CEMAL SÜREYA'nın dizeleriyle sesleniyorum size; o, tek sevgiliye seslenmiş. Ben iki sevgiliye sesleniyorum:
"uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum.
öyle uzaktan seviyorum seni
sana söyleyeceğim her kelimeyi dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum...
ADNAN GÖKÇE'nin dizeleriyle de kendi kendime fısıldıyorum:
"Anlamalısın yaprağın ağaçta
misafir olduğunu;
Birgün uçup gideceğini
rüzgârlara kapılıp...
Ve senin de yaprak misali;
Vedalaşacağını günü geldiğinde;
Hayatla;sevdiklerinle...
Yüreğinde yarım kalmış özlemler;
Ardında günden güne solacak
anılarla"
BUGÜN 10 OCAK 2023 İZMİR'DE HAVA AÇIK, PIRIL PIRIL AMA, BENİM YÜREĞİME KAR YAĞIYOR.
Ocak ayı geldiğinde, özellikle 10 Ocak 1984 ve 10 Ocak 2000 yıllarını düşündüğümde içime, yüreğime karlar yağıyor...
Ben Kırklareli doğumluyum. Çocukluğumda bu günlerde kar kaplardı her yeri, biz şarkı söylerdik pencereden bakıp:
"Her yerde kar var, kalbim serin bu gece
Her yerde kar var kalbim senin bu gece
Belki gelirsin sen bakarken pencereden
Gözler yalnız özler, karda senden izler
Yürümek karda zordur
Gelirsen bak aşk budur
Dönsen köşeden şöyle
Şarkı söylerim böyle"
Ben şarkı söylemeyi severim; ama, yıllardır 10 Ocak'ta şarkı söylemiyorum, şiir okuyorum.
"ÖLMEK KADERDE VAR, YAŞAYIP KÖHNEMEK HAZİN
BİR ÇARE YOK MUDUR BUNA YA RABBE'L-ÂLEMİN" diyorum.
YAVUZ BÜLENT BAKİLER'in şiiriyle anneme sesleniyorum:
"Kapına geldiğimin farkında mısın?
Bütün anneleri düşündüm tek tek
Sensin benim için en güzel örnek
Seni dinleyerek, seni severek
Nasıl yüceldiğimin farkında mısın?
Seni göremedim diye bu bahar
İçimde bin türlü duygunun isyânı var
Turnaların gökyüzünü sevdiği kadar
Seni sevdiğimin farkında mısın?"
CAN YÜCEL'in dizeleriyle de babama:
"Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim"
ANNEM ve BABAM, birbirini seven iki insan ve birbirlerine saygı duyan iki insan; farklı yıllarda, ama 10 Ocak'ta Hakka yürüdüler.
11 Ocak'ta, babam İstanbul'da, annem İzmir'de, serviler ve çiçeklerle bezenmiş yerlerine, nur içinde uyumaları dilekleriyle yatırıldılar.
RUHLARI ŞAD OLSUN. HOŞÇA KALIN.
Foto: Annem, babam ve ben