Ata Alp And


ATATÜRK’ÜN SANATSAL VE KÜLTÜREL KİMLİĞİ


*YAZAR

Atatürk kısacık ömründe yaklaşık dört bin kitap okuyan çağına göre çok önemli bir okur. Bunun yanı sıra; “Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih”, “Takımın Muharebe Talimi” (Almanca’dan çeviri-1908), ”Cumalı Ordugâhı” “Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)”, “Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)”, “Bölüğün Muharebe Talimi (Almancadan çeviri-1912)”, “Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih”, (Edirne’de basılmış-1915) ve “Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918) gibi iyi bir kumandanın askeri; “Vatandaş İçin Manevi Bilgiler (Manevi kızı Afet İnan adıyla yayımlandı-1933)” gibi sosyal; “Geometri (İsimsiz yayımlandı-1937)” gibi bilimsel ve nihayetinde, başyapıtı olan “Nutuk”(1927) gibi kitaplar ortaya koyan bir yazardır.

*ŞAİR

          Atatürk yazar olmasına yazar da şair olduğu söylenebilir mi?.. Kaldı ki her yazılan şiir de yazanını şairliğe götürmez… Bununla birlikte, Atatürk adına bazı şiirler var… Basın, yayın organlarına, kitaplara geçen, internette dolaşan onun adına bazı şiirler var… “Beşike Hadisesi İçin”, “Bir Askerin Mezarına”, “Hakikat Nerde”, “İnsan”, “Kaside-i İzler” (Kırmızı izler) ve “Oğuz Oğulları” adlı şiirler Mustafa Kemal Atatürk adına kayıtlıdır. Fakat gelin görün ki, bu şiirlerin Atatürk’e ait olmadığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Özellikle, yazımıza da konu olan “Sadi Borak”ın “Atatürk ve Edebiyat” (Varlık Yayınları-1972) adlı yapıtı bu konudaki gerçekliği somut olarak ortaya koymaktadır. Sanatçı gibi düşünen, sanat konusundaki sözleri vecizleşen Atatürk birçok yönüyle şiire yakınken, “Bu şiiri yaz gel…” demesi gibi bir acil siparişlerde bulunması şiir yazan birinin tutumuyla ters düşmektedir. Fakat şu da var ki; yakın bir zamanda Eriş Ülger tarafından bulunan “Fikriye” adlı şiir yine bu konuda insanı düşündürmektedir… Atatürk’ün özel hayatından izler taşıyan,”Çankaya” dip notu düşülen  “Fikriye” şiiri insanı “acaba?..” demekten kendini alamıyor.

FİKRİYE

Bir hüzün gibi geldi geçti vuslatımdan,
Şekvacı olmadı yorgun başımdan.

Lezzet-i şinasiydi sunduğu kahve fincanından,
İzmihlâli mümkün değil sızlayan vicdanımdan.

Varsın çeksin bu dimağ, unutmaz seni,
Kimse dolduramadı yürekteki yerini.

Bir kadeh gibi sunmuştun ölümsüz sevgini,
Çaresiz yürek nedendir, bilmedi kadrini.

Terk-i hayat ne der, bilemem amma,
Bir ümmid-i hayaldir buluşmak orada.

Dilerim sübut bulur, kanayan yara da,
Aşk-ı muhabbet biter mi cennet-i alâda.

İçsende bir kadeh hayat iksirinden,
Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye’den.

Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden,
Ummid-i aşkım saracak onu cefakâr teninden.

   Mustafa Kemâl

                                                                (26 Ağustos 1926  sabahı/Çankaya)

*(Eriş Ülger tarafından bulunmuştur.)

Bunun dışında, Atatürk’ün, bir Fransız şaire ait olan bir şiri de Türkçeye çevirdiği bilinmektedir…

 

HAYAT  SERENADI

                           Atatürk’ün Salih Bozok’a yazdığı mektuptan :

                            Bir Fransız şairi hayatı şöyle tarif ediyor :

Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık.

Diğeri de :
Hayat boştur.
Biraz kin,

 

Mustafa Kemal Atatürk

         

            İşte Atatürk böyle bir dünya lideridir…

Dönemin İngiliz Başbakanı Lloyd George’nin vurguladığı gibi, “İnsnalık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya2da çıktı. Hem de bize karşı.. Elden ne gelebilirdi

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00