Ata Alp And


ATATÜRK VE RESİM - KUTAY’DAN BİR RESİM ANISI-1

RESSAMIN VE RESMİN ÖNEMİ


       Uzun bir süreden beri devam eden, sonlarına doğru ilerlediğimiz Atatürk ve sanat ile ilgili yazılarımızdan biri de Cemal Kutay’ın, “Bu başyapıtları köşke götürelim de doya doya seyredelim.” başlığını taşıyan bir anı. Atatürk’ün ressama ve resim sanatına verdiği önem bu anıda da somut bir biçimde vurgulanıyor.

            Tarihe ve topluma mal olmuş, bir yurt kurtarma ve inşa gibi kutsal amaçlar güden Atatürk örneği evrensel kahraman ve devlet adamlarının o dönemin olumsuz koşullarında bile sanat adına yaptıkları günümüze bir örnek olsa gerek. 

            Atatürk gibi ulusal ve evrensel açıdan topluma mal olmuş çok önemli tarihsel kişilerin hayatıyla ilgili olduğu, anıların bölünmesinin anlam sorununa yol açacağı ve anıya paylaşmanın başka bir seçeneği olmadığı ve de değiştirilemeyeceğinden, bu tür anıları istemeye istemeye olsa da bütün olarak yer vermek zorunda kalıyoruz. Acaba bir yanlışmı diye araştırmalar yaptığımız, profesyonel yayınevi yöneticisi dostlarımızın da bilgisine başvurduğumuz, dipnotta da kaynak gösterdiğimiz, Cemal Kutay’ın, “Bir Solukta Atatürk” (İklim Yayıcılık) adlı yapıtındaki anıyı da, affınıza sığınarak, yayınladığımız bazı anılar gibi bütün olarak yer vermek zorunda kalıyoruz:

            “Bu başyapıtları köşke götürelim de doya doya seyredelim.”

“Ankara’da sergi evi adlı bir bina yapılıncaya kadar resim galerisi yoktu. İlk resim sergilerimiz Ankara Palas’ın kalorifer dairesinin yanındaki holde açılmıştır. Ve daha taa İş Bankası’nın kurduğu ilk şeker fabrikalarından, cam fabrikalarından başlayarak sanayileşme hareketinden sonra bütün sanayii müesseselerinin bütçelerine sanata yardım faslı adı altında bin - bin beş yüz liralık tahsisat koydurdu. Bir dolar yüz  kırk dört kuruştu. Yani iki lira bile değildi. Tanınmış ressamlarımız, tanınmış heykeltraşlarımız, hatta yeni yetişen istidatlar yılın belli günlerinde eserlerini Ankara’ya getirirler, sergi evinde teşhir ederler ve her tablonun altında bir boş yer bulunur ona şı kayıt konulurdu: ‘Falan müessese tarafından satın alınmıştır.’

Şahıs yoktu, ünlü Abdurrahman Naci Demirağ şahsı adına orduya bir uçak hediye eden adam: Tek başına… Demiryolu müteahhidiydi. Mustafa Kemal, ‘İstikbal göklerdedir’ deyip tayyare cemiyetini kurduğu zaman her ilin orduya bir uçak kampanyası açıldı ve o her ilin değil her kişinin bile Türkiye’de ordusuna bir uçak armağan edebileceğini ispat için tüm servetini ortaya koyarak kendi adına bir uçak hediye ettiği zaman hemen onun yanında bir tablo alabilme öncülüğünü de yerinde getirdi. Düşünün, vatan müdafaasıyla birlikte sanatın elinden tutmuş olmak… Şimdi size Mustafa Kemal’ın bu sanat sevgisini adeta Tanrısal bir değer gibi kucaklama tercihine ait çok düşündürücü bir hadise anlatacağım.”

*( Bir Solukta Atatürk,/Cemal Kutay,/İklim Yayıncılık/ 3. Baskı/ 2008/ISBN: 978-605-4159-00-0,/sayfa: 207-212)

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92