SANİYE VİLDAN GÜZEL - İNADINA ŞİİR


"CEHENNEM, ACI ÇEKTİĞİMİZ YER DEĞİLDİR.


"CEHENNEM, ACI ÇEKTİĞİMİZ YER DEĞİLDİR. CEHENNEM, ACI ÇEKTİĞİMİZİ HİÇ KİMSENİN BİLMEDİĞİ YERDİR."

HALLAC-I MANSUR

"Babam gelirdi ve akşam olurdu.

Bahçedeki akasya ağacı günboyu biriktirdiği kuşları

birer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza.

Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.

Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.

Ben o zamanlar bütün babaları susar sanırdım.

Yalnızca gaz lambasıyla konuşan bir diş gıcırtısıydı babam.

Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.

Tanrıyı ve uzun konuşanları sevmezdi hiç.

Babamdan yapılmış bir korkuydu dünya.

............

Babam en çok kışa yakışırdı.

Bütün oyunlarımız başkalarının evlerine bir güzellemeydi.

Annem babamın günahları için bir namaz yumağı hâlâ.

Ey penceresi dışarıya açık, içeriye kapalı evler…

Babam neden yalnızca içince güzeldi.

Şimdi beş ayrı evde aynı yürek lekesi

süt kokularına yayılıp duruyor.

Babam on altı yıldır ölüme saçmalığını anlatıyor…"

ŞÜKRÜ ERBAŞ

Son okuduğum kitap, "İYİ AİLE YOKTUR ya da paradoks şu ki iyi aile, 'İyi aile yoktur' düsturuyla hareket edebilen ailedir."

Yazarı, İngiltere'de Essex Üniversite'sinde Psikanaliz yüksek lisansı yapan NİHAN KAYA; yıllarca süren çalışmalarını bu kitapta derlemiş.

Ezber bozan, farklı bakış açısı getiren bir kitap. Neden acı çektiğimiz, sevilmeyi neden isteyip sevgiyi kaybettiğimizde neden üzüldüğümüz, işlerimizi neden ertelediğimiz gibi kendimize dair birçok şeyin altındaki nedeni yepyeni bir gözle, şaşkınlıkla keşfedeceksiniz, bu kitabın sunduğu bakış açısıyla...

Her anne/ baba çocuğunu sağlıklı, mutlu, huzurlu yetiştirmek ister; çocuğun fiziksel bakım kadar duygusal bakıma da gereksinimi vardır. Hepimiz biliriz de uygulamada ne yaparız?

Nihan Kaya'ya göre; iyi anne-baba olmak, anne-babanın çocuğa bir biçimde zarar vermesinin kaçınılmaz olduğu baştan kabul edilmedikçe imkânsızdır.

En iyi anne baba bile çocuğuna zarar verir.

Düşünüyorum da, çocuk sahibi olduğumuzda farkında olmadan kendi çoçukluğumuza dair hisleri yaşıyoruz. Çocuğumuzla ilişkimiz, anne- babamızla ilişkimizin devamı gibi.

Şükrü Erbaş'ın şiirini okuduğumuzda tanıdığımız babayı, evinin dışında tanısak farklı bir insan olarak algılayabilir ve çocukları üstündeki olumsuz etkilerini göremeyebiliriz. Bir insanı tanıdığımızda, onu anne/ baba olarak tanımadığımızı unutmayalım.

DOSTOYEVSKİ, Suç ve Ceza romanında, "Bana kendi uydurduğun bir yalan söyle, seni alnından öpeyim." demiştir. ERBAŞ'ın da, çocukluğunu anlattığı yukarıdaki şiirinde gerçekleri dile getirdiğini söyleyebiliriz.

Doğan Cüceloğlu İÇİMİZDEKİ ÇOCUK kitabında, çocukları sürekli eleştirip, onları yargılama suçlama ile çocuk yetiştirmeye, bazı psikologların, "zehirli terbiye" adını verdiklerini yazar. Zehirli terbiye eşitsizlik üstüne kurulmuştur.

Bence şunu unutmayalım; insan sevgi besliyor diye her şeye katlanmak zorunda değildir. Çocuğumuz bizi seviyor diye, kurallarımıza tutsak gibi uymak zorunda değildir.

Her ailede uyulması gereken kurallar vardır; okuduğum kitaplara göre, bu kurallar gizli değil, açık seçik ortada olmalıdır. Birçok ailede, bu kurallar bilinç düzeyinde kolaylıkla ifade edilemez.

Aile içindeki kişiler, aile içinde neyin uygun, ya da uygunsuz olduğunu bilirler; ne var ki, bu değerlendirmelerin altında yatan kuralları söyleyemezler.

Yetişkin olduklarında, yuva kurduklarında, kendi özgeçmişlerinden değişik alışkanlıkları, ortak hayatlarına getirmeye başlarlar.

ŞÜKRÜ ERBAŞ'ın dediği gibi:

"Şimdi beş ayrı evde aynı yürek lekesi

süt kokularına yayılıp duruyor."

KESTİM KARA SAÇLARIMI

Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön

Yasaktı yasaydı töreydi dön

İçinde dışında yanında değilim

İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi

Bu nasıl yaşamaydı dön.

Onlarsız olmazdı taşımam gerekti kullanmam gerekti

Tutsak ve kibirli –ne gülünç öfke be-

Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez

İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı

Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum.

Kestim kara saçlarımı –n’olacak şimdi-

Bir şeycik olmadı deneyin lütfen

Aydınlığım deliyim rüzgârlıyım

Günaydın kaysıyı sallayan yele

Kurtulan dirilen kişiye günaydın

Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi

Bir yaşantı ile karşılayanlara

Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum.

GÜLTEN AKIN

1933 yılında Yozgat‟ta doğan şairin çocukluğu kalabalık bir aile ortamında geçer. Amcaların, dayıların, teyzelerin, dedelerin, ninelerin olduğu geniş aile ortamında...

"Doğaya tutkundum. Kentin evlerinin bittiği yerlere, dağ eteklerine kaçardım. Dalıp geciktiğimde, işte orda, yine yakalanırdım. Uzak gözetime alınıyordum. Feodal ilişkilerin sürdüğü evimizde dedemin sevgisi ve koruyuculuğu, öteki söz sahiplerinin kişiliğime saldırısını önlüyordu. O koşullar içinde özgürce geliştiğimi söyleyebilirim." diyor GÜLTEN AKIN

WALTER BENJAMİN, “Hiçbir zaman telafi edemeyeceğimiz bir şey vardır.

O da on beşimizdeyken evden kaçmamış olmak." diyor.

Gülten Akın, her ne kadar özgürce geliştiğini söylüyorsa da; şiirinde, toplum baskısından özellikle kadınlara uygulanan baskıdan rahatsızdır. Bağımsız olmak ister, geleneksel değerlerden bunalmıştır,

"Yasaktı yasaydı töreydi dön/ içinde dışında yanında değilim.” diyerek dile getirir içinde bulunduğu toplumun yapısının, onun yaşamak istediği yaşama uymadığını...

O da başkaldıracak, hesaplaşmaya girişecek, "ev"den kaçacaktır. Böylece, özgürleşmeyi, özgünlüğü, kimliği kuşatıp bireyi engelleyen tüm yerleşik toplumsal değerlere karşı çıkacaktır.

Kolay mıdır bu? Gülten Akın çocukluk çevresinden, o çevrenin erkeklerinden bilir erkeklere karşı kadınların savaşında, kadınların yenik başlayacağı bir savaş içinde olacağını. Yine de "kestim kara saçlarımı" der ve savaşı başlatır.

Bazı ailelerde kız ve erkek çocuk farklı yetiştirilir. Özellikle kız çocuklarının sadece olumsuz duygular olarak bilinen kızgınlık, hüzün ve korkunun değil, olumlu duygu olan neşenin bile ifadesine izin verilmez.

Şimdiki aileler bizim kuşağın yetiştiği gibi mi yetiştiriyorlar çocuklarını bilemiyorum. Bizim kuşağın kız çocuklarının, çok gülmesi hoş karşılanmazdı.

"Yeter artık güldüğün", "pişmiş kelle gibi ne sırıtıp duruyorsun" denilerek çocuk utandırılırdı.

Rahmetli babam, iki yaş küçük kız kardeşimle ben çok güldüğümüzde, ima yoluyla uyarırdı bizi, " Hi hi hi! Ama Arpacı Zekeriya para istiyor!"

Hemşehrilerim Arpacı Zekeriya'nın kim olduğunu çok iyi bilirler; çok tanınan bir zahire tüccarıdır. Biz pek anlamazdık, Arpacı Zekeriya amcanın neden "hi hi hi diyenden para istediğini?"

Israrla anneme sorardık; o da söylemek zorunda kaldı bir gün. Meğer babamın "hi hi hi " diye yansıladığı at kişnemesiymiş; at acıkınca kişner arpa istermiş, satan da tabii ki para...

O kadar küçüğüz ki bu imalı sözle ne dendiğini dahi anlayamıyoruz. Artık gülmek istemiyorduk. Bu sözle babamın ne demek istediğini öğrenince de gülmekten çok, ata benzetildik diye üzülmüştük.

Her ailede çatışma olur; bu kaçınılmaz bir gerçek, farklı yetişmiş insanlar birlikte oluyor. Eğer bireyler aralarında çıkan çatışmayı, birbirlerini kırmadan çözebilirlerse çiftler, sağlıklı bir aile kurabilirler.

"Çiftler arasında çatışma olmayan sağlıklı aile enderdir." diyor psikologlar...

"Çatışma olmayan ailede, büyük olasılıkla, kişiler birbirlerine gerçekte olduğu gibi görünmüyor, sosyal maskeler takarak etkileşimde bulunuyorlardır. Maskeler takarak birbirleriyle iletişim kuran aile sağlıklı aile değildir." diye ekliyorlar.

Bir insanın iç yalnızlığını dile getiren Amerikalı çocuk psikoloğu CHARLES C. FİNN'in şiirinin bir bölümünü aktarıyorum:

SÖYLEMEDİKLERİMİ İŞİTİN LÜTFEN

Bana aldanmayın!

Yüzüm bir maskedir,

Sizi aldatmasın.

Binlerce maskem var,

Çıkartmaya korktuğum,

Ve,

Hiçbiri ben değilim...

Olmadığımı göstermek

İkinci doğam benim.

Kim olduğumu merak ediyor musun?

Hiç merak etme...

Ben çevrendeki

Her erkek ve kadınım...

Maske takan her insanım.

Çeviren: Doğan CÜCELOĞLU

Öz kişiliğini sosyal maskeler arkasına saklamayan çocuklar yetiştirilmesi dileğiyle... HOŞÇA KALIN.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51