Ata Alp And


ATATÜRK ÇUKUROVA’DA


“Nâzım’ın Şiirine Daldı Gitti” başlıklı alıntıdan bazı kesitler verirken İsmail Habip Sevük’ün anılarından yararlanıyoruz…
Adana’dan Mersin’e, daha sonra da Tarsus’a geçerler  (17-18 Mart 1923)…  Tarsus Çağlayanı’nın karşısındaki fabrika bahçesinde; Gazi çok keyiflidir... İsmail Habib, çevresindekilerin ve Mustafa Kemal’in kendisinden bir şiir okumalarını istemeleri üzerine, beğendiği şiirleri yazdığı not defterinden -nedenini bilmeksizin- Nazım Hikmet’in “Kırk Haramilerin Esiri” (yazılışı 1920) adlı şiirini okur:
“Dikkatli dikkatli dinledi ve şiir bitince, ne beğenmek ne beğenmemek;
dakikalarca ve dakikalarca dalıp gitti. Anadolu kıyamının ilk dönemlerini sembolleştiren bu şiirde, vatanı temsil eden kahramanın bir kolu kesilir ve cellat öteki kolu da kesmek isterken, balta birdenbire esirin elinde parıldar. Şefin gözleri, belli, tek kollu o hayalete dalmıştı.
Tek kollu hayalet... Yahut ülke ülke parçalanan vatan... Neleri ve neleri düşünüyor? Belki daha üç dört gün önce, ‘Kırk asırlık Türk yurdu’ dediği ve karşı sahilden dağlarının silueti görünen Antakya’yı; belki doğduğu Selanik, belki o kadar iyi bildiği Türk Rumeli... Keşke okumasaydım.”
Geleneksel şiirin hece ve uyak kaynaklı beyitlerine yaslanan Nâzım’ın şiiri, 102 yaşında olan, yazıldığı yıla göre değerlendirilebilecek bir şiirdir…  

        KIRK HARAMİLERİN ESİRİ 
Geniş dallardan sızan gecenin gölgesiyle,
Ormanda uğuldayan yağmurların sesiyle,
Bu akşam renklerini kaybedince her çiçek.
Bir kahraman esirin kolları kesilecek.
Bu bir şanlı erdir ki Rabbi bulmuş kanında.
Bir kere düşürmeden yüksek mağrur alnında.
Alevden bir sancağın taşımış gölgesini.
Memleketler çökermiş yükseltince sesini.
Tam altı yüz yirmi yıl bir nur için döğüşmüş,
Fakat günün birinde kafir eline düşmüş.
Şimdi ezmek istiyor onu kırk haramiler,
Bu son akşam kalbinde rabbi bulmazsa eğer.
Ormanda renklerini kaybedince her çiçek.
Bir vuruşta bin kesen kolları kesilecek.
İşte rüzgârda uçan alevleriyle yer yer,
Siyah ağaçlıklardan parladı meşaleler.
Dumanlı bir kızıllık ormanı gölgeliyor.
Şanlı esirleriyle haramiler geliyor.
Ağaçsız bir meydanda büyük kütükler yandı.
Haydutların karanlık yüzleri aydınlandı.
Küçük bir oda gibi yosunlaşmış bir taşı,
Kendisine taht yapan haramilerin başı.
Bir şeyler mırıldandı, bir şeyler emreyledi,
Sonra boğuk bir sesle haydi kesiniz dedi.
Haydutlar ağır ağır çekilirken geriye,
Geniş yüksek bir gölge itildi ileriye.
Tunç bir çehre parladı alevin rüzgârıyla,
Yüksek gururlu alnı geniş omuzlarıyla.
Kolları kesilecek kahraman esirdir bu,
Ne dudakları sarı ne gözlerinde korku,
Bir demir heykel gibi öyle hissiz bekliyor.
Nihayet hep kütükler olunca bir yığın kor,
Haydutların içinden birisi ilerledi.
Kolların kesilecek haydi hazırlan dedi.

      Nâzım Hikmet

 

YAZARLAR

  • Salı 27.1 ° / 18.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 30.1 ° / 19.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 25.8 ° / 16.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    10082,77%1,69
  • DOLAR

    32,41% 0,05
  • EURO

    34,75% 0,03
  • GRAM ALTIN

    2434,82% 0,00
  • Ç. ALTIN

    3907,21% 0,00