Fazilet ÖZKAN POR


ATATÜRK’ÜN SOFRASI  (VII)


“Mustafa Kemal, bir devrimci olarak, 18 yaşından son nefesine kadar hiçbir taviz zaafı göstermeyen bir idealisttir. Çağdaşlarından hiç kimseye benzemez.”

Falih Rıfkı Atay

Devrimci, idealist Atatürk’ün; Çankaya’da kurulan,Akademik okul sofralarınınkonuları;Türkiye’nin kalkınması, çağdaş bir ülke olması için yapılması gerekenlerdi.Devrimlerle birlikte, toplumsal alanda yapılacak köklü değişikleri de konuşmak, tartışmak üzere kuruluyordu o dillere destan sofralar.

Devrimingerçek ilkesi: Halkı çağdaş, tüm anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir.

“Atatürk Devrimi, çağdaşlaşmayı bir bütün olarak gören, o doğrultuda devleti, toplumu eyleme sokan ilk ulusal Türk çağdaşlaşma eylemidir.” Suna Kili

 Devlet; yasalarla, üst yapıda oluşturulan değişiklerle, sağlanacak olanaklarla desteklenmedikçe, güçlendirilmedikçe; halkın korunması, geleneksel toplum yapısının değiştirilmesi olanaksızdır.

“Çankaya,1938’e dek ‘bir devrim karargâhı’ olarak kaldı.”Falih Rıfkı Atay

Çağdaşlık, toplumsal gelişmişlik denildiğinde ise kadıngöz ardı edilmemelidir elbette. Kadının toplumdaki konumu,Türk toplumunun genel değişimi ile birlikte ele alınmalıdır. Bir Devrim Karargâhı, bir Okul olan Çankaya’dan gelen yönlendirmelerle Türk toplumunun çağdaşlaşması, kadının özgürleşmesine yardım etmiştir. Yasal düzenlemelerle,kadının erkeklerle eşit haklara sahip olması sağlanmıştır.

Atatürk; İzmir’de verdiği bir söylevde, kadınıntoplumdaki olması gereken yerini ve önemini şöyle açıklamaktadır:

“Bir toplumsal yaşam iki cinsten yalnız birinin çağdaş gerekleri alması ile yetinirse, o toplumun yarıdan çoğu güçsüzlük içinde kalır. Bir ulus ilerlemek ve uygarlaşmak isterse özellikle bu noktayı temel almak zorundadır….

Efendiler! Bilgisizlik varsa geneldir. Yalnız kadınlarımızı değil erkeklerimizi de kapsar…. Bizleri analarımızın adam etmesi gerekirdi. Onlar da edebildikleri kadar etmişlerdir…”

Çankaya’da bir akşam sofrasında da İsmet Paşa, Yusuf Tengirşek, Recep Zühtü,Kılıç Ali, Nuri Conkerile birliktedirler. Söyleşirlerken, kararlı bir sesleAtatürk:

“Memlekette yapılacak çok işimiz var! Toplumumuz bugünkü yapısı ile yüzde elli randıman veriyor; çünkü kadını üretimden çekmişiz, onu sadece çocuk doğuran, sökük diken yemek pişiren yaratık haline koymuşuz! Elbette yanlış!.. Kadını erkekle eşit haklara kavuşturmak ve üretimde kendisinden -tıpkı erkek gibi- yararlanmak gerekir. Bunu yapmadıkça batı milletlerinin hizasına gelmemiz söz konusu olamaz.” der.

Kadının kültürel özgürlüğü;Türk toplumunun kalkınmasında önemli görevler üstlenmesine yol açmıştır. Ve bu özgürlüğe yürüyüşte, itici güçlerin en önemlisini okullar üstlenmişlerdir. Kadınlar; bilimden sanata, karma okullarda öğrenim görmektedir artık.Belediye başkanı, milletvekili olabilmekte, her alanda çalışabilmektedir. Bundan böyle kadın, yalnızca; eş, ana, kafes arkasında yaşayan geleneklerin tutsağı değildir.

Atatürk; kadının çalışmasının önemli olduğunu, toplumsal alanda yer alması gerektiğini,meclis kürsüsündeki konuşmalarında ve gittiği her yerde verdiği söylevlerinde de dile getirir.

Ancak; konuşmakla da kalmaz, özel günlerde düzenlenen balolarda,kadınlarla dans eder.Böylece; kadının salonlarda, eğlence yaşamının içinde de olması gerektiğini veönemini vurgular.

Birçok kez;Çankaya’ya konser vermek üzere çağırdığı saz sanatçılarıyla, kadın ses sanatçılarını da yüreklendirir. Böylece; yetenekleri olması halinde,kadınların da istedikleri alanda sanat yapabileceklerini gösterir.

Çankaya Köşkü, Dolmabahçe Sarayı, Florya Deniz Köşkü, Yalova Köşkü’ ünde;Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Melek Erdik, Mualla Gökçay…şarkılarıyla yer almış kadın sanatçılardandır.

(Devam edecek.)

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22