Ata Alp And


ATATÜRK’ÜN TİYATRO ANILARI-8 (*)


İsmail Galip Arcan (1894/İst.-8 Ağustos 1974/İst.)…                                        

Ondan size söz etmek istiyorum…                                                            

Tiyatro ve sinema oyuncusu, oyun yazarı ve çevirmen. 1932-1962 yılları arasında yazdığı şiirlerinin yer aldığı “Benim Romanım- Şiir Miir (Çeltüt Matbaacılık-1962)” adlı bir kitabı da var İ. Galip Arcan’ın..                                                                                     

Türk tiyatrosunu çok yönlü olarak katkıları bulunan İ. Galip Arcan; “Türk toplumunu yüceltmeye, inceltmeye ve aydınlatmaya yarayan hangi kültür kolu yoktur ki Ata'mızı ilgilendirmesin? Onunla ve tiyatro ile ilgili bir hatıra mı? Çoook. Ama bu hatıraların içinde en unutulmazını hatta sanat tarihimize altın harflerle yazılacak değerde olan en şereflisini anlatayım size” diye söze başlıyor…                                                                                                              

“Yıl 1930... Nisan'ın 12. akşamı, bir pazar günü 'Darülbedayi' adı altında çalıştığımız ve bugünkü 'Şehir Tiyatroları' topluluğunu kuracak olan sanatkâr arkadaşlarla Ankara'da turnedeyiz. Eski Türk Ocağı'nda temsiller veriyoruz. Matine ile suare arası tiyatroya bir müjde geldi:"Bu akşam temsilden sonra Çankaya'ya gelecek. Gazi Hazretleri’nin gece yemeğine davetliyiz. Bu, Afet Hanımefendi’nin delaletiyle bizim şerefemize hazırlanan bir ziyafetmiş. Çocuklar sevinç ve heyecan içinde nasıl oynadıklarını bilemediler... Temsilden sonra hazırlandık. Otomobiller gönderilmiş, bizi Marmara Köşkü'ne götürdüler. Mükellef, muhteşem bir salon. Bizden önce oraya giden vekiller, mebuslar, diğer davetliler yeyip içiyorlardı. Bizi Afet Hanım (İnan) karşıladı. Saat ikiye doğru Gazi, yukarıdaki dairesinden döndüler. Limonlu bir çay içtikten sonra bize iltihak ettiler. Yenildi, içildi. Saz geldi, danslar, farandollar ve saire... Saat beşe kadar en samimi en demokratik bir hava içinde aile toplantısı gibi eğlendik. Gün ışırken Gazi Mustafa Kemal misafirlerini uğurlamadan önce herkes ayakta ve şampanya kadehi ellerde olduğu halde bizim için nutuk söyledi. Bu nutkun her cümlesi hitabet sanatının bütün kudretini taşıyan bir şaheserdi. Atatürk nutkunu şu sözlerle bitirdi. Efendiler... Hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz. Hatta reisicumhur olabilirsiniz. Fakat bir sanatkâr olamazsınız. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim..." Yukarıdaki cümleyi o akşam sıcağı sıcağına defterime geçirmişim Sonradan benim delaletimle matbuata aydınlarımızın hafızasına geçmiştir. Bununla iftihar ediyorum."    

*(İşte Atatürk sitesinden yararlanılmıştır.)

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92