Bazen kendimi yüz binlerin önünde sahnedeymiş gibi hayal ederim. Takip ışıkları, antari etkileme sistemleri altında atılan karanfillerin kokusuyla geçerim kendimden. Tabi ki hepsi kurgu! Spot Işığı Etkisi adı verilen kişinin kendisine yönelik dikkatin abartılı bir şekilde algılanması davranışı bir psikolojik sorundur ama aşılmayacak bir sorun değildir. Muhabbetle içimizdeki kurguları bir kenara süpürebiliriz. Asla ateşin sözü değiliz, biz dostluktan yanayız.
Ne yana dönsem iç hazır mimarımın her şeyi gözümle gördüm, işte gerçekleri haykırıyorum yalanını duyuyorum. Ateşin uçuruma çağıran sözünü savunacak değilim sonra bir sigara yakıyorum. Kendi sardığım sigaramı içiyorum, biraz öksürtüyor, boğazım da hırlamaya başladı.
Üstümdeki takip ışıklarını, spotları söndürün lütfen! Kamerayı kapat kardeşim, ben şairim. Arif’in dediği gibi:
Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgâr
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni...
Sonra bir sigara daha sarıyorum. Sert bir tütün, ciğerimi paralıyor. Biliyorum, biz sigara içmeyelim diye kapatıldı onlarca tekel fabrikası, bizi düşünüyor adamlar(!) Dedim ya, biz ateşin sözü olamayız. Biz şiirin özüyüz.
Yakından alma beni
Üst üste sepetlediğim sigaramın
İpine tutunup okyanuslara çıkarım
Kanatsız da içilir hayat!
Kurşun, gözlerine boyanmış
Geceyi de ben yakarım!
Yüreğin kayar yıldızlardan önce
Kar kafes bir nefes…
Elmacık kemiğin nefrete ağaçlanmış
Aktı ya hislerin yanılgılara
Allanmadan alkışlanmış
Tenhasında dur!
Yakından alma beni
Dudaklarında konaklamaz yağmur!
Ne sen ne ben ne de biz
Ateşin sözü değiliz
Oysa melekler kutsamıştı muhabbeti
Bilmem kaç asırdır yalnızdım
Kaç asırdır aşkın eriyen çamuruna sığınmıştım
Evvelimdin, ezelimdin…
Farkında değildin…