Ata Alp And


ATATÜRK’ÜN TİYATRO ANILARI-11(*)


27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi bünyesinde bir okul olarak açılıp konservatuvara dönüşen Dârülbedâyi, günümüzde İstanbul Şehir Tiyatroları olarak varlığını sürdürmekte olan bir sanat kurumu. İşte bu Dârülbedâyi 1931 yılında 15 kadar kadrosuyla Anadolu turnesine çıktığında Ankara’ya uğrar. En kıymetli ve bilinçli seyircilerinden biri de Atatürk’tür. Böyle olunca da, bir akşam onları onur konuğu olarak davet ediyor. Sanat sohbetleri ilerleyip, derinleştikçe samimi bir hava taşıyor ki, tiyatro topluluğundaki sanatçıların sorumlusu olan Muhsin Ertuğrul’dan, oynadığı tiyatro eserlerinden birinin bir sahnesini oynamasını istiyor. Ciddi ve gerçek bir sanatçı olan Muhsin Ertuğrul’un sanatıyla ters gelen bu konu, kendisini yakından tanıyanlarca da bilinmekte olduğu gibi, Atatürk’ün bu isteğini yerine getiremiyor. Bunu bir kapris olarak değerlendiren Atatürk ise gücenip, öfkeleniyor. Muhsin Ertuğrul, uzun tartışmalar sonrasında arkadaşlarının da yardımıyla kendisini ikna etmeyi başarsa da, Atatürk isteğinden vazgeçmiyor ve şartlı bir yaklaşım sergiliyor:

 -Peki, diyor. Seninle bir bahse girelim. Sana bir piyes göndereceğim bunu oynayacaksın, ben de gelip seyredeceğim. Ama diyor dikkat et, rolünü oynayamazsan seni bizzat ben eleştireceğim, kötü bir aktör olduğuna inanacağım.

Muhsin Ertuğrul bu bahsi kabul ediyor ve Atatürk’ün bu buyruğunu memnuniyetle yerine getireceğini söylüyor. Ve bir yıl kadar sonra, Faruk Nafiz Çamlıbel’in yazdığı, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya, Batı’ya doğru yayılışlarını konu eden bir destan olan “Akın” isimli piyesi kendisine gönderiyor. 

 Muhsin Ertuğrul ve arkadaşları piyesi oynamak için hazırlıklarını yapıyorlar. “Akın”daki Türk Hakan’ı İstemihan rolünü Muhsin Ertuğrul alırken, diğer rolleri Galip, Emin Beliğ, Hüseyin Kemal, Talat, Neyire Neyyir ile Şaziye ve Zehra alıyor ve provalara başlıyorlar. Bu ara sabırsızlanan Atatürk, birkaç defa oyunun hazır olup olmadığını saruyor. Derken, oyunun hazır olduğunu, temsillere başlanabileceğini Atatürk’e bildiriyorlar. Ve bundan tam 90 yıl önce bu ay yani, şubat ayının ilk haftasında da destansı “Akın” oyunu tiyatroda oynanmaya başlıyor. 

1932 yılının 19 Şubat akşamı Atatürk, yanında, Şehir Tiyatrosu’nun doğuşunda ve gelişinde çok emeği geçen eski vali Muhittin Üstündağ olduğu halde “Akın”ı izlemek üzere Tepebaşı Tiyatrosu’na geliyorlar. Konuyu bildiği için heyecanla Atatürk’ü izleyen Üstündağ, Atatürk’ün ilgisini, olumlu yaklaşımını hatta perde kapanmak üzereyken yanaklarından iki damla yaşın süzüldüğünü görüyor. Atatürk, oyunu oynayan Muhsin Ertuğrul ve arkadaşlarını içten bir şekilde alkışlıyor. Temsilden sonra eseri oynayan sanatçıların hepsini yanına kabul eden Atatürk, onları tek tek kutlayıp, güzel sözlerle de onure ederken, Muhsin Ertuğrul’a dönüp:

-Bahsi kazandın diyor sen bizim en değerli sanatçımızsın.

            *(Lütfi Ay, Ulus gazetesi,10 Kasım 1947-İşte Atatürk)

            *(Özür: Geçen haftaki yazımızın sıra numarası 10 olması gerekirken, yanlışlıkla 11 yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.)

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00