Sabri Galip Nakipler


DEĞERLİ DOSTUM HÜSEYİN ERKAN’A AÇIK MEKTUP

“Evlerinin önü incir ağacı” ana başlığı altında yazdığınız yazının son bölümünde dostunuz Prof. Yümni Sezen’den bahsediyorsunuz. (Yeni Adana 19.2.2022)


“Evlerinin önü incir ağacı” ana başlığı altında yazdığınız yazının son bölümünde dostunuz Prof. Yümni Sezen’den bahsediyorsunuz. (Yeni Adana 19.2.2022)

“Din dersi öğretmeniydi, fakat asla yobaz değildi” deyip iki kitap yayınladığını söylüyor,  “Her iki eserde de doğal olarak dinsel konuları işlemiş ve dinsel açıdan bakmış sorunlara genel olarak” diyorsunuz.

Benim itirazım var.

Önce şu isimden başlayayım: Yümnü adını, ilk kez Menderes kabinesinde bakan olan Yümnü Üresin’de duymuştum. Yümni, bereketle ilgili, uğurlu demekmiş. Bakan bey mi adını yanlış yazıyormuş, yoksa dostunuz Yümni bey mi orası meçhul. Zaten konumuz da bu değil. Neyse!
Konumuz şu :

Din dersi öğretmenliği.

Ben bütün din dersi öğretmenlerinin derece derece yobaz olduğu düşüncesindeyim.

Yobaz, dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkasına baskı yapmaya yönelen kimse demektir, sözlüklere göre.

Böyle olunca Yümni bey, derslerinde  hıristiyanlıktan, musevilikten, budizmden, hinduizmden bahsetmiyor herhalde. Neden bahsediyor öğrencilerine?

İslamiyetten…

Ne diye bahsediyor?

İslamiyetin bir barış dini olduğundan, Kur’aqn’ın en son kitap, Muhammet’in en son peygamber olduğundan, dinimize sahip çıkmamız gerektiğinden, hilafetin yüzyıllarca devlete hükmettiğinden, çok da kötü bir şey olmadığından, kötü bir şey olsaydı Osmanlının bunu kabul etmeyeceğinden …

Yani başkasına (öğrencilerine) hükmederek kendi düşüncesini yedirmeye çalışmıştır yıllarca bana göre.

Çocukluğumda hiçbir arkadaşımın hangi dinden olduğunu, hangi mezhebi benimsediğini hiç mi hiç araştırmazdık. Dostluk bambaşka bir anlayıştı.

Ben böyle düşünüyorum, bilmem yanılıyor muyum?

(vş)

ibrahim Ekmekci
23.02.2022 13:33:18
Sn. Sabri Galip Nakipler Hocam; Köşenizde Hüseyin Erkan'ın yazısına yorum yazdığınızı görünce, bana da okumak farz oldu. Çünkü Hüseyin Erkan, akıcı ve sade anlatımıyla, henüz okuma alışkanlığı kazanamamış kişilere bile, yazılarını sıkmadan, bıktırmadan okutabilen, benzerlerine pek rastlanamayan, usta, usta olduğu kadar da sıradan olaylara insancıl duygular katan, düşündüren bir yazarımız. Kendisi çok değerli, Aksekili bir hemşerim... Hemşerim olmasaydı da, severek okuduğum, yazılarını izlediğim bir değer olurdu, benim için. Konu HÜSEYİN ERKAN olunca, uzadı yazı... Aslında, yorumunuza değinmekti muradım. Takdir edersiniz ki, her öğrenimin, öğretinin bir amacı olduğu, kişilerde iz bıraktığı da bir gerçek; takdir edersiniz ki, her insanda elbette düzeyi farklı da olsa akıl var; ama bence, eğitim sırasındaki koşullanma, kişinin akıl terazisini buyurduğunuz gibi etkiliyor, kodluyor. Bunun çözümü ve aklın doğru yolu göstermesi için keşke, önce felsefe okutulsaydı, diyorum... Septik düşünce ile insanlar, eğer Yaradan'ın eseri iseler, O'ndan aldıkları akıl ile sorgulamanın günah olmadığını anlar, daha özgür, daha mutlu olurlardı; diye düşünürüm; sanıyorum yorumunuzun aynı kapısına çıkıyor, söylemek istediklerim... Gıyabınızda tanıdığım saygın kişiliğinizi, yazınızla daha yakından tanımış olmaktan mutluluk duydum. Saygılarla... İbrahim Ekmekci 22022022 Antalya

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22