(DEFTER) Büyükelçi Hasan Sevilir AŞAN


BAĞLANTISIZLAR, TARAFSIZLIK VE TÜRKİYE

‘’Türkiye, Bağlantısızlar Hareketinin kuruluş konferansına davet edilen yegâne NATO ülkesiydi. Bandung’a Türkiye’yi temsilen devrin Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu iştirak edip konferansa hitapta bulunmuştu’’


1950’lerden itibaren Komünist ve Kapitalist Blokların baskı ve tehditlerine direnmeye başlayan ülkeler 1955 yılında Endonezya’nın Bandung şehrinde bir araya gelerek Bağlantısızlar Hareketine ilk adımı atmıştı.

      Türkiye Bağlantısızların kuruluş konferansına davet alan yegâne NATO üyesi ülkeydi. Bandung’da Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu temsil etmiş ve konferansa hitapta bulunmuştu.

      Zorlu, konuşmasında, konferansın tarafsızlık ruhu hilafına, Rus tehlikesine dikkat çekerek katılımcı ülkelere ABD safında yer alma çağrısında bulunur.

      İngiltere ve Amerika’yı öne çıkarmamız Türkiye’yi kapitalist dünyanın savunucusu durumuna düşürürken konferansta soğuk duş etkisi yaratır.

      Bağlantısız ülkeler bu çıkışımızı yıllarca unutmaz.

      Daha baştan yıldızımızın barışmadığı olumsuz ilişkiler yumağı demir perdeli dünya düzeninin tek kutba dönüşmesiyle Hareketin ivme kaybetmesine kadar sürer.

NATO

Fatin Rüştü Zorlu’nun Bağlantısızlar Hareketinin belleğine kazınan konuşması, esasen o dönemin Türkiye’sinin içinde bulunduğu koşulların ruhunu yansıtmaktaydı.

      Topraklarını Komünizm tehdidi altında hisseden bir ülke, uğruna Kore gibi uzak coğrafyalarda önemli kayıplar vererek NATO üyeliğini henüz yeni kazanabilmişti.

      İkinci Dünya savaşından sonra dış politikamız, Sovyetler Birliği’nin Türkiye’yi işgal edeceği korkusuyla biçimleniyordu.

      Bağlantısızlar Konferansında da bu çizgimizi bozmamış, emperyallere uzak durma heyecanını yaşayan ülkelere çiçek atmak yerine Kapitalist Bloka yanaşmalarını önermiştik.

      Konferansın en hararetli tartışması tarafsızlığın komünizme hizmet anlamına geldiğini savunan Türk temsilci ile komünist ve antikomünist kutupların karşısında duran Hindistan Başbakanı Nehru arasında geçmişti.

      Nehru daha sonraki yıllarda Türkiye’nin Bandung’da İngiltere ve Amerika’nın avukatlığına soyunarak Konferansı baltalamaya çalıştığını, birçok ülkeye bu yönde baskı yaptığını üzülerek anlatmıştır.

      Türkiye kapitalist dünyanın sözcüsü konumundaydı, bu izlenim yıllarca zihinlerden silinememişti.

      Bu nedenledir ki uluslararası veya bölgesel birçok sorunda, özellikle de ulusal mesele saydığımız hayati konularda BM ve çok taraflı forumlarda her iki tarafa da zarar veren inatlaşmalar yaşanmıştır.

      İsrail’i tanımamız, dünyayı ikiye bölen Kore Savaşındaki tutumumuz, Süveyş Kanalının millileştirilmesinde İngiltere’den yana tavır almamız, bölgesel ve uluslararası konulara NATO gözlüğünden bakmamız, Arap dünyasında ve mazlum sayılan ülkelere sıcak olmayan yaklaşımımız, Cezayir’in bağımsızlığındaki çekimserliğimiz ve Kıbrıs gelişmeleri gibi konular, Bağlantısızlarla aramıza mesafe koyan gelişmelerdi.

      Kıbrıs, Ege, Ortadoğu, Akdeniz ve Kafkaslarda izleri hala devam eden Türkiye karşıtlığı ve cepheleşmeler yaşanmıştı.

TARAFSIZLIK

Bağlantısızlar hareketi ile parlak olmayan geçmişimiz ve yaşanılan diplomatik sıkıntılar göz önüne alındığında, yeni dönemde yeniden hareketleneceği tahmin edilen Bağlantısızlar dalgası ile kışkırtıcı olmayan daha uyumlu politikalar geliştirmemiz mümkün olabilir.

      Batı kurumlarıyla bağları koparmadan Sezar’ın hakkının Sezar’a teslim edileceği sağduyulu tasarrufları öne çıkaran çok boyutlu, çok gözlü dış politika stratejisi yeni yaklaşımımıza temel olabilir.

      Çatışmalı bir coğrafyanın merkezine düşen stratejik konumumuz esasen temkinli bir tarafsızlığı gerektirmektedir. Bağlı olduğumuz ittifak kararlarını sorgulayamadan onaylamak uzun vadede ülke vizyonunu zayıflatan bir durumdur.

      Tarafsızlık politikası dünyanın en tahripkâr savaşı olan 2. Dünya Savaşı sırasında başarıyla uygulanmış, olağanüstü baskı ve tehditlere karşın Türkiye savaş dışında kalabilmiştir.

      Tek hegemonlu düzenden çok kutuplu bir siyasi düzene geçmekte olduğumuz şu günlerde yaşanması muhtemel yıpratıcı gelişmeler karşısında kantarın topunun kaçırılmadan, eksen kayması tartışmalarına mahal vermeyecek ölçüde benimsenecek tarafsızlık diplomasisi ulusal çıkarlarımızın bir gereği olarak düşünülmelidir.

      Diplomasi bir anlamda keskin uçlardan itidal ve incelikli ayarlarla uzaklaşıp çözümlere ulaşmayı deneyen bir eksersizidir. İttifakları bozmadan ‘’bağlantısız ve tarafsız’’ dünyalara göz kırpılması maharetli politikalarla mümkündür.

      Nitekim Dünyayı yeniden kutuplaşmaya sürüklemekte olan yakın coğrafyamızdaki Ukrayna Rusya savaşı sarmalında Montrö destekli tarafsızlık eğilimimiz olumlu işaretler vermektedir.

      Savaşın iki tarafının dışişleri bakanlarının Antalya Diplomasi Forumu marjında bir araya getirilmesi son yıllardaki dış politika uygulamalarımızda neredeyse bir ilki oluşturmakta olup ‘’tarafsız kolaylaştırıcı’’ yaklaşımımızın uzlaşı ve barışın tesisine önemli katkısı olabilecektir.

      Bağlantısızlık beklentisi gerçekçi olmasa da Montrö ruhunun muhafaza edileceği temkinli bir tarafsızlık açılımı dış politikamızda yeni uzlaşı ufukları açabilecektir. Diplomasi birikimimiz ve donanımlı hariciye yapılanmamızın bu eksersizde başarılı bir sınav vereceği muhakkaktır.

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22