İnsan olduğunu unutma. Sen istersen her şeyi yapabilirsin!.. Ama önce kendini tanıyıp, onuruna sahip çıkıp, gücüne güvenmelisin. Tekrar ediyorum, yapanlar da senin gibi bir insan. En canlı örnek senin Atan. Evet, Atatürk de insandı ama kişiliğine sahip çıkan, onurlu, mangal kadar yüreği olan bir insandı. Ülkenin işgal edilmiş durumunu düşün!.. Düşmanlar ülkeyi bölüşmüşler. Ordular terhis edilmiş, silahlı güç dağıtılıp silahlar toplanmış. Düyunu Umumiye diye bir teşkilat kurmuşlar. Harp tazminatı olarak ülkenin tüm gelir kaynaklarına el koymuşlar. Millet yiyecek bir lokmaya muhtaçmış. Böyle yok olmuş bir ülkede Mustafa Kemal isimli, onurlu ve yürekli bir kahraman çıkıyor. Ayağında çarık, tasında çorba olmayan insanları yüreklendirerek istilacı devletlere karşı direnip, teslimiyeti kabul etmiyor. Tüm dünyaya örnek olacak başarıyı elde edip Cumhuriyeti kuruyor.
Öncelikle ülkenin kalkınması için gece gündüz çalışıyorlar. Acili ihtiyaç olan yerli sanayiyi kuruyorlar. Devrimler yaparak, ülkeye yenilikler getiriyor. Esaretten kurtardığı halkına tüm demokratik haklarını vererek insanca yaşamlarını sağlıyor. Ülkenin hudutlarını aşarak diğer geri kalmış ülkelere de öncülük ediyor. Bunu başaran; kendine güvenen, inandığı yolda bilinçli ve cesaretle yürüyen örnek insan ATATÜRK’dür. Sen de bir insansın. İstersen kendi yaşamını değiştirebilirsin, ama önce insan olduğunu kabul edip, kendi gücüne inanmalısın. Seni bu duruma getirenlere ve bir lokma ekmeğe muhtaç edenlere direnmelisin!..
Değerli okurum, senin özgürlüğünü kıskanan ve yediğin lokmaya göz dikenler; dev adımlarla ilerleyen ülkede, 1946’da İnönü’nün Demokrasi özlemi; ayrıca anasından öğrendiği ile yetinen, Orta Çağ kalıntısı Şemsettin Günaltay’ın hazırladığı bataklığa düşüp, ülkenin kalkınması 1950 seçiminde kesilip, ‘göye (!)’ demokrasi dedikleri düzenini kurdular. Öncelikle din elden gidiyor diyerek halkı inanç bağımlısı, beyinlerini de “mantık tutsağı” yaptılar. Bir Karaoğlan (Ecevit) çıkıp “toprak işleyenin, su kullananındır,” dedi ve halkın sevgisini kazandı. Koalisyon ortağı Bahçeli mızıkçılık yapıp, akan suya engel oldu!..
AKP döneminde ise; teslimiyeti kabul eden vatandaşların malı olan tüm resmi kuruluşları özelleştirip yandaşları ile paylaştılar. Halkın malı ve emeğine el koyanlar, sırma köşklerde otururken, sana bir gecekonduyu bile çok gördüler. Sana, ölümden sonraki öbür dünyayı vaat edip “çok şükür” demeni önerdiler. Bununla yetmeyip konuştuğun Türkçeyi de dışlayarak sonu görünmeyen yolda yürüyorlar.
Sen insansın! Kendine gelip, yeter artık demelisin! Önce seni ahtapot gibi saran “mantık tutsağı” olmaktan kurtulup özgür olman gerekiyor. Bilinçli ve cesur olup Ata’nın izinden yürüyerek insan gibi yaşamalısın. Eğer adam sende diyorsan, hiç de ya-kın-maaaa!...
Esat Yavuztürk
ATA’YA EVLAT
Bağlıyken vatan zincire
Sen kefeni koltuğunda savaştın
Düşmanları yurttan kovarak
Zaferden zafere koştun
Cehalet perdesini yırtarak
Yurda sosyal tohumlar saçtın
10 Kasım 1938’de yetim kalan vatanda
Diktiğin meyveler sarardı
Kurduğun tezgâhlar paslandı
Vatanı yeniden ele alıp
Pasları kökünden sileceğiz
İzinde yürüyerek
Ata’ya evlat olacağız.