhuriyet dilim dilim doğranırken ve Atatürk’e ve O’nunla birlikte devleti ve cumhuriyeti kuranlara lanet okunurken, sessiz kalmaması gereken ulusalcılıktan, devletçilikten kaçıp yeni liberalizm çizgisine giren chp yönetiminin, nasıl suskun kaldığını hep birlikte görmedik mi?

Lider kontrolünde” gerçekleştirilen son olağan kurultayda, örgütün (teşkilatın) PM üyeliği için önerilen isimlerin pek çoğu, etik dışı olarak, görmezden gelindi.

Çizgisi kuruluş felsefesi olmayan, dikte edilen kurultaybirliği,chp için daha büyük bir sorun olan M. İnce olgusunutüretti.

 

M. İnce ve yeni parti sorunu

İnce ile gb arasında herhangi bir siyasal-ekonomik ya da ideolojik bir ayrılık var mı? Kuşkusuz hayır! Açıklamalardaki gerekçeye göz atın,ideolojik çatışmanın bir kırıntısını bile bulamazsınız. Sorun, koltuk kapma ya da koruma.

Eski genel başkanlarla bir araya gelip bir çözüm aramanın anlamı ne olabilir, dersiniz? gb’ın elindeki seçenekler/yeteneklerin ortaya çıkan sorunu çözmeye yeterli olmadığını imliyor. Daha açık söylemle siyasal destek aranıyor.Cumhur ittifakı, bu fırsatı kaçırır mı hiç!

 

Kadın ile Tarım

gb yardımcılarını atadı ama ne kadından, ne de tarımdan sorumlu genel başkan yardımcısı var.

İstanbul Sözleşmesi’nin tartışıldığını, her gün bir kadının öldürüldüğünü unutmuş olmalı. Akp’nin tarımı çökerttiğini bilmiyor mu gb? Tarımın/besinin (gıda)önemininkorona sonrasında daha da yükseleceğinin ayrımında değil gb!

Dahası iktidarı ele geçirmede kadınları, tarımı/üreticileri önemsemiyor gb!

Özcesi gb, yeni liberalizmci “dostlar” arama yerine, 1933’de yazılmış chp programını hayata geçirmeye yönelse, küskün Kemalist seçmenleri saflarına çekebilir, chp’yi güçlendirir, oy oranında bir patlama gerçekleştirilebilir.Ne var ki, chp yönetiminde bunu savunan kimse bırakılmadı.

Sağlıcakla sevgiyle Atatürk ile kalınız!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —